“Sese dönen her şey anlamlandırılır.”
Anlamlandırmak gerekir mi her şeyi? Bilinmez...Anlam içindedir senin çünkü. Senin verdiğin kadardır anlam. O kadar çok ya da o kadar az...
Ama seslendirdiğinde bir şeyi, söze döktüğünde yani, genellikle anlamdan uzaklaşır insan. Konuşmanın/kelimelerin kifayetsiz olduğu zamanlar vardır gerçekten. Bir türlü anlatamazsın ne olmakta olduğunu. Bazen kendine bile...Anlatmaya çalıştıkça, anlaşılır olmaktan gittikçe uzaklaşır, debelenir, debelenir ve nihayet batarsın kimi zaman. Ve vazgeçersin. Boşuna bir çaba gibi gelir sözler. Kocaman bir boşunalık duygusu kaplar yerini göğünü. Susarsın...Herkes kendi anladığı ile kalır sonuçta. Ve herkes kendi anladığını yaşar...
Hani klişe laftır ya; “Karşındakine anlatabileceklerin, onun anlayabilecekleri ile sınırlıdır” derler. Öyledir de...
Bu zorluğu yaşamış insanlar sonra içlerinde biriktirdiklerini “söz”e dökerler, ama bu kez romanlar, hikayeler ya da şiirler çıkar ortaya. Sonra sen, ben, o yani biz sanatçı olmayan diğer insanlar onları okurken “işte yaa, tam da buydu demek istediklerim” deriz ve birden anlarız ki hepimiz aynıyız aslında. Biricik ve özel sandığın tüm duygular daha önce de yaşanmış, tüketilmiş birçok insan tarafından...
O zaman bir boşluk oluşur sanki etrafında. Sakin, durgun ve tuhaf bir boşluk...henüz huzurlu değil...Ama sakin...Sakin...
BELLA
*Tam da söylediği gibi; sakin, durgun ve tuhaf ve henüz huzurlu olmayan o boşluk varken etrafımda, denk geldi sevgili BELLA’nın kelimeleri...O nedenle de ben sustum. Sustum ki; tam da şu anda beni bana anlatan BELLA konuşsun.
*Görsel: Deviantart
Anlamlandırmak gerekir mi her şeyi? Bilinmez...Anlam içindedir senin çünkü. Senin verdiğin kadardır anlam. O kadar çok ya da o kadar az...
Ama seslendirdiğinde bir şeyi, söze döktüğünde yani, genellikle anlamdan uzaklaşır insan. Konuşmanın/kelimelerin kifayetsiz olduğu zamanlar vardır gerçekten. Bir türlü anlatamazsın ne olmakta olduğunu. Bazen kendine bile...Anlatmaya çalıştıkça, anlaşılır olmaktan gittikçe uzaklaşır, debelenir, debelenir ve nihayet batarsın kimi zaman. Ve vazgeçersin. Boşuna bir çaba gibi gelir sözler. Kocaman bir boşunalık duygusu kaplar yerini göğünü. Susarsın...Herkes kendi anladığı ile kalır sonuçta. Ve herkes kendi anladığını yaşar...
Hani klişe laftır ya; “Karşındakine anlatabileceklerin, onun anlayabilecekleri ile sınırlıdır” derler. Öyledir de...
Bu zorluğu yaşamış insanlar sonra içlerinde biriktirdiklerini “söz”e dökerler, ama bu kez romanlar, hikayeler ya da şiirler çıkar ortaya. Sonra sen, ben, o yani biz sanatçı olmayan diğer insanlar onları okurken “işte yaa, tam da buydu demek istediklerim” deriz ve birden anlarız ki hepimiz aynıyız aslında. Biricik ve özel sandığın tüm duygular daha önce de yaşanmış, tüketilmiş birçok insan tarafından...
O zaman bir boşluk oluşur sanki etrafında. Sakin, durgun ve tuhaf bir boşluk...henüz huzurlu değil...Ama sakin...Sakin...
BELLA
*Tam da söylediği gibi; sakin, durgun ve tuhaf ve henüz huzurlu olmayan o boşluk varken etrafımda, denk geldi sevgili BELLA’nın kelimeleri...O nedenle de ben sustum. Sustum ki; tam da şu anda beni bana anlatan BELLA konuşsun.
*Görsel: Deviantart
18 yorum:
Tıpkı senin yazdıkların gibi senden yansıyanlar gibi.Ne güzel yazmış Bella ve çok güzel anlatmış tabi benim anladığım kadarıyla.
çook güzel yazmış...
sen de paylaştığın için teşekkürler...(^-^)
"Sesinin tonuna, söyleyeceği cümlelerden daha fazla önem veren birine güvenmeyin..." diye okumuştum, nerede okuduğumu hatırlamıyorum.
Bizim "beenmaya" isminde 'bella'mız var belki okuduğumuzun farkında değildir ama ondan o kadar çok şey öğrendik ve öğreniyoruz ki..
Sevgi ve saygılar
iyi ol genede maya, boşluk çölün rüreğinde kalmak gibidir, küçük vahaları aramaktan vazgeçme sakın.
dilerim vahanı tez vakitte bulursun. bazen insan büyük umutlarından böylesi küçük vahalarına sığınır ayakta kalmak (ben ) olmak için
sevgimle
Sevgili Beenmaya, ne mutlu bana yüreğinin bir noktasına denk gelebildiğim için... Paylaştığın için sana, yorumları için okuyanlara teşekkür ederim. Sevgiyle...
“Sese dönen her şey anlamlandırılır.”
;)
Flulaşmış pencerenin dışarıda yağan yağmurdan ıslanan kısımlarından yansımalar gibi,
yazında seni gördüm inanabilir misin?
Hoşgeldin Bella,yangında ilk kurtarılacak bloglar listeme eklendin bile :) Maya'm,güzel gönlünle paylaştın.Teşekkürler :)
@Ateş Böceği: evet ateşim böceğim kelimelerini çok yakın buldum kelimelerime ve hemen paylaşmak istedim...
@mor kedi: o halde bizden de sana sevgiler kedicik :)))
@Elif Gizem: hımm düşündürücü...
@haykırış: iyi olman dileğiyle sevgilia bim kocaman teşekkürler ve sevgiler :)))
@atesinsesi: ne güzel, ne doğru söylemişsin atesinsesi...
sağolasın...
@Bella MeriPosa: asıl teşekkürler benden sana dilime, sözüme, içime tercüman olduğun için...
ne iyi ettin de geldin
iyi ki geldin
hoş geldin
:))
@Antipatik Yazar: Bella'nın yazısında beni gördün yani :)))
@AyŞeGüL KuŞ: teşekkürler bizen olsun canım benim :))
Haha haha Beenmaya'm hangi kafayla okudum ben bu yazıyı,
Muhtemelen çalışıyordum ve en az 4 kere dikkatim dağılmıştır.
İşin komik tarafı yazıyı okuduğumu hatırlıyorum ama son paragrafı hayır
Muhtemelen onu okumadım
Yada çalışırken araya dar vakit sıkıştırdım yazıya sadece göz gezdirip yorum yaptım
Bilemiyorum şimdi!
Neyse Bella'nın yüreği ve yüreğinden akan satırlar şahaneymiş ;)
"Sustum ki; tam da şu anda beni bana anlatan BELLA konuşsun." demişsin. Ee seni buldum işte yazıda ;)
@Antipatik Yazar: ilahi sen ya alemsin valla bu yoğunlukta güldürdün ya beni sen de hep gül emi :))))
Yorum Gönder