Bugün bir fidan diktim senin için. Bugün bir fidana adını verdim.
Telafisi olmayan bir zaman hatasına denk geldik daha çok küçükken, kısa olan çöpü sen çektin. Şimdi hayat senden çaldığı yılları bana ekliyor. Sen 1,5 yaşından bakarken hala bana, benim gözlerim yaşlanıyor.
Biliyor musun en çok gökyüzüne baktığımda hatırlıyorum seni. Gözlerinin rengindendir diye düşünüyorum. Bu yüzden belki de en sevdiğim renk mavi...
Belleğimin tozlu rafları arasında beynimi kanatırcasına dolanıyorum. Bir yüz, bir ses, bir iz aradığım, bana seni anımsatan. Hayalet yüzlerle dolu çerçeveler taşıyor raflardan, kulaklarımda çınlayan boğuk sesler arasında yarım kalan çocuk gülüşün var.
Dokunuşunu anımsayamadığım eller uzanıyor bedenime, küçücük ellerini arıyorum aralarından. Tanıdık bir yığın bakış dolanırken üzerimde, senin mavi gözlerin bana çok uzaklardan bakıyor.
Belleğim anılar mezarlığı, ölü düşlere gebe. Artık rüyalarımda bile sana rastlayamıyorum. O kadar çok zaman geçti ki üzerinden belki bu yüzden bu kadar küçük, bu kadar az sana ait anılar, anlar taşıyorum.
Çok akıllı olduğunu söylerdi annem. Ve benim tüm cadılığıma ve kıskançlığıma rağmen bana çok düşkün olduğunu, beni çok sevdiğini...Bu kadar büyük bir akla ve yüreğe sahip olduğun için mi sığamadın bu dünyaya ve ansızın çekip gittin bilmiyorum.
Düşünüyorum da, artık daha iyi anlıyorum annemi. O sınırsız yüreğinin aniden dikenli tellerle çevrilip için için kanayışlarını, karşılıksız bir sevginin bir avuç toprağa gözyaşı olup akışlarını, bir yanı eksildiği için diğer yanına, “bana” olan sarılışlarını, sığınışlarını...
Yaşandığı anda adını koyamadığım bu acının, bir ucundan tutup azaltamadığım bu yasın gizli bir tanığıydım bir zamanlar. Ama şimdi dile dökmediğimiz kelimelere, kaçırılan bakışlara sığınıp birbirimizden habersiz, her sene bu zamanlarda birlikte söylüyoruz ismini...
Bugün bir fidana adını verdim. Büyüdükçe, dalları gökyüzüne kavuştukça söyleyemediklerimizi iletsin birbirimize diye...
Seni benim yaşıma getirsin, ya da beni senin çocukluğunda yaşatsın ki yeniden, kaybettiğimiz zamanı, eksik kalan yanlarımızı, tamamlayamadığımız oyunlarımızı telafi edelim.
Bugün bir fidan diktim senin için...
Adını beyaz bir taşta görmektense yeşil bir fidanda bilmeyi seçtim.
*Bu yazı eski bir yazı ve kardeşim için katıldığım proje çerçevesinde onun adına diktiğim bu fidan şu anda 1.5 yaşında...
Resim: www.payidar.net/attachments/arkaplan-resimler...
Telafisi olmayan bir zaman hatasına denk geldik daha çok küçükken, kısa olan çöpü sen çektin. Şimdi hayat senden çaldığı yılları bana ekliyor. Sen 1,5 yaşından bakarken hala bana, benim gözlerim yaşlanıyor.
Biliyor musun en çok gökyüzüne baktığımda hatırlıyorum seni. Gözlerinin rengindendir diye düşünüyorum. Bu yüzden belki de en sevdiğim renk mavi...
Belleğimin tozlu rafları arasında beynimi kanatırcasına dolanıyorum. Bir yüz, bir ses, bir iz aradığım, bana seni anımsatan. Hayalet yüzlerle dolu çerçeveler taşıyor raflardan, kulaklarımda çınlayan boğuk sesler arasında yarım kalan çocuk gülüşün var.
Dokunuşunu anımsayamadığım eller uzanıyor bedenime, küçücük ellerini arıyorum aralarından. Tanıdık bir yığın bakış dolanırken üzerimde, senin mavi gözlerin bana çok uzaklardan bakıyor.
Belleğim anılar mezarlığı, ölü düşlere gebe. Artık rüyalarımda bile sana rastlayamıyorum. O kadar çok zaman geçti ki üzerinden belki bu yüzden bu kadar küçük, bu kadar az sana ait anılar, anlar taşıyorum.
Çok akıllı olduğunu söylerdi annem. Ve benim tüm cadılığıma ve kıskançlığıma rağmen bana çok düşkün olduğunu, beni çok sevdiğini...Bu kadar büyük bir akla ve yüreğe sahip olduğun için mi sığamadın bu dünyaya ve ansızın çekip gittin bilmiyorum.
Düşünüyorum da, artık daha iyi anlıyorum annemi. O sınırsız yüreğinin aniden dikenli tellerle çevrilip için için kanayışlarını, karşılıksız bir sevginin bir avuç toprağa gözyaşı olup akışlarını, bir yanı eksildiği için diğer yanına, “bana” olan sarılışlarını, sığınışlarını...
Yaşandığı anda adını koyamadığım bu acının, bir ucundan tutup azaltamadığım bu yasın gizli bir tanığıydım bir zamanlar. Ama şimdi dile dökmediğimiz kelimelere, kaçırılan bakışlara sığınıp birbirimizden habersiz, her sene bu zamanlarda birlikte söylüyoruz ismini...
Bugün bir fidana adını verdim. Büyüdükçe, dalları gökyüzüne kavuştukça söyleyemediklerimizi iletsin birbirimize diye...
Seni benim yaşıma getirsin, ya da beni senin çocukluğunda yaşatsın ki yeniden, kaybettiğimiz zamanı, eksik kalan yanlarımızı, tamamlayamadığımız oyunlarımızı telafi edelim.
Bugün bir fidan diktim senin için...
Adını beyaz bir taşta görmektense yeşil bir fidanda bilmeyi seçtim.
*Bu yazı eski bir yazı ve kardeşim için katıldığım proje çerçevesinde onun adına diktiğim bu fidan şu anda 1.5 yaşında...
Resim: www.payidar.net/attachments/arkaplan-resimler...
35 yorum:
kelimelerin cok güclü:(
duygulandim:(
Ağladım.Çok dokundu bana bu satırlar. Annen hep mutlu olsun. Çünkü insanın evladını kaybetmesi çok zor. Senin için de zor. Hayatta ailenden başkası kalmasa bile bir kardeşin olduğunu bilecektin. Bu fidan iletecekk eminim duygularınızı mavi gözlünüze...Tek diyebileceğim sabır dilemek...
benim de doğduğumda dikilmiş bir çam ağacım var. Gerçekten çok güzel bir his. Eskiden boyumuzu ölçer, karşılaştırırdım :))
Hani en zoru ne deseler bir anne için evlat acısı yaşamaktır der tüm anneler. Benzemiyor hiçbir şeye. İsyan, çaresizlik, burnunun direği sızlıyor düşündükçe...
Bunun olabilme fikri bile bana acı verirken, yaşamış bir annesinin sızısı ne kadar kanar biliyorum, ama anne olunca anlarsınız diyorum sadece...!
Allah ailene, sana güç, sabır versin. Allah rahmet eylesin kardeşine.
ve belki tutamaz.. biliyorum tutamaz ama bir kardeş eli uzatıyorum sana maviliklerin ortasından...
teşşekkürler çok iyi bu :(
Usul usul içimin acıdığı bir saatlerdeydim..öyle, nedenli yada nedensiz. Yazdıkların daha da acıttı. Anneni düşündüm Maya, bir anne olarak..boğazıma bir yutulmaz bir yumru takıldı.
Çok etkilendim,yazacak birşey bulamıyorum,cümlelerim öyle kaldı...
Sevgili beenmaya ve sevgili kardeşi,
sizler birlikte ve elelesiniz aslında. Yiten ve giden bir şey yok ama o dokunamamak var ya odur acı çektiren insana.Ben de sana ellerimi uzatıyorum çocuklarım ve torunlarımla.Sevgilerimle.
huzunlu ve samimi bir paylasim...ozelini paylastigin icin ayrica tesekkurler. Bir arkadasim kaybettigi kizi icin "melek geldin, melek gittin bu dunyadan" demisti...kardesin gibi.
Sevgilerimle.
ağladım ben de seninle beraber, kayıpların yeri dolmuyor, giden geri gelmiyor, zaman desen o da ilaç değil, sadece sabır yeniden kavuşacağınız güne kadar sabır...
gözyaşları ile sulanmış o fidan, bir gün gölgesinde oturabileceğin kadar büyüyecek, mavi göğe beraber uzatacaksınız kollarınızı ve üzerine düşürdüğü her yaprak minik bir öpücük olacak içinden kopup gelen...
tüylerm diken diken oldu... göçenler unutulur mu hiç... grşrz cnm
Çok güzel olmuş canım. İçim cız etti. Çok içten bir yazı. Sevgiyle kal tatlım. Yüreğine sağlık.
en yakınımızdakiler gittiği zaman acısı bambaşka oluyor.üstünden on yılda geçse yirmi yıl da geçse hep aynı tazelikte, aynı şiddette.hiç gitmemişler gibi.
off kırmızım off :( yüreğim çok yaralı ve ancak senin bloğuna gelince halimin lisanını okudum
Çok güzel ve samimi bir yazıydı.Çoğu insan buralarda bu kadar şeffaflaşamadığı için, seni tanıdığıma bir kez daha mutlu oldum beenmaya..
Diyecek şeyler çok boş kalabilir şu anda..Ama ben kardeşinin hala yanında olduğuna eminim..Bu evrenin bir seçimi değil bir de..,eni bırakmak burada- onu almak.. Bu tür sorgular, senin ve hayatın üstünde zor açılımlar yapar..Sadece onu sevmeye devam etmeli, sizinde sevildiğinizi bilip bu duyguyu özgür bırakmalı işte böyle..Bir kök salar ağaç, toprağa tutunur ve gökyüzüne uzatır dallarını..Fısıldıyordur mesajlarını rüzgarla...hissedersin mutlaka..
yaşanmışlık neler yazdırıyor insana...
gözlerim doldu okurken...
hep mutlu ol canım benim.
Sevgiler.
naptn sen ya gece gece :(
Kırmızım ne diyeyim ki sana..Sadece seni çok seviyorum diyebilirim..Canım :(
kaldım...
bir kalbi alıp kendi kalbinin içinde okşamak duygusu vardır, tam orada.
@pilli cadı: teşekkür ederim benimle birlikte hissettiğin için...
@maviye yolculuk: canım benim ağlama sakın kıyamam sana...gerçektende bir annenin evladını kaybetmesi sanırım en zor. benim hissettiklerim çok tuhaf aslında. bir kardeşim olduğunu biliyorum ama hatırlayamıyorum. sadece ölüm var adının yanında hepsi bu...
@petunya-egzotica(candies): umarım her ağaç seninki gibi doğuma dikilir ölüme değil...teşekkürler...
@efsa: kardeşim benim sağolasın :))
@çatıdakiler: ben teşekkür ederim duygularımı paylaştığın için...
@vili: içindeki yara ebedi, silinmez izi biliyorum ama annem şimdi 3 çocuğuna dayanmış durumda...sana çocuğunla uzun bir ömür diliyorum sevgi ve sağlıkla...
@Sycorox: boşver yazma zaten duygularımı paylaşmış olman yeter. sağoalsın. sevgiler...
@sufi: uzatılan o elleri, sevgi ve saygıyla tutuyoruz biz de sağolun. uzun, sağlıklı, sevgi ve saygı dolu bir ömür size ve o güzel ailenize...
@biraz: ne doğru söylemiş melek geldiler sahiden de ve melek gittiler...sağolasın. sevgiler...
@nily: sahiden de olacak aynen anlattığın gibi öyle değil mi...sana da şimdiden bir yaprak o zaman...sağolasın...
@çalıkuşu: hatırlanmasa bile asla unutulmaz...sevgiler canım...
@muhabbet çiçeği: sağol canım sevgiler benden...
@+20: içimizde bir yerde öyle bir yer ediyolar ki sahiden hiç gitmemişler gibi...teşekkürler sevgiler...
@siminya: siminim keşke derdinin lisanıda olabilsem...iyi ol sen emi...
@Brajeshwari: bir kitapta etkisinden kurtulamadığın ve sürekli savaştığın geçmişini barış içinde geride bırakabilmek için anlatmanın gücünden yararlan, bu hikayeyi anlata anlata geride bırak ve devam et hayatına tarzında bir bölüm vardı. sanırım benimki sorgulamaktan ziyade daha çok o zamanlar tam olarak anlayamadığım ve kavrayamadığım şeyleri geç farketmiş olmanın acısını hissetmek. elbetteki benim hatam değil, küçücüktüm ama yine de bir kardeşimin olduğu gerçeğini ölüm sayesinde biliyor olmak çok tuhaf. ve olduğu gibi anlatarak geçmişle barışımı yapıyorum sanırım kendi adıma...
güzel yorumun, dileklerin ama hepsinden önce burada olduğun ve varlığın için çok teşekkürler. o mutluluk bana ait sakın unutma...hep buralarda olman dileğiyle...
@AbRaXaS: Derman Akşit: iyisiyle kötüsüyle hayat işte dökülen kalemlerimizden...sağolasın. sevgiler benden...
@tnrzclk: kim dedi sana gece gece oku diye :))
@isyan delisi: perim biliyorum. ve ben de seni...
@buraneros: "yaydan çıkmış bir ok gibi dalınmıyor gerçeğe, kollara ayrışmayı, parçalanmayı, dağılmayı, her çatlaktan sızmayı göze almak gerek" demiş aslı erdoğan. işte böyle zamanlarda, o çatlaklardan sızanlar içini her yaktığında kelimeler vardır sığınıp da acını bir an olsun dindirdiğin. hayatla bağını tekrar kurduran, seni tekrar bir yerinden tutunduran kelimeler...kimi kendine kimi de başkalarına ait sözler vardır öyle güzel merhem olurlar ki yarana hayat bir tebessüm gibi yerleşiverir dudağının kenarına. gülümsemeden geçemezsin...tam kalbinde hissedersin.
her zaman kelimelerinin sesini duyabilmek dileğiyle...
sen beni hep ağlatıyorsun ama melek olmuştur kardeşin, bence ölen bütün çocuklar melek olmaları için alınır erkenden bizden... yoksa başka ne olabilir ki... :)
@delii: melek o melek biliyorum :)) sen de ağlama bir daha emi :)) kocaman sevgiler sana...
1,5 yıllık anılardan ayrılmanın verdiği hüzün...
20 yıllık?
askere gönderdik geri dönmedi....
70 yıllık?
bir sabah uyanamadık...
70 yıldır alıştığımız düzen yok artık
ama anne, baba, kardeş, dost, ahbap, akraba...
kaybettiklerimiz hep orda :)
@korhan: hem de hepsi ve birgün biz de orada olacağız...
kız uyanamdık diyorum.
bizde ordayız yane :)
@korhan: tamam be bağırma bana ben yanlış anlamışım ne olmuş yani :))
:(
Hüzün uğramasın yüreğine hiç...
@saklıdefter: sağol canım benim. senin de öyle...
ne güzel bir şey yapmışsın.. şimdi iki yaşını da geçti .. büyüyecek büyüyecek herkese oksijen verecek..
@7.oda: ve kendi alamdığı nefesleri dağıtacak öyle değil mi...
Yorum Gönder