Günlerin, demini alamadığı zamanlar vardır.
Güneş doğar, gece karanlık perdesini çekmeyi unutur şehrin üstünden.
Günaydınlar, bir başka güne ertelenir.
İnsanların neşeli sesleri akşama kadar dolduramazlar caddeleri.
Böyle günler, uygun değildir aslında başlamaya,
Ama başlarız.
Günlerin, neredeyse hiç yürümediği zamanlar vardır.
Bir ağustos sıcağının her yeri kaplayıp kurutması gibi durur hayatın akıntısı.
Sadece, bir ağustos böceğinin sesini işitiriz, uzaktan, belli belirsiz.
Devranın döndüğünü unutmamak için, derin nefesler alırız.
Böyle günler, uygun değildir aslında sürdürmeye,
Ama sürdürürüz.
Günlerin, ağırlıkları kaldıramadığı zamanlar vardır.
Sözler dibe vurur; hiçbir maviliğin kaldıramayacağı bir ağırlığa ulaşır.
Sessizlik, seslerin ötesinde bir hayalet gemi olur.
Gider, en gidilmez limanlara demirler.
Böyle günler, uygun değildir aslında konuşmaya,
Ama konuşuruz.
Günlerin, surat asmaktan hoşlandığı zamanlar vardır.
Hüzün düşer yüzümüzden; parçalanır, bin parça, sıkıntıya sığınır parçaları.
İçimizdeki her şey, kendini tene vurmanın bir yolunu arar.
Acıyı tırnaklarımızda bile hissederiz.
Böyle günler, uygun değildir aslında gülümsemeye,
Ama gülümseriz.
Günlerin, pembe kıvılcımlar çıkarttığı zamanlar vardır.
İçimizde startını vermediğimiz baharla yeşerdiğini görür, şaşırırız.
Kalbin doğruları, aklın yanlışlarına galebe çalar.
Bu heyecan, bu akıl almaz körlük bir koşuya sürükler bedenimizi.
Bağrımıza saplanan gerçeklerle uyanırız.
Böyle günler, uygun değildir aslında sevmeye,
Ama severiz.
Günlerin, ince sarsıntılar uydurduğu zamanlar vardır.
Neden olduğunu bilmediğimiz kırgınlıklarla açarız gözlerimizi dünyaya.
Bütün titreşimler bir yerimizi acıtır mutlaka.
Bütün izler bilmediğimiz bir ateş tutuşturur bir köşemizde.
Çaresiz teslim oluruz.
Böyle günler, uygun değildir aslında kırılmaya,
Ama kırılırız.
Günlerin, diğer günlere benzemediği zamanlar vardır.
Elimize aldığımız her şey pörsüyüp söner.
Biriktirdiğimizi sandığımız geçmiş, ufalanıp gider avuçlarımızda.
“sonra”da kaybeder anlamını “önce”nin ardından.
Bir mum ışığından yansıyan gölgeye dönüşürüz.
Böyle günler, uygun değildir aslında yaşamaya,
Ama yaşarız.
Günlerin, sona ermediği zamanlar vardır.
Kelebeğin ateşe yakalandığı gibi yakalanırız.
Hiçbir şey anlamadan...
Akreple yelkovanın bu nedensiz duruşundan hiçbir anlam çıkaramadan...
İpi yeniden bağlayamadan ve çözemeden...
Böyle günler, uygun değildir aslında ölmeye,
Ama ölürüz.
GÖKHAN ÖZCAN
Görsel: Deviantart
Güneş doğar, gece karanlık perdesini çekmeyi unutur şehrin üstünden.
Günaydınlar, bir başka güne ertelenir.
İnsanların neşeli sesleri akşama kadar dolduramazlar caddeleri.
Böyle günler, uygun değildir aslında başlamaya,
Ama başlarız.
Günlerin, neredeyse hiç yürümediği zamanlar vardır.
Bir ağustos sıcağının her yeri kaplayıp kurutması gibi durur hayatın akıntısı.
Sadece, bir ağustos böceğinin sesini işitiriz, uzaktan, belli belirsiz.
Devranın döndüğünü unutmamak için, derin nefesler alırız.
Böyle günler, uygun değildir aslında sürdürmeye,
Ama sürdürürüz.
Günlerin, ağırlıkları kaldıramadığı zamanlar vardır.
Sözler dibe vurur; hiçbir maviliğin kaldıramayacağı bir ağırlığa ulaşır.
Sessizlik, seslerin ötesinde bir hayalet gemi olur.
Gider, en gidilmez limanlara demirler.
Böyle günler, uygun değildir aslında konuşmaya,
Ama konuşuruz.
Günlerin, surat asmaktan hoşlandığı zamanlar vardır.
Hüzün düşer yüzümüzden; parçalanır, bin parça, sıkıntıya sığınır parçaları.
İçimizdeki her şey, kendini tene vurmanın bir yolunu arar.
Acıyı tırnaklarımızda bile hissederiz.
Böyle günler, uygun değildir aslında gülümsemeye,
Ama gülümseriz.
Günlerin, pembe kıvılcımlar çıkarttığı zamanlar vardır.
İçimizde startını vermediğimiz baharla yeşerdiğini görür, şaşırırız.
Kalbin doğruları, aklın yanlışlarına galebe çalar.
Bu heyecan, bu akıl almaz körlük bir koşuya sürükler bedenimizi.
Bağrımıza saplanan gerçeklerle uyanırız.
Böyle günler, uygun değildir aslında sevmeye,
Ama severiz.
Günlerin, ince sarsıntılar uydurduğu zamanlar vardır.
Neden olduğunu bilmediğimiz kırgınlıklarla açarız gözlerimizi dünyaya.
Bütün titreşimler bir yerimizi acıtır mutlaka.
Bütün izler bilmediğimiz bir ateş tutuşturur bir köşemizde.
Çaresiz teslim oluruz.
Böyle günler, uygun değildir aslında kırılmaya,
Ama kırılırız.
Günlerin, diğer günlere benzemediği zamanlar vardır.
Elimize aldığımız her şey pörsüyüp söner.
Biriktirdiğimizi sandığımız geçmiş, ufalanıp gider avuçlarımızda.
“sonra”da kaybeder anlamını “önce”nin ardından.
Bir mum ışığından yansıyan gölgeye dönüşürüz.
Böyle günler, uygun değildir aslında yaşamaya,
Ama yaşarız.
Günlerin, sona ermediği zamanlar vardır.
Kelebeğin ateşe yakalandığı gibi yakalanırız.
Hiçbir şey anlamadan...
Akreple yelkovanın bu nedensiz duruşundan hiçbir anlam çıkaramadan...
İpi yeniden bağlayamadan ve çözemeden...
Böyle günler, uygun değildir aslında ölmeye,
Ama ölürüz.
GÖKHAN ÖZCAN
Görsel: Deviantart
32 yorum:
:/ bazı yazıların okunmaması gereken zamanlar vardır ama okursun.
okuyunca canının yandığını bilirsin bir yerde...
okumasan olur ya ama okursun dahası anlarsın...
böyle günler uygun değildir aslında okumaya ama okursun ve işine dönersin...
dem bu demdir... dem bu dem...
aman be maya...
günlerin güllere benzediği bir saat vardır hani...
taşlara düşen o saat gibi ne artı ne eksi...
bir sağlık bir sevinç bir umut...
şahane yaşadık şahane de ölürüz...
teferruat gerisi.
hikaye hepsi.
ah maya nasil geldi simdi bu yazi bana bir bilsen... yada hic bilme istersen.
benım ıcinde
gunlerın gecmedıgı gunler bugunler
cok guzel yazmısısn yıne mayacım
Bunun tam tersinin olduğu zamnlarda oluyor elbet ,hayat hep aynı değil ki sadece sen ben ve bize benzeyen insanlar biraz fazla kafa yoruyoruz sanki bu kötü hep söylüyorum biliyor ve görüyor olmanın dayanılmaz ağırlığıdır buna sebep..
Her şeye karşın farkındalık iyidir Beenmaya'm. Sevgilerimle...
''türkiye'nin Dostoyevski'si. aşkın ve tutkunun unutulmayacak yazarı. sözcüklere esrar katan bilge'' demişler Ekşi Sözlük'te Gökhan Özcan için.İlk kez okudum..yine birşey öğrendim senden Maya'm..
Mor Kedi'nin de yorumda yazdığı satırlar şiirin devamı gibi. bayıldım...
öyle günler vardırkı yaşadığımı sanırım aslında yaşamamışım. öle günler vardırki sevildiğimi sanırım aslında kandırılmışım öle günler vardır ki ölmek istedikçe hayatta kalmışım. eline kalemine gönlüne sağlık artık bu yazılarınızı okumaktan günlerimi geçirmeyeceğimden emin olabilirsiniz. TARKAN ŞAHİN
Bazı günleri hiç yaşamamış olmayı isteriz ama yaşamışızdır.
@mor kedi: ne diyeceğimi bilemedim kedicik...
öpüyorum yüreğinden...
@Aynadaki Aksim: aynen öyle...
@absalom: diyorsun demesine de sen kendin bu dediklerine sonuna kadar inanıyor musun acaba :))))
@A-H: ben senin yüreğinin iyi olduğunu bileyim yeter be güzelim...
@öyküm: çok güzel yazmış Gökhan Özcan ve bana da sadece paylaşmak düştü öyküm...
@Ateş Böceği: elbette öyle ateşim hayat her şeyiyle hayat değil mi zaten...
@aysema: öyledir elbet aysemam...
@AyŞeGüL: ben de yeni öğrendim bu ismi ve sizlerle de paylaşmak istedim bu harika dizeleri canım...
ve evet kedicik de döktürmüş...
@Adsız: sevgili Tarkan Şahin ben üzerime alınarak cümlelerinizi teşekkür ediyorum.
hoş geldiniz...
@YAŞAMIN KIYISINDA: ve bazı günleri de yaşamayı ne çok isteriz aslında ve hiç yaşayamayız...
of..
tüm yaşanamayanlar yaşam hanemize gün olarak eklense ya. ölüm olmasa bu denli kıymetli olur muydu ki yaşam? sanmam.
Çook güzel,tadına doyulmaz bir şiirdi.Bizimle paylaştığın için çook teşekkürler Beenmaya'cım.Çoook güzel bir hafta geçirmen dileğimle.sevgilerimle.
Hafta başında çok iyi geldi bu yazı bana:)
@Karakutu: olmazdı elbet. her şeyin anlamı zıddıyla değer kazanmıyor mu zaten...
@Kamikaze: çok teşekkürler güzel dileğin için. dileğin dileğimdir hepimize dair...sevgiler canım :)))
@özlem: iyi bir hafta geçirmen dileğiyle o halde :))
daha seçtiğin resimden..ilk cümleden belliydi bu başıma gelen..
ama okudum.."oku-sa-mıydım"bana daha ağır gelirdi, "oku-ma-malıydım" dan..
@parmakuçlarım: yapmadığın, yaşamadığın için pişman olacağına yaptığın, yaşadığın için pişman ol demişti bir dost yürek bana...
o nedenle iyi ki okumuşsun diyorum ben de sana her şeye rağmen iyi ki...
haksızlık etmemem gerek..çok beğendim..sadece içini acıtması muhtemelden kaçınma davranışı idi benimkisi..
"iyiki" benimde "keşke" ye tercihimdir ;)
@parmakuçlarım: ama işte canımızı yakacağını bilsek de yaranın kabuğunu çekiştirmekten de asla vazgeçmeyen tuhaf hallerimiz de var öyle değil mi :)))
Nasıl da sorgusuz bir yaşam, nasıl da umursamaz bir zaman... Çok güzel bir şiirmiş. Sanki bestelenmesi gerek. Bir beste yakışır diye düşündüm sözlerinin hüznüne...
@Elif Gizem: söz melodiyle birleşince kimbilir nasıl da güzel gelir kulağa öyle değil mi...
Yorum Gönder