Unutmak diye bir şeyin varlığına hiçbir zaman inanmadım. Bana göre; belleğin gizli kapaklı odalarında, tozlu raflarında duruyordur sadece olanlar ve göz önünde olmadığı için göz ardı ediliyordur. Bu yüzden unutmuş gibi yapar ya insanoğlu en fazla. Ve buna kendi bile öyle çok inanır ki çoğu zaman, gün gelir unuttuğunu sanır. Bu inancın büyüklüğüne, zamana, yaşanana ve daha pek çok etkene bağlı olarak da ya zaman zaman açılır o kapılar, çıkar her şey gün yüzüne ve hatırlanır ya da o odaların anahtarları hiçbir zaman bulunmaz, hiç açılmayan kapıların ardında yaşananlar unutulmuş sanılarak kalır.
İşte bu yüzden; unutmak diye bir şey yoktur bence. Unutmuş gibi yapmak, unuttuğunu sanmak vardır sadece...
Görsel: Buradan alınmıştır.