Sorularım mı çoğaldı bu aralar, kendime mi cevapsız kaldım bilmiyorum. İğne deliğinden geçiyormuş gibi zaman ağır aksak, ve ben pür dikkat dikmişim gözlerimi, anlamaya çalışıyorum kopmasın diye kendimle bağım. Oysa o kadar çok kaybediyorum ki şu sıralar seni; nerede, ne zaman, nasıl bıraktığımı bilmeden, anlamadan hatta, kendime bile fazla gelen bir sessizlikte, denemekten vazgeçmediğim ama sonunu da asla getiremediğim yolların üzerinden sorgusuz sualsiz geçip gidiyorum.
Keşke burada olsaydın şimdi...Olsaydın da zaman tam geçerken o iğne deliğinden kopuverseydi ve kalıverseydik hep aynı anda, hiç bitmeden, hiç durup dinlenmeden sadece birbirimizin gözlerinde birbirimize bakakalsaydık...
Yalnızlığım mı ağır geldi bu aralar, kendime mi yetmez oldum bilmiyorum. Sus pus oturup kalmışım yaşamın kıyısında bir yerlerde, elimde eskilerden kalma bir fotoğraf. Küçük küçük ölümler birikmiş belleğimde, yüreğimde üzeri kapanmamış geçmiş zaman çukurları...Tek başına yaşamalı aslında bu gömü törenlerini, yasını tekbaşına tutmalı, kendi asık suratını aynalarda kendinden bile saklamalı, sakınmalı insan biliyorum. Meğer hayat, dudağının kenarındaki küçücük bir gülümsemeymiş, bir zamanlar görmezden geldiğim, ve şimdi ben elimdeki yarısı kesilmiş bir fotoğrafta, bu bir tek gülüşün kaybettiğim sahibini arıyorum.
Şimdilerde bu yarım yamalak kelimelerin arasında kendimi yaralasa da sözlerim, yaşamak değil aslında benimkisi, sadece kendimle savaş, ne yengi var ucunda ne de yenilgi...Ama ben her seferinde daha çok gömmek için geçmişe kendimi, gözlerimi sımsıkı kapıyorum senin olmadığın şimdiye. Nefesimin tükendiği anda yine sen geliyorsun aklıma, haberin olmayan itiraflara dökülüyor dilim, sana dair ne varsa yeniden başlıyorum anlatmaya. Seni düşünüyorum hayatın içinde, sonra seni ve içindeki hayatı. Bir umut ya işte, yakalarım belki diye kollamaya başlıyorum tekrar iğne deliğinden geçen zamanı. Derken, açıyorum gözlerimi yeniden. Açıyorum ve bakıyorum. Çünkü sen hayatsın biliyorum....
Resim: loadtr.com
Keşke burada olsaydın şimdi...Olsaydın da zaman tam geçerken o iğne deliğinden kopuverseydi ve kalıverseydik hep aynı anda, hiç bitmeden, hiç durup dinlenmeden sadece birbirimizin gözlerinde birbirimize bakakalsaydık...
Yalnızlığım mı ağır geldi bu aralar, kendime mi yetmez oldum bilmiyorum. Sus pus oturup kalmışım yaşamın kıyısında bir yerlerde, elimde eskilerden kalma bir fotoğraf. Küçük küçük ölümler birikmiş belleğimde, yüreğimde üzeri kapanmamış geçmiş zaman çukurları...Tek başına yaşamalı aslında bu gömü törenlerini, yasını tekbaşına tutmalı, kendi asık suratını aynalarda kendinden bile saklamalı, sakınmalı insan biliyorum. Meğer hayat, dudağının kenarındaki küçücük bir gülümsemeymiş, bir zamanlar görmezden geldiğim, ve şimdi ben elimdeki yarısı kesilmiş bir fotoğrafta, bu bir tek gülüşün kaybettiğim sahibini arıyorum.
Şimdilerde bu yarım yamalak kelimelerin arasında kendimi yaralasa da sözlerim, yaşamak değil aslında benimkisi, sadece kendimle savaş, ne yengi var ucunda ne de yenilgi...Ama ben her seferinde daha çok gömmek için geçmişe kendimi, gözlerimi sımsıkı kapıyorum senin olmadığın şimdiye. Nefesimin tükendiği anda yine sen geliyorsun aklıma, haberin olmayan itiraflara dökülüyor dilim, sana dair ne varsa yeniden başlıyorum anlatmaya. Seni düşünüyorum hayatın içinde, sonra seni ve içindeki hayatı. Bir umut ya işte, yakalarım belki diye kollamaya başlıyorum tekrar iğne deliğinden geçen zamanı. Derken, açıyorum gözlerimi yeniden. Açıyorum ve bakıyorum. Çünkü sen hayatsın biliyorum....
Resim: loadtr.com
37 yorum:
hayatın zorlaştığı, zamanın geçmek bilmediği zamanlarda sevgiliyi düşünmek bir umut olur bazen, gülümsetmeye yeter. böyle sevmek ne güzeldir, böyle sevilmek.... sevmenin diğer adının umut olduğu zamanlar yani. sevgilinin hayali zor zamanları kolayaştırır da, sevgiliyi beklerken bir türlü geçmez zaman. yokluğunda hayaliyle böylesine mutlu oluverirken, varlığını beklemeye dayanılmaz.
Zamanı yakalamaya çalışma...BOşver...Olmayan şey yakalanmaz ki...Zaman diye birşey yok ki...Herkesin kendi iç saati var tıngır mıngır işleyen...Sen onu çalıştır yeter...Gerisi gelir...Umut hep var nasılsa...
Seni düşünüyorum hayatın içinde, sonra seni ve içindeki hayatı. Bir umut ya işte, yakalarım belki diye kollamaya başlıyorum tekrar iğne deliğinden geçen zamanı. Derken, açıyorum gözlerimi yeniden. Açıyorum ve bakıyorum. Çünkü sen hayatsın biliyorum....
Çarpıldım gene , yamuk yumuk oldum ..zaman iğne deliğinden kopuverseydi ve kalıverseydik aynı anda olurmu ki,keşke olsa ne hoş bir şey olurdu değil mi ???
ancak kendimiz iyi geliriz kendimize
ancak özgür bırakabildiğimiz de yeterince..
sevgiler maya:)
günün blog'u na selam tebrikler bir kere daha
her nekadar blograzzi nin jesti gibi görsenizde hak edilmiş bir başarı
insanoğlu şu soruyu hep zormuştur kendince ilkinde ve sonrasında hayatı yaşamak mı zor anlamak mı kimi yaşamıştır hayatı anlamadan kimide anlamıştır hayatı yaşamadan
konuyu dağıdmadan şunu diyecem geçen lerde bir yazı okumuştum ve orda güzel bir sözvardı ve bende bunu arşivime ekledim şöyle diyordu
Acılı bir hayatla hayatsızlık arasında bir seçim yapmamı söyleseler, hiç duraksamadan acılı hayatı seçerim. İnsanlar hayatın ne kadar kötü olduğunu söylerse söylesinler, ben umudumu asla kaybetmedim. Henüz nasıl umut kaybedileceğini öğrenmedim
William Faulkner
yani kısacsı bakış açısı
Hangimiz dur diyebildik zamana yada hangimiz beklenen anlar için çabucak geçirebildik o upuzun gelen bitmek tükenmek bilmeyen saatleri. Sanırım herşeyi ZAMANa bırakmak biraz daha özgür kılabilir ruhlarımızı. Bir şeyleri umut ederek yaşamak zamanı yakalamaya çalışmaktan daha iyimser değil mi?
günün bloğu tebrik ederim seni ve bu güzel yazını :D
Yaşamak seninkisi.Özlüyorsa yaşıyor insan çünkü."Yanan yakar "derler biliyormusun?Bu yanış sana onu getirecektir bir gün emin ol.İşte o zaman zamanı durdurmayı dene olmaz mı?Ellerine sağlık.
yüreğine,o arığ-ap açık gönlüne sağlık maya'm.
aslında ne kadar acıtıcı birine, şu dünyadaki herhangi birine bu denli anlamlar yüklemek fark etmeden. fark etmiyoruz çünkü aşık oluyoruz, aşk olunca, aşk gelince böyle oluyoruz. offff bi keresinde bana yazdıklarını okudukça kendimi görüyorum diye aynı şeyi hissettim şimdi ben de tam. zamanı durdurmak zamanı durdurmak, ah mümkün olsaydı. aşkımın E halini göğsüme bastırmışken istemiştim en çok, zaman dursaydı dursaydı...
şimdi üzerinden çok zaman geçti. neredeyse on ay, bazen hala rüyalarıma geliyor o kadar, ancak öyle görebiliyorum belki bir daha da yollarımız kesişmez... her şey gibi ben de unutur bir başka yaraya yer açarım kalbimde kimbilir...
saçmaladım farkındayım, ama hoşgör...
"Meğer hayat, dudağının kenarındaki küçücük bir gülümsemeymiş, bir zamanlar görmezden geldiğim, ve şimdi ben elimdeki yarısı kesilmiş bir fotoğrafta, bu bir tek gülüşün kaybettiğim sahibini arıyorum"
Her şeyden önemlisi, değerlisi..insanın kendisi :)
Bunu bazen unutsakta, hatırlamalıyız..
Beenmaya'cim,
Senin acilen cocuk dogurman lazim, bak o zaman goreceksin, yasamla ozdesletirilebilcek tek sevgilinin aslinda bebeginin oldugunu. Hatta en sevdigin insanla yapmis olsan bile bu yavruyu o kisinin bile otesine gecip gozunun baska hickimseyi gormeyecegini. Sevgiler :)
Canım, ne güzel bir yazı bu. Kayboldum içinde. Yazılarını çok beğeniyorum ben. Yüreğine sağlık. Sevgiler canım.
Ben sitenin bu halini daha çok beğendim. Güle güle kullan...
blogun yeni hali süper olmuş bu arada:)
ne kadar akıcı içten satırlar öyle... Hani bi çok şey demek istersin susarsın kalır... Ama yazarsın can bulur.. Yüregün dile gelmiş kırmızı günlük... Çok beğendim...
"...sadece birbirimizin gözlerinde birbirimize baksaydık" mümkün mü bu?
inatla ve ısrarla başka başa şeyler görmüyor muyuz o gözlerde biz? ama keşke mümkün olabilse gerçekten....
@mq:sadece sevgilinin mi hayatın da diğer adı umut olur bazen sevgili hayat olunca :)) teşekkürler...sevgiler...
@mavi yolculuk: umut değil mi zaten zamana rağmen bizi ayakta tutan, hala devam ettiren...sevgiler canım...
@ilham perisi: keşke olsa be perim olsa ve kalıversek...sevgilerle sana...
@mel: ve hayatla, hayatın içinde...ne güzel söylemişsin :)) sevgiler benden...
@akıllı iğne: yaşamaksa her şeyiyle olmalı ancak o zaman umudun değerini bilebilirsin öyle değil mi...ben de ekledim bu güzel sözü arşivime iznin olursa...sevgiler dost...
@ela: evet olması gerekende bu aslında. umut zamana rağmen bizi inatla ayakta tutan tek şey belki de bu hayatta...teşekkürler ve sevgiler...
@
@forewell: günün bloguda (artık değilim ama olsun)teşekkürlerini ve sevgilerini iletir. kabul buyurun lütfen :))
@sufi: ta kendisi sevgili sufi...hem de ta kendisi...çok teşekkürler ve sevgiler...
@royalrojana: sağolasın royal'ım rojana'm. senin de gören hisseden yüreğine sağlık...
@ne ben olabildim ne de başkası: aynadaki diğer yanım hoş görmek ne demek sen saçmala, ne istersen yap ama en çok mutlu ol tamam mı. bakınca göreyim :))
@vili: kendine hak ettiği değeri veremeyen bir başkasına da hak ettiği değeri veremez öyle değil mi...teşekkürler. sevgiler...
@pamuk anne: gaza getirme gaza getirme zaten çok fena doğurasım var :)) ama dediklerinde çok haklı olduğunu anne olmasam bile biliyorum...sevgiler sana ve o güzel ailene...
@muhabbet çiçeği; çok teşekkür ederim canım güzel sözlerin için. sağolasın. sevgiler benden...
@maviye yolculuk: valla arkadaşım beceriksiz ve bu konularda özürlü biri olarak en azından şimdilik bu kadarını başarabildim. ben de mutlu oldum sanırım. beğenmene sevindim. sağolasın...
@ne ben olabildim ne de başkası: valla ilk denemelerimde bu sonuca ulaştık. yavaş yavaş öğreniyorum sanırım. teşekkür ederim :))
@çalıkuşu: çok teşekkür ederim sevgili çalıkuşu yüreğimden gelenleri yüreğinle dinlediğin için. sevgiler...
@mahallenin delisi: ee bizim gibi deliler öyle mis gibi bakıp tadını çıkarmak yerine başka şeyler bulup çıkartır işte. biz bu yüzden mutlu olamıyoruz kızımmmmm :))
ve bu hayat'i bir yanimiz eksik yasiyoruz. o zamani durduramadigimiz icin, akisini seyrediyoruz bir kosede.
umut'un tukendigini bilsek de yasamayi kolay kilmak icin yastigimiza gozyasi ve umutla sariliyoruz. olur ya; gunes yine dogar diye..
@beautiful disaster: umut biz ne kadar tüketmeye çalışsak da kendimizi içimizde bir yerlerde hep kalıyor hep kalacak kalmalı...sevgimle sana...
burayı sevdim diyecektim ama yazını okuyunca kendimden çok şey bulduğumu ve hislerini paylaştığımı da belirtmek istedim, bunu bilmek bazen bana iyi geliyor, belki sana da iyi gelir diye. umut her zaman olacak sanırım, biz istesek de istemesek de..
@solar: gerçekten iyi geliyor aynı dili konuştuğunu bilmek çok sağol dile getirdiğin için :)) ve umuda gelince her zaman olucak olmalı gerçekten...sevgiler...
Eee bu kadar tembellik olur mu karrdeşim , hani yeni yazııı..
@ilham perisi: içine doğmuş herhalde geliyo şimdiiii :))
çok güzel yazıyorsunuz gerçekten.. insan hem kendini buluyor yazdıklarınızda hem de kendini kaybediyor düşünürken.. kırmızı blogun farklı bir anlamı da var aslında benim için.. arkadaşlarım kırmızı der bana, o yüzden belki burda buluyorum kendimi.. nazar değmesin kaleminize:))
@ayşe: şu anda kendi kendime gülüyorum çünkü ben bu yorumunu kazara sildim, kaybettim sanmıştım hatta sana mesajda atmıştım ama meğerse buradaymış :)) kırmızıdan kırmızıya kocaman sevgi ve selamlar o halde :))
..son paragrafa "şimdilerde" kelimesiyle başlayan bir cümleyle başlaman daha bir asillik kazandırmış yazına..birşey söylemiyorum yazına dair.. tebrikler..
@isimsiz: diyeceğini dedin zaten ben aldım mesajı :)) sağolasın...
yarısı yırtılmış fotoğraflar..
aslında o yırtık eksik fotoğrafa her baktığımızda, oradan yırtıp attığımızı hatırladığımıza göre..
neden fotoğrafın bütününü atmayız ki..
yoksa fotoğrafın tamamını attığımzda kendimizi de atacağız diye korkuyoruz??
unutma bahçesi'nde latife tekin belki de bu soruya verilebilecek en güzel cevabı vermiş.
"insan her gün gördüğü yüzler arasından bir yüzü seçip unutmak isterse bir varlığın, içine işleyen duygusundan sıyrılmaya çalışırsa başarısızlığa uğrar. o yüzü ve o varlığı çevreleyen her şeyi, sesinin ulaştığı, titreştiğ genişliği, bakışlarının derinliğini, gezip dolaştığı yerleri, gidebileceği uzaklıkları, sığdığı ve taştığı her şeyi unutması gerekir.
unutmak, insan için bütün bir zamanı unutmakla olanaklıdır. bir bakışı unutmak istediğimizde büyük bir yitimi göze almak zorundayız. ancak böyle bir yitimin neden olacağı yıkımın altından kalkılabilirse insanın yeni bir yaşamı olabilir. ve insan bu yeni yaşamına çok derin bir bilgiyle; kaybın bilgisiyle sahip olur."
bende soruyorum kim bu "sen" dediğin,açıkçası tüm bahsettiğin "sen"lerde bir iyi güzel yan var; neden sitem neden kızgınlık neden el hareketi neden üfür yok anlamıyorum...
ve öğrendim o "sen" dediğin;"Çünkü sen hayatsın biliyorum."...
hayatın dünü hep geçer, düşün çok zifir saçma ve bir an önce geçmesini istediği bir zaman vardı geçmişte..ve o geçti..yinede insanevladı o acıyı da, başka mutlulukları da geçmişte-anılarda bıraktığı yerde bulacağını biliyor..
tamam,yarın bana sayısal loto çıkacak,üç beş ev alacam vs vs ..ama sonrası yine belirsiz..amaaan belirsiz olsun, tanrıdan bir parça değilmiyiz, öteye geçme, zihinsel harikalıklar yaratma, nefes aldığımızı fark eidip gökyüzüne bakma ve poğoçanın arasına konmuş domatesin suyunun ağızda ıslanması yok mu; var; ne mutlu o halde bizlere :))
hoşçakal
@beyazmavi: herşey hayatın içersinde en başta da ben...:))
ve sahiden düşününce aslında ne mutlu bize...
Yorum Gönder