Her hikâyede geçer zaman.
Her zamandan geçer hikâye.
Kalan yok geriye.
Bir kırık ezgi olurum,
yollarında savrulurum,
dua olur, kulağına sarılırım,
renk olur, gözlerinde oynaşırım,
gün gelir, giderim buralardan.
Adını, hikâyeni anlatırım
seni başka bilenlere.
Kalbimdeki yerini anlatırım
Gelenlere, gidenlere.
Bir şarkı olurum
esirgeyen ve bağışlayan
başka başka dillerde.
Aşk yolunda kervan,
dağ yolunda taşı kırık çeşme,
söğüt altında, uykuda bir ses
bir heves olurum yad ellere gidenlere.
Gün gelir, sen olurum, ben olurum, biz olurum.
Yabancı olurum, âşık olurum, maşuk olurum.
Gün gelir, karanlığa ağıp ışık olurum.
Ateşe pervane, âbına peymane, emrine amade olurum.
Unutmayasın diye sakin bir hikâye olurum.
Güneşinden ve senden uzak,
âlemler içre kayıp bir seyyare olurum.
Seni en seven ben olurum!
İhtiyar olurum, çocuk olurum,
kadın olurum, erkek olurum,
insan olurum, felek olurum,
tozlu yolda yön söyleyen direk olurum.
Kerrâ Hatun olurum, sonra Alaaddin ile Veled,
bir garip yabancı sonra,
Kimya’nın acılı ruhu olurum.
Parçalara ayrılıp bütün olurum.
Dil ile hikâye olurum,
Ebedi bir aşka girizgâh olurum,
Bir cinayete sonsöz, bir aşka önsöz olurum.
Size bir masal bırakırım,
şu zalim dünyaya bir mesel.
Adını “Şeeeeems!..Unutma!..” korum.
Gün gelir, ben de kendi hikayemde yok olurum.
Unutma diye, sırf unutma diye...
ÖZEN YULA
İTİRAZ OYUNLARI/ŞEMS, UNUTMA!