Pages

SUÇLU OLAN KİM?

1.11.2011
*Çok değil 1,5 sene kadar önce bazı araştırma sonuçları kullanılarak hazırlanmış bir yazı bu. Kullanılan araştırma sonuçları ise yine aynı dönemde; 29-30 Nisan 2010 tarihlerinde Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin düzenlediği “Cinsel Suç Kavramı ve Delillendirme” konulu sempozyumda İstanbul Adli Tıp Enstitüsü’nden Prof. Dr. Fatih Yavuz’un açıkladığı bilgilerden oluşmakta. 1,5 sene sonra bugün geldiğimiz noktadan baktığımızda en dikkat çeken nokta ise; araştırma sonuçlarına göre cinsel suçların ortaya çıkmama nedenlerinden biri olan “saldırganın cezalandırılmayacağı korkusu”nun yargı tarafından ete, kemiğe büründürülüp gerçek hale getirilmesi, kesinleşmesi! 13 yaşındayken 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç'nin davasında inanılmaz bir gerekçeyle tecavüzcülere uygulanan ceza indirimi de bu durumun en iyi örneği!

***

Cinsel taciz ve tecavüz. Hep vardı ve hala da var. Ama son günlerde birbiri ardına patlak veren olaylar, özellikle çocuklara yönelik taciz ve tecavüz vakalarının sayısındaki hızlı artış ve gün yüzüne çıkan, çıkartılan dosyalar nedeniyle daha çok konuşulur, tartışılır oldu. Bir çocuğun bir başka çocuğa tecavüz edip öldürmesi ise bu konunun ne vahim ve tehlikeli bir boyuta geldiğinin en büyük kanıtı ne yazık ki...

Yapılanlar karşısındaki acı ve olabilecekler karşısındaki korku artık hepimizin yüreğine yerleşmiş durumda. Artık görmezden gelemeyeceğimiz, sessiz kalamayacağımız bu durum karşısında aslında pek çok olasılığın bizzat içimizde, evimizin içinde yer alabileceğini gösteren bir araştırmanın sonuçları açıklandı geçtiğimiz günlerde.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin 29-30 Nisan tarihlerinde düzenlediği “Cinsel Suç Kavramı ve Delillendirme” konulu sempozyumunda İstanbul Adli Tıp Enstitüsü’nden Prof. Dr. Fatih Yavuz’un açıkladığı araştırma sonuçlarına göre; saldırganların çoğu aslında içimizden biri.

Adli Tıp Enstitüsü’nün en küçüğü 1, en büyüğü ise 78 yaşında olan 1200 cinsel istismar mağduru arasında yaptığı araştırmada saldırıya uğrayanların yüzde 50’sinin çocuk ve saldırganların yüzde 90’ının ise tanıdık olduğu ortaya çıkmış durumda. Yine aynı araştırmada saldırının gerçekleştiği yerlere bakıldığında yüzde 60’ının saldırgan ya da mağdurun evi olduğunu görmekteyiz. Cinsel saldırının ortaya çıkmama nedenlerinin başında ise toplumun olumsuz yaklaşımı ve saldırı iddiasının ciddiye alınmayacağı korkusu yer almakta.

Yine Prof. Dr. Fatih Yavuz’un deyimiyle her yıl cinsel suçlarla ilgili adliyeye yansıyan davaların toplamı 13-18 bin arasında değişiyor. Yansımayanlar, yansıtılmayanlar düşünüldüğünde ise bu rakam neredeyse 20 katına yani 336 bin civarına ulaşıyor. Araştırmada yer alan diğer sonuçlar da aynı oranda çarpıcı ve düşündürücü.

Namus konusuna bu kadar önem verilen ve hatta uğruna acımasızca cinayetlerin işlendiği bir ülkede, cinsel taciz ve tecavüz olaylarında saldırganların büyük bir oranının tanıdık olması ve tüm bu saldırıların sonrasında toplumun olumsuz yaklaşımından korkularak sessiz kalınması büyük bir çelişki değil mi sizce de? Ve devletin bu çelişkiyi gidermek ve bu sorunu çözmek adına eğitim, yaptırım, ceza vb konularda bir an önce gerekli tedbirleri alması gerekirken, aksine bu çelişkinin devlete bağlı bazı merciler tarafından “kan davası olmasın” vb bahanelerle üstü örtülürmüşcesine sürdürülmesi ne kadar doğru?

Farkında mıyız acaba; bu çocuklar hepimizin. Bu çocuklar geleceğimiz bizim. Ne aileleri ne de devlet olarak kendi çocuklarımıza, kendi geleceğimize sahip çık/a/mıyor, hastalıklı ve ruhları zarar görmüş bir nesil yaratarak onların yüreklerini, masumiyetlerini yok edip vicdanlarımız kadar geleceğimizi de karartıyoruz. Kendi ellerimizle kendi çocuklarımızı cehenneme sokuyor ve orada onları yalnız bırakıyoruz. Peki böylesine bir cehennemin içersinde hangimiz yanmadan yaşayabilir ki?


ARAŞTIRMA SONUÇLARI:

MAĞDUR PROFİLİ:
*Erişkin Kadın: %35-40
*Çocuk: %50
*Erişkin Erkek: %5
*Zihinsel Engelli: %3
*Yaşlı: %1-3

SALDIRININ GERÇEKLEŞTİĞİ YER:
*Issız ve karanlık bir yer: %10
*Saldırgan ya da mağdurun evi: %60
*Bir başka ev: %20
*Diğer kapalı yerler: %20

ZORLAMA TÜRÜ:
*Fiziksel şiddet: %50
*Tehdit ve korkutma: %20-50
*Hile-kandırma: %20

SALDIRGAN PROFİLİ:
*Kadınlara yönelik: %75’i tanıdık
*Çocuklara yönelik: %90’ı tanıdık
*En küçük mağdur: 1 yaşında
*En büyük mağdur: 78 yaşında

CİNSEL SUÇLARIN ORTAYA ÇIKMAMA NEDENİ:
*Toplumun olumsuz yaklaşımı
*İddiasının ciddiye alınmayacağı korkusu
*Saldırganın cezalandırılmayacağı korkusu
*Saldırganı zor durumda bırakmamak
*Saldırganın misilleme korkusu




**Konuyla ilgili bilgiler buradan alınmıştır.


***Görsel: Flickr.com

8 sayfa ekleyen:

Sokak Kedisi dedi ki...

Şiddetle küfür etmek istiyorum, son 10 yılda yaşananlar birer kabus olsun, uyanalım ve hepsi yok olsun istiyorum...

Kanıksayanların, olmuşsa ne olmuş diyenlerin hepsine de aklımda dönen bin türlü beddua cabası...

Özlem dedi ki...

Geriye gidişin en önemli göstergesi bu, cinsel tacizde, tecavüzde artışşşş. Memleketi,mden insan manzaraları Mayam ...

Vladimir dedi ki...

Çok iki yüzlü bir toplumun içinde ayakta durmaya çalışıyoruz. İnsanlar inanılmaz iki yüzlü. Yaptıkları, uyguladıkları birbirinden çok farklı.

Şule dedi ki...

Beni burada en çok etkileyen, en küçük mağdurun yaşı. Bu nedir ya...

Unknown dedi ki...

Sonuçlar çok kötü özellikle tanıdık olması..Artık kimse kimseyi tanıyamıyor...
Yargı caydırıcı değil de destekçi gibi.hatta yargıya göre kadın veya çocuk suçlu...
Ne yazık ki 13 yaşındaki kız çocuğunun durumu ülke gerçeğini gösterdi bizlere...Çok üzücü :(((((((((

G R İ ❥ dedi ki...

bu da acilim ..

theorotica dedi ki...

Bir de soyle bir durum var ki oda en acisi. Defalarca ayni kisinin tecavuzune ugrayan kisi tecavuzcusune asik oluyor. Azimsanmayacak derecede cogunlugu tecavuzcusunu polis karsisinda veya mahkemede koruyor. Tiptaki karsiligina Stockholm sendromu deniyor. Ilk defa stockholmde ucak kacirma vakasinda varligi tespit edilmis, ucaktakiler ucagi kaciran kisilerin hakliligini polise karsi savunmuslar. Wikide guzel sekilde anlatiyor. Ayni sey sizi cok uzen mahveden kiza/erkege karsi da basiniza gelebiliyor maselef. Insan psikolojisi iste. Ilginc. Tecavuz kacinilmazsa zevk almaya bakacaksin gibi bir soz vardi, belki de beynimiz bunu bize dikte ediyor biz de kabulleniyoruz... Aci seyler, iste sirf bu yuzden idam cezasini destekliyorumm.

beenmaya dedi ki...

sevgili;
Sokak Kedisi,
Özlem,
Vladimir,
Şule,
Düşlerimden İnciler,
Lô - Lâ,
theorotica,

öncelikle fikirlerinizle değer kattığınız yorumlarınıza teşekkürler. bu konuda birşeyler daha yazmayı düşündüğümden şimdilik fazla birşey söylemek istemiyorum. bakalım zaman N.Ç ve benzeri davalarda ne gösterecek?

tekrar çok teşekkürler...