2.09.2008

AKLIMIN GİTMELERİ

Hayat...
Bir kelimeyi söylesen diğerinde takılıp kalıyor dilin. Bir soruyu cevaplasan bir diğer soru beliriyor peşisıra. Bir düşten uyansan bir başkasına dalıyor aklın. Her yaşamın izinde bir başka yaşam gizli...

Aynı çıkmazlara açılıyor her seferinde kapın. Görmezden gelsen bile sen, bir kez daha göze alsan da sorgusuz sualsiz yaşamayı dudaklarının kenarında eğreti bir gülümseme, yine aynı noktaya varıyor adımların. Yaşam, yayılıp da taşarak yazgı olan bir karmaşaya dönüşüyor bir anda. Oysa biliyorsun. Sen ne kadar sussan da öznesi sen olan cümleler yazılmaya devam ediliyor. Sana uygun görülen yaşamlar var halihazırda. Hani diyor ya “hayat, biraz da yalanlarla yetinme sanatıdır” diye bir kitapta...Hayat devam ediyor işte sana sormadan ve sen sadece kendine en uygun yalanı arıyorsun.

Aklının defterinde biriktiriyorsun dile dökemediğin her bir cümleyi. Ne varsa bir bir işleyip de belleğine kendi sığınağını yaratıyorsun kendi içinde. Zaman bir beşik gibi. Alıp da o sınırsız kollarına seni, sallayıp duruyor, uyutup bugününden kaçırıyor. Uyandığında gözlerini siyah beyaz bir geçmişe açıyorsun. Üzerinde bugününün kabullenemediğin izleri...Arada kalmışlığın, hep yarım kalan yaşanmışlığın, üzerinde yapışıp kalmış bir belirsizlik gölgesi...Düşün gerçeğe karıştığı bir zaman diliminde, kimliksiz bir geleceğe varmamak için sen, bugününden kaçıyorsun.

Hayat diyorsun, soranlara, iyi ama adil değil...Çocukluğuna kanıp da açıverdiğin bir kara kutu gibi. Biraz yalan, biraz gerçek. Kurallarını bir türlü öğrenemediğin bir oyun. Bir gün var, bir gün yok. Her eşikte bir acı daha katıyorsun kendine. Her acıda biraz daha büyüyorsun. Her büyümende biraz daha yalnız. Büyümenin yaşı yok öğreniyorsun. Yanıbaşında çocukluğunun masum izleri...Hiçbir şey göründüğü gibi değil, görmek istediğin gibidir aslında. Peki şöyle bir durup da düşünsen, sen ne kadar adilsin hayata karşı. Susuyorsun...

Ah küçüğüm ne farkeder ki hangi zaman, hangi yaşam, hangi mevsim, hangi saat...Her birimizin söylecek kelimeleri var birbirine, yaşamaktan, yaşatmaktan çok....Hem farkında mısın hep uzun cümleler yazılı ezberlerimizde. Oysa kısacık cümlelerde saklı, bitip tükeniveriyor bir çırpıda hayat...

*Sevgili Berfin, okur musun bilmem. Çok zaman geçti üzerinden. Ama senin yazdıklarının izleri ne aklımdan ne yüreğimden silinmedi. Verebileceğim cevabım yok. Olamaz da...Tek diyebileceğim yaşayıp, yaşatabileceğin kelimelerin olsun her zaman yüreğinde, aklında. Sözde kalmasın...

**Resim: loadtr.com

27 yorum:

Adsız dedi ki...

"Sana uygun görülen yaşamlar var hali hazırda" burada takıldım ben çünkü hayatta mücadelesini verip de zevkle kazandığım, sabit, toplum adı altında kalıplar içine sıkışmış kişilerin koyduğu sözde kurallara ve yaptırımlara, onaylamalara, pohpohlamalı cümlelere savaş açtım. Şu an ben bunlardan çoooookkkkk uzaklardayım. Ama bunun için sağlam sinir gerekiyor yahu :)

bukedideli dedi ki...

yuina diyorum bir an takılıp kalıyorum tanıdık geliyosun sadece arayış diyorum ama yakın geliyorsun

sufi dedi ki...

Dile dökemediğin cümleleri aklının defterinde biriktirme Beenmaya, yoksa takılıp kalıyor insan oracıkta.Ne siyah beyaz geçmişin izleri ne de geleceğin puslu yerçekimi korkutmasın seni. Amaaa sakın bugününü en güzel şekilde değerlendirmekten de kaçma.Her gün uyandığında sana evrenin mesajları olacağını düşle ve bekle.Seni arada kalmışlıktan çıkaracak bir oyunun içinde bulacaksın kendini.Bir tabelada yazan söz, yada bir çocuğun ağzında çıkan kelime seni gizemli bir bulmaca çözücü haline getirecek inan.Sevgilerimle.

Official Editor dedi ki...

ah küçüğüm ne farke eder ki =}
çok tatlı bir deyiş olmuş :) ben nie yazamyrm senn gibi ya :( hep böle bir gereksiz konu yazıyorum ppfff :((

Adsız dedi ki...

Kırmızı günlük yazıların okumak istediğim gibi... Herkes kendinden bişiler bulabiliyor... Yine döktürmüşsün... Tebrik ediyorum canım...

saklıdefter dedi ki...

Canım, kalemin konuşmuş... Zaman beşik işte sallıyor sen iste yada isteme, hızlanıyor sonra ve mecburen uyuyorsun hemde uyu yorsun...
Çok güzeldi sabah maviye aç pencereni, sevgiyle...

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım, yine çok güzel olmuş yazın.
''Yaşam, yayılıp da taşarak yazgı olan bir karmaşaya dönüşüyor bir anda.''Hayat çoğu zaman kargaşa.Sürekli savuruyor bizleri. Önemli olan doğru yöne savrulmak. Ve herşeye rağmen içimizdeki yaşama umudunu yitirmemek lazım. Sevgiyle kal canım. Yüreğine sağlık.

buraneros dedi ki...

Hayat yalana inanabilme sanatımı?Yoksa tüm bunları farkeden, ve hayatın işleyişi içindeki doğallıklar kabul eden bir gerçekcilik üzerine inşa edilmiş, bir bireysel duruşmudur?...:))

Belki de, sorunun gerçek cevabını biliyor, zaman zaman öyle değilmiştirlerin sakinleştirici etkisine sırtımızı dayayıp , onun yalancıktan şevkatine başımızı koyup, saçlarımızı okşatıyoruz :))

Yaşamak öğrenilen ve önceliklerin sürekli yer değiştirerek geliştiği bir süreç belki;)... Sürekli sorgulayan ve merak eden tavır gelişimide sağlıyor zannımca:))..ve daha iyiye doğru sürüklüyor insanı...önemli olan denemeye cesaret edebilmek belki !.

Birde kendi farkındalığının gelişimiyle doğru orantılı olarak farkında olup,içgüdüsel bir kararla değilde bütün seçenekler içinden kendi en çok istedikleri doğrultusunda ve bilerek seçtiği yolun risklerinide bilerek
yürüyebilir bir olgunluğa geldiğinde kişi;hayal kırıklığı kavramınıda hayatından usul usul uzaklaştırmaya başlıyor...o zaman sonuçları kabullenip ,biliyordum ve oldu deyip,sorumluluğu üstlenip(tabi mızırdanmayıda
ihmal etmeden:) , hayatına yeni (acı,tatlı)tatlar katıp tamam budura kadar yürüyebiliyor sanırım:)))...

Hala öğreniyoruz,eğitim şart:)))

ilham perisi dedi ki...

Bak herkes yazından kendine ait cümleler bulmuş..yazabilmek böyle birşey işte..Karşındakini ayaklandırmak , içindeki duyguları ayaklandırabilmek..
Çok blogcu ve çok yazan kişi var..Ama ben pis biriyim herkesin kalemini beğenmem..Seninki beğendiklerim arasında...Sevgiler kırmızı..Bu arada beeenmaya demeyi sevmiyorum senin adın bende kırmızı oldu,hayırlı olsun :)))

Adsız dedi ki...

“hayat, biraz da yalanlarla yetinme sanatıdır”

ne guzel bir soz.

kendimizi kandirarak, mutlu yalanlar soyliyerek bu hayat'i yasanilir kiliyoruz.

yoksa zor, cok zor..

vili dedi ki...

Hepsi, her sözün güzeldi Maya..Ama ilham perisi'nin dediği gibi ben de kendi cümlemi seçtim arasından. Yok sonundan hatta :)
"Hem farkında mısın hep uzun cümleler yazılı ezberlerimizde. Oysa kısacık cümlelerde saklı, bitip tükeniveriyor bir çırpıda hayat..."
Bunun için seviyorum Ş.Ferah'ın "artık kısa cümleler kuruyorum" şarkısını..ve onun için tüm uzun cümlelerim dökülemiyor kağıda..bir kısa özet çıkıyor ortaya.
Ve son sözüm..
Çok güzel yazmışsın yine :)

Seyyah dedi ki...

Bu cümleyi sevdim."Düşün gerçeğe karıştığı bir zaman diliminde, kimliksiz bir geleceğe varmamak için sen, bugününden kaçıyorsun." Farklı bir araf tarifi, içten bir itiraf gibi... Düş tadında gerçeğe uyanacağın bugünler dilerim.

beenmaya dedi ki...

@maviye yolculuk: gerçekten sağlam sinir ve sağlam bir duruş gerekiyor arkadaşım. sağolasın. sevgiler...

@angelica: bazen tek bir kelimede aynanın önünde buluyorum bir yüzümü biliyor musun belki de bunun gibi...sevgimle...

@sufi: bakma sen bu yazdıklarıma işaretlerin peşindeyim ben bu aralar her ne kadar yaksalar da canımı :)) teşekkür ederim sevgiler selamlar...

beenmaya dedi ki...

@tnrzclk: aaa o nedem öyle şimdi duymayayım bir daha. herkesin bir yazım tarzı, şekli konusu vardır sonuçta. niye gereksizmiş senin yazıların bak kızdırma beni yoksa zeytin çifliğini rüyanda görürsün şu anda olduğu gibi :))

@çalıkuşu: teşekkür ederim canım çok sağol güzel sözlerin için. sevgi ve selamlar...

@saklıdefter: hoş geldin :)) hayat gerçekten güzel beee :)) sevgiler sana kocaman...

beenmaya dedi ki...

@muhabbet çiçeği: ya da yanlış bir yere savrulsak bile derlenip toparlanıp doğru tarafa geçmeye çalışmak öyle değil mi :)) teşekkür ederim canım sevgiler sana...

@ilham perisi: perim sen ne dersen ne istersen o olsun :)) sağolasın iyi ki varsın ve hep olasın emi...

beenmaya dedi ki...

@beautiful disaster: Aslı Erdoğan'ın şu an hatırlamadığım bir kitabından. çok severim kendisini ve okumadıysan şiddetle öneririm ki senin özellikle ilgini çekeceğini düşünüyorum nedense :)) yalanlara gelince bunlar pembe ve küçük yalanlar olsun ki çok fazla canımızı yakmasın öyle değil mi :))

@vili: gerçekten öyle değil mi. hayat biz yaşamaya çalışırken yaşayamadan giden zaman değil mi...çok teşekkürler arkadaşım güzel sözlerin için. sevgiler selamlar...

@nily: kaçmak bir çözüm mü değil elbet. ama toparlanmak için, sağlam bir şekilde o araftan bir tarafa geçmek için olacaksa eğer belki hoş görülebilir ne dersin :)) teşekkür ederim. sevgiler selamlar...

beenmaya dedi ki...

@buraneros: bu cümle Aslı Erdoğan'ın kitabından alıntı ve düşününce ne kadar şu an aksini savunuyor da olsak çoğu zaman yaptığımız, bir şekilde ucundan kıyısından bulaştığımız hayat da böyle değil mi...

hayat devam ettiği müddetçe öğrenmek de devam edecek bu en büyük gerçek. ama sanılanın aksine çoğu zaman öğrenmek yani bilgi sahibi olmak insanı biraz daha mutsuz ediyor gibi ne dersin.

ama yine de o bilinen sözü dile getirmek istiyorum ben "hep denedin hep yenildin yine dene yine yenil daha iyi yeni" işte bunu uygulayabilme, hayatına yayabilme başarınla orantılı belki de mutluluk kimbilir.

senin yorumlarına ayrı cevap veriyorum gördüğün gibi daha doğrusu vermeye çalışıyorum çünkü dur durak tanımadan yazmak istiyorum nedense :)) ama sanırım şimdilik bu kadar yeter son olarak kendi adıma içten bir itiraf : hayat benim akılsız yüreğim ve yüreksiz aklımda akıp gidiyor işte bir şekilde. ve yaşadım diyebilmek için iyisiyle kötüsüyle gerçekten yaşamak gerek...

Adsız dedi ki...

boşver sana uygun görülen yaşamları. izin verirsen onlara, kendi yaşamın giz olur kalır.oysa çok değerli hayat, çoğumuz daha yaşamayı öğrenemedik onu.

beenmaya dedi ki...

@arzu: gerçekten de hala öğrenemedik...teşekkürler sevgiler...

siminya dedi ki...

şu anda okuduğum bir kitapta
kahraman o kadar az konuşuyor ama o kadar çok şey anlatıyorki.Ne kadar sarsıcı bir yazı beenmaya ve bir sürü gerçeği haykırdı bana

beenmaya dedi ki...

@siminya: belki de bunca konuşmak, bunca laf kalabalığı yapmak yerine kelimeleri gerçek anlamında kullanabilsek, gerçekten anlamını bilerek yerinde va kaçırmadan kullanıp yaşayabilsek herşey daha farklı olur ha ne dersin...sevgiler sana...

Hülya Konar dedi ki...

sessiz sessiz yazılarını okudum beenmaya...

hernekadar günlük ne yazdın diye baksamda,zaten takip ettiğim arkadaşlarımdan birisin ve güncellenmeni görüyorum ama yine de ne zamandır şöyle içime sine sine rahat rahat okumak istiyordum blogunu...

kısmet bu akşamaymış.

neredeyse tüm yazılarını okudum.
ve düşündüğümden daha duygu yüklüsün.

ama duygusal bu yazıların boğmuyor insanı okurken,amma da bunalımmış yahu diye geçirmedim içimden...
aksine anneni anlattığın yazında/şiirinde bende kendi annemi düşündüm.okadar samimi ve konuşur gibi yazmışsın ki,sanki şiirin sonunda "hülya senin annende böyle dimi" dedin de bende öyle bir annemi anlattım içimden sana...
dikkat etmedim blog post saatin istanbul a ayarlı mı ama şuan saat 00.10...ve ben o kadar yorgunum ki beenmaya ama yazılarınla kafam dağıldı,keyifle okudum,iyi geldi bana...

sevgilerimle.

beenmaya dedi ki...

@hülya: evet saat ist.a ayarlı ve ben de yaklaşım yarım saat kadar sonra gördüm yorumunu. ne diyim ki ben sana şimdi onca yorgunluğa rağmen ayırdığın vakte mi, okumakla yetinmeyip dile getirdiğin bu güzel sözlere mi, varlığına mı, gecenin bir yarısı yüzümde oluşturduğum kocaman dolu dolu bir tebessüme mi teşekkür edeyim bilemedim. iyisi mi hepsine birden olsun :)) sağolasın arkadaşım. sevgiler...

akilliigne dedi ki...

selam arkadaşım
güzel bir yazı güzel bir sunum ve uslüp kısacası okumadan edemesin...
Hayat bir kavga cesaretlendiğin kadar..../ hayat bir umut
düşleyebildiğin kadar..../hayat bir acı dayanabildiğin kadar...
hayat, dur daha öğrenecek çok şey var.:))
sevgilerimle

beenmaya dedi ki...

@akıllıiğne: yeterki kuracağımız cümleler, kelimeler tükenmesin öyle değil mi:)) sevgiler benden arkadaşım...

7.oda dedi ki...

"Her birimizin söylecek kelimeleri var birbirine, yaşamaktan, yaşatmaktan çok..."

pek çok cümlene takılı kalsam da okurken, bu cümlende asılı kaldı ruhum.. bazen yaşamanın bile ötesine geçiyor ya hani yazmak, söylemek, okumak, duymak..
yaşam orda duruyor.. biz bakıp, içine delamadığımızda kelimelere akıtıyoruz ruhumuzu..

beenmaya dedi ki...

@7.oda: baksana kelimelerimizle dokunuyoruz birbirimize, yüreklerimize hiç tanımadan bilmeden ama bir o kadar tanıyormuş gibi...