11.08.2008

SENİN DAĞINIKLIĞINI SEVMEK

Bugünlerde çok yoğun çalıştığından bahsediyorsun, sen konuşurken ellerin bir yandan ortalığı düzeltmeye çalışıyor alelacele. Bırak kalsın diyorum sana, içimden aslında evinin bu dağınık halini sevdiğimi geçiriyorum; kitaplığından taşıp duvar diplerinde kendine yer bulmuş olan kim bilir senin tarafından kaç kez okunmuş, satırları çizilmiş, belleğinde ya hepsi ya da sadece tek bir kelimesi yer etmiş kitaplarına, sağa sola bıraktığın üzerine belli belirsiz kokunun sindiği kıyafetlerine, dinlerken sadece kendinin duyabileceği bir sesle eşlik ettiğin cd’lerine, benim gözümün görebildiği, senin ellerinin değdiği her yere bakarken...Senin bu dağınıklığını seviyorum ben aslında, diye düşünüyorum. Senden bir parça, sana dair her parça sağa sola, her yere dağılmışken, her yerde gözlerimin sana çarpmasını, seni bulmasını seviyorum.

Aklının dağınıklığını seviyorum mesela. O tatlı unutkanlıklarını, yanlış zamanlamalarını, kimi zaman bana, kimi zaman kendine geç kalmalarını. Ellerinin dağınıklığını seviyorum; nereye koyacağını bilemediğin ellerinin, o çocuk telaşında sağa sola değip, her dokunduğu yerde senden bir iz bırakmasını. Gözlerinin dağınıklığı seviyorum sonra. Geçmişten bir parça hüzün, şimdiden belirsizlik ve geleceğe dair umut taşıyan gözlerinin bazen bana yakın, bazen çok uzaklarda olmasını. Yüreğinin dağınıklığını seviyorum, yaşadığın o umarsızlığı, o kırılganlığını, sonra tek bir sözle, tek bir sözde yeniden başlamalarını. Saçlarının dağınıklığını seviyorum, o küçücük yüzünün her yanına bulaşmış ışık parçaları gibi gözlerimi kamaştırmasını ve parmaklarımın arasında kaybolmalarını...

Senin bu dağınık hallerini seviyorum ben aslında biliyor musun? Evinin dağınıklığını, aklının dağınıklığını, saçlarının dağınıklığını, ellerinin, gözlerinin, yüreğinin sonra...Senin bu dağınıklığını seviyorum en çok. Sonra o en masum, en utangaç hallerinle bana, sadece bana olan toplanmalarını...


***Bazen önce kişi vardır, zaman, olay, durum ya da her neyse o...Sonrasında yazılır cümleler. Kelimeler eksiltir ya da çoğaltır, genişletir ya da daraltır ama bir şekilde tamamlar işte kendinden önce olanı. Bazen de önce bir yazı yazılır. Aniden dökülüverir cümleler, kime, niye yazıldığı bilinmez. Sadece bekler, doğru kişiyi, zamanı, durumu ya da olayı...

Bu yazı 3 ay kadar önce yazılmış kimliksiz bir yazıydı, sessiz sedasız bekleyen. Ama artık sahibini buldu...

Resim: loadtr.com

19 yorum:

mamagonekrazi dedi ki...

Beenmaya,
Vallahi simaracak senin bu sevgili!!! bu kadar sevme kiz incinirsin :) Okuyormu bu yazilarini bakalim? Ay haddimi astim galiba, pardon pardon :)

beenmaya dedi ki...

@pamuk anne: haddini aşmak mı valla sabah sabah öyle güzel geldi ki yorumun, öyle hoşuma gitti ki :)) evet belki incinirim dediğin gibi ama sevmek biraz da bunu göze almak değil mi :)) pamuk anne ve iki bebeye sevgiler selamlar...

ilham perisi dedi ki...

Vuu sahibini bulduysa daha ne.!
Keşke benide tüm cadılıklarımla seven biri olsa diye geçirdim aklımdan .Ama kimse cadıları sevmiyor...:)Şaka şaka ..Çok güzeldi mest oldum ..

beenmaya dedi ki...

@ilham perisi: valla sahibi bu konunun ne kadar farkında ve ne der bilemem ama buldu ya işte daha ne öyle değil mi :)) bu arada sen cadı mı dedin kendine. yahu beni daha tanımadın ki :))

Yeşim Özdemir dedi ki...

Nee yazı sahibini mi buldu??? Bi dakka ... Nasıl yani?? Eee niçün benim bundan haberim yok???? Şaka bir yana hem yazın hem de bu yeni duyduğum haber içimi ısıttı...Öptüm canımın içi

beenmaya dedi ki...

@yeşimim yerim ben seni. bugün görüşemedik ama kendimi affettiririm ben sana merak etme. akşamı bekle :))

ilham perisi dedi ki...

Hımm demek sende cadısın ,iyi cadıları severim ...:))

beenmaya dedi ki...

ehh ne güzel o zaman :)) ben seni zaten sevmiştim kan çekmiş demek ki :))

ne ben olabildim ne de başkası dedi ki...

kehanet gibi...:)

saklıdefter dedi ki...

Önce hayırlı olsun diyelim:) Sonrada bu kadar yoğun bir dağınıklığa sahip olma hakkını verebilmen ve sen tarıfından sevilebilme şansını kazanabilmesi... Güzel bir sevgi bu... Sende sevgiyle kal:)

beenmaya dedi ki...

@ne ben olabildim ne de başkası: umarım lanet olmaz :))

@saklıdefter: oldu mu olur mu olacak mı bilinmez. sevmek her türlü hakkı verebilmek belki de kimbilir. ama sevilen bu hakları ister mi, benimser mi, sever mi bu da başka bir durum tabi. aman neyse ben seviyorsam sen bahanesin misali bırakıvermeli zamana :)) bu güzel ve içten sözlerin için çok teşekkürler :))

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Sahibini bulması çok güzel canımmm.
sevgilerimle.
Not : yazın yine harika elbette.:))

beenmaya dedi ki...

@özlem: teşekkür ederim özlemim :))

vili dedi ki...

Aşk bu mu olmalı ?
Bu mudur yada :)

beenmaya dedi ki...

@vili: bilsem...:))

7.oda dedi ki...

çok ilginç.. senin sahibini sonradan bulmuş, öncesi kimliksiz yazını, sanki biri bana yazmış gibi okudum baştan sona :) iyi ki erkek değilsin, peşinden koşmaya başlayabilirdim :)

beenmaya dedi ki...

@7.oda: valla eğer erkek olsaydım senin gibi bir hatunu kaçıracağımı hiç sanmadığımdan peşinden koşulan ben değil sen olabilirdin :))

YAZANA DAİR dedi ki...

düş-lemişsin,
sonuç saymışsın dış dünyayı,
cildimdir o benim demişsin.
dönmüşsün onlara,
siz benim dışımdaki bensiniz demişsin.

düş-lemişsin,
düşünüş ve nefesle üflemişsin neyini,
cenneti oluş durumun saymışsın.
zamana düşü ekleyip gerçekliği yaratmışsın.
düşün çıkagelip sana dokunmuş.

her aşkın ardındaki düşüşü beklermişsin şimdi

beenmaya dedi ki...

@yazana dair:
her aşkın ardındaki düş(üş)
geldi ve
gitti
yine de düş(le)mesi güzeldi :))