Pages

GELECEK OLANA (AŞKA) DAİR...

29.07.2009
Henüz gelmedin.

Ne yol biliyorsun ne de iz. Ajandanda işaretli tarihler arasında yerim, telefon rehberinde önceliğim yok hala. Zamanım ve kimliğim belirsiz.

Sen kendi yaşam öykünde sana biçilmiş rolünü oynamaya devam ediyorsun her zamanki gibi. Aynı yoldan işe gidip geliyorsun her gün, alışveriş yaptığın mağaza, mahalle bakkalın, faturalarını yatırdığın banka, haftasonu takıldığın alemci tayfan, haftada bir yaptığın aile ziyaretlerin aynı.

Arada bir gözlerini tüm bu dış dünyadan alıp içine çevirdiğinde, dalıp gittiğinde sessiz, birşey olacağına dair tuhaf bir ürperti duyuyorsun. Bilinmezliğin çekici ama bir o kadar da ürkütücü yanı içini yakıyor.

Silkiniyorsun hemen bu tuhaf duygudan kurtulmak için. Bir yolculuğun başında olduğunu biliyorsun. Ama yerin henüz ayrılmamış. Kalkış saati belirsiz. Adım adım yaklaşıyorsun, kıyılarında dolaşıyorsun, diğer yanı olacağın yaşamın, ortağı olacağın düşlerin...

Henüz gelmedin.

Meraklanma, bir kulağım kapıda bekliyor değilim zaten. Acelesi yok.

Senin buldum sanarak yaşadığın hayalkırıklıkların, benim beklerken büyüttüğüm sancılar geçmedi daha. Yenidir. Ve olmadığı kadar derin. Bırak iyileşsin önce yüreklerimiz, sızısı dinsin acıyan yanlarımızın, tedavi edelim kendimizi önce.

Eksik yanlarımızı tamamlayalım, fazlalıklarımızı törpüleyelim. Bizden önceki öyküleri bitirelim mesela. Son noktaları koyalım. Aramızda yeri olmasın yarım kalmış cümlelerin, tamamlanmamış hayatların, cevapsız soru işaretlerinin.

Başka öykülerden alıntılar yapmayalım, başkalarının kelimelerini sarfetmeyelim birbirimize. Sadece bizim öykümüz olsun, şu anda kağıda dökülen. Tek kahramanları senle ben olsun. “Biz” olalım...

Hazır olalım hem hayata, hem de birbirimize. Güzel bir bahar gününde, aynı kaldırımdan geçerken yanyana mesela, birbirimizi es geçmeyelim. Kaçırmayalım gözlerimizi. Başlamadan bitirmeyelim yaşanacakları.. Bizimki birbirimizi bulamadığımız, bulunca da birbirimizi vakitsizce harcadığımız kısacık bir aşk öyküsü olmasın.

Henüz gelmedin.

Geldiğinde ıslık çalmana gerek yok. Ya da kapıya şifreli vurmana. Sen vakti geldiğinde, sessizce karşıma çık yeter.

Yüreğim bilir.


*İlk yayın tarihi: 04/07/08


Görsel: Deviantart

48 sayfa ekleyen:

İDEA dedi ki...

Kaç kez okunur ki daha bu cümleler.Kaç kez yüreğe dövülür.Gözlere mim çekilesi satırların en ıssız kuytularıma tutunup kaldı.Acıttı.Kanatmadan.

Bırakıyorum ruhumu gezinsin gönlünce, kelimeleri çiçeğe dönüştürdüğün şu sonsuz bahçende.

öykü dedi ki...

Gelince yürek bilir mi ?

Pilli Petro dedi ki...

heh tam yazmışın iyice psikoya bağlayayım bi git maya ya :P

OlurÖyle dedi ki...

aynı yolda birbirimize sürterek geçtik,hangimizin hızlı olduğunun önemi var mı? şuan yanyana değiliz işte, gerisi hikaye.

Brajeshwari dedi ki...

bu yazını daha önce de çok sevmiştim. Gerçekten yüreğin bilir...Kelimelerin arasında çok güzelsin yine Maya'm..

Arzu Eylem dedi ki...

''Başka öykülerden alıntılar yapmayalım, başkalarının kelimelerini sarfetmeyelim birbirimize. Sadece bizim öykümüz olsun, şu anda kağıda dökülen. Tek kahramanları senle ben olsun. “Biz” olalım...''

Yaşarken hiç sarfedilmemiş kelimeler yaratmak... oradan yeni bir kendin olmak, bulduğun ve sevdiğin kendinle başka birini sevebilmek. En güzel BİZ in hikayesi bu olsa gerek.

Sen'e, kelimelerine, tarif ettiğin biz'e ve düşlerine sağlık Mayam:)

böcük dedi ki...

bu bilog ile ilk tanıştığım zamanlarda denk gelmişti sanırım bu yazı ve o zaman hayran olmaya başlamıştım yazara :) tekrar okumak güzel olmadı değil :)

Ateş Böceği dedi ki...

O geldiğinde yüreğin onun gelişini bildiğinde Gökkuşakları sarsın çevreni emin çok yakışır sana renlerin ışıkla dansının şenliği

sevgilerimle ..

coffeé dedi ki...

"Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir.
Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir.
Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir.
Yalnız ben biliyorsam bu aşktır.
Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır."

demiş özdemir amca....

yüreğin en güzel düşlerle uyanık olsun perim....

Unknown dedi ki...

o gelmeli...
senin attığın adımların sıklaşmasını beklemeyerek, koşar adım gelmeli...
hatta o gelmeli ve gelmeden önce, seni, senin başlangıç noktana geri döndürmeli... sana geliyor olmanın verdiği keyfi alabildiğince yaşamak için, senden hiçbirşey beklememeli ve koşar adım gelmeli...
sen hissetmemelisin, o hissettirmeli "var" olduğunu tüm ihtişamıyla, geldiğini...
eğer gelen, hakikaten "o"ysa, zaten ne şifrelere, ne de ıslıklara gerek kalır...
gelen, hakikaten "o"ysa, hiçbir engel tanımaz ki...
bu hikayeyi yüreğiyle yazıyorsa sahiden... önünde hiçbirşey duramazki...
bekleyişlerinin, sancısızlığına umutlarım, beenmayam...

ELİF dedi ki...

Henüz gelmedin..
Henüz gelme vaktını vurmadı saat belki..
Birgün gelecek ve senin nasıl bekledıgını bilip,özlem/li şarkılar fısıldayacak kulagına..
Belkıde bu sefer sen duyamayacaksın...

cem dedi ki...

Ne kadar aklı selim bi yaklaşım bu; geçmişten kalan hikayelerimizi bitirelim, sonra gel hikayemizi sıfırdan yazalım..

geçmişten kalan bi hikaye varken bu kadar aklı başında yaklaşabilmek olaya!!! umarım kelimelere has değildir.

beenmaya dedi ki...

@İDEA: acıtmasın, kanatmasın sakın...dilerim ki senin adına en güzel cümleler yazılsın en güzel yüreklerde...

@öykü: gerçekten oysa bilir bence diye düşünmekteyim ben...

@Bekriya: gidesim var zaten ama nasıl ve nereye bilemedim be güzelim :)))

beenmaya dedi ki...

@Karakutu: gerisi değil sadece aslında baştan sona başka bir hikaye olmalı bu sadece kahramanlarının bildiği ne dersin :)))

@Brajeshwari: eskilerde dolanıyorum da bugünlerde Burcu'm tekrar bu kelimelere değmeden geçemedim...

@Arzu'm: ve en önemlisi nerede, ne zaman hangi koşullarda olursak olalım olacağına, bu hikayenin varlığına inanmaktan vazgeçmemek öyle değil mi...

beenmaya dedi ki...

@böcük: evet canım hatta bu blogtaki ilk yazım 04/07/08 tarihli. eskilerde gezinirken, bir de aşkla ilgili gereksiz adamın bir talebini okumuşken hatırlamadan, hatırlatmadan geçemedim :))) teşekkür ederim canım bu arada hoş geldin :))

@Ateş Böceği: canım benim ne güzel bir dilek bu hepimiz için geçerli olsun ve koskocaman bir ışık yansısın gökyüzüne ne dersin :))

@coffeé: ve de ne güzel ne doğru demiş her zaman ki gibi :)) seninde canımın içi...

beenmaya dedi ki...

@Serzeniş: gerçekten "o"ysa hiçbir şeye gerek yok dediğin gibi. canım benim sağolasın bu güzel yorum ve dileklerin için. sevgiler...

@Elif..den: umarım duymamazlık etmeyiz be güzelim :))

@gereksiz adam: sadece aklı selimlik değil aynı zamanda yürekten bir yaklaşım değil mi bu. kimin aynı yürekte birden fazla hikaye taşımaya gücü yeter ki, ya da kim bu şekilde kabul edebilir ki...

aslında bir açıdan baktığımızda kelimelerde kalıp gidiyor çoğu şey. çünkü yaşayarak, yaşatarak öğreniyoruz pek çok şeyi öyle değil mi...

sana ayrıca bir teşekkür borçluyum eskilerdeki kelimelerimi hatırlattığın için...

cem dedi ki...

Karşı taraf bilmedikten sonra bunu bu şekilde kabul edecek çok insan var emin ol. Herkes oturup iç hesaplaşması yapmıyor ne yazık bu hayatta..

beenmaya dedi ki...

@gereksiz adam: yapmıyor haklısın. ve yapmadığı gibi karşı tarafa hak etmediği derecede büyük acılar, sorumluluklar, izler yaşatıyor...

Travis dedi ki...

birileri hep konuşmalı:)

LoLLa dedi ki...

"en vakti geldiğinde, sessizce karşıma çık yeter."

. .

:'(

kissesss honey .)

beenmaya dedi ki...

@Travis: mesela kim :)))

beenmaya dedi ki...

@LoLLa: dilerim canım dilerim...

ABİ dedi ki...

bekriya'nın yorumunu çok sevdim.. tam benim kalemim...:)))

beenmaya dedi ki...

@Abi: bana da o zaman hadi hep beraber gidelim buralardan demek düşer :)))

sufi dedi ki...

Portekiz'den henüz yeni keşfedilmiş Amerika kıtasına gemiyle gitmeye karar veren gezgin ya da göçebe gibi hissediyorsa kendini; O ve gelecek nesli adına karar verme yükümlülüğünde hissetmesindendir bu ağırdan ve düşündürücü hareket tarzı.Gemiye bir adım atmaya görsün, o muhteşem beenmaya ülkesinde mutlu mesut yaşayacağına o da inanacak bence.Sevgilerimle.

beenmaya dedi ki...

@sufi: bu ne güzel bir yorumdur böyle sevgili sufi, kocaman bir tebessüm oldu geldi oturdu yüreğime bu yoğun, sıkıcı iş gününde :)))

kocaman sevgilerle...

ABİ dedi ki...

yok be ya... ben gidelim anlamında söölemedim... sayende psikoya bağlayaciiz'e güldüm..:)))

guguk kuşu dedi ki...

bir gün, belki yarın, belki 2 ay sonra, belki 3 yıl sonra. süresi hakkında bilgim yok ama biliyorum ki o süre bittiğinde yani zamanı geldiğinde, birinin ajandasında ismin büyük harflerle yazıyor olacak. sen beklemeden seni arıyacak bu kişi çok şanslı olacak.

beenmaya dedi ki...

@abi: anladım anladım da hani ben çoktan bağlamışım ya bağlayınca da gidesim geldi. buyrun beraber gidelim demek istedim bende. amma ve lakin teklif var ısrar yok tabi :))

beenmaya dedi ki...

@guguk kuşu: teşekkür ederim kuşum güzel sözlerin için öperim :))

ABİ dedi ki...

yahu bırak gitmeyi sana "gel" dedik blogger partiye..ona bile gelmedin.. bi de bana p.h atıyon..:))

Vladimir dedi ki...

Merak uyandıran bir yazı. Talihin kapısını ne zaman çalacağını merak ediyor insan. Ne hayatlar birbirne değmeden dokunmadan geçip gidiyor. :(

a. dedi ki...

Yürek bilir değil mi? Aranmaya, ordan oraya koşup "seviyorum" cümlesi aramaya gerek yok değil mi?
Bazı şeyleri bildiğin halde başkasından duymak istersin, o söyleyince "tamam, bu böyle" dersin ya, işte öyle oluverdim.

Yüreğim bilir...

y. dedi ki...

Hiçbir Neden Yokken, yada Biz Bilemzken Tepemiz
Atmış... ve Konuşmuşuzdur. Onca Neden Varken ve
Tam Sırası Gelmişken Hiçbirşey Yapmamış ve
Susmuşuzdur. Aynı Anda Aynı Sessiz Geceye Doğru
İçim Sıkılıyor Demişizdir. Aynı Sabaha Uyanırken
Kimbilir Aynı Düşü Görmüşüzdür. Olamaz mı?
Olabilir.

Onca Yıl Sen Burada
Onca Yıl Ben Burada
Yollarımız Hiç Kesişmemiş
Şu Eylül Akşamı Dışında.

Belki Benim Kağıt Param, Bir Şekilde, Döne Dolaşa
Senin Cebine Girmiştir. Belki Aynı Posta Kutusuna,
Değişik Zamanlarda da Olsa, Birkaç Mektup
Atmışızdır. Ayın Karpuz Dilimi Gibi Batışını
İzlemişizdir Deniz Kıyısında. Aynı Köşeye
Oturmuşuzdur Köhnede Belki de Birkaç Günarayla
Olamaz mı? Olabilir.

Onca Yıl Sen Burada
Onca Yıl Ben Burada
Yollarımız Hiç Kesişmemiş
Şu Eylül Akşamı Dışında.

Bostancı Dolmuş Kuyruğunda Sen Başta Ben En
Sonda Öylece Beklemişizdir. Sabah 7:30 Vapuruna
Sen Koşa Koşa Yetişirken, Ben Yürüdüğümden
Kaçırmışımdır. Aynı Anda Başka İnsanlara, Seni
Seviyorum Demişizdir. Mutlak Güven Duygusuyla,
Başımızı Başka Omuzlara Dayamışızdırç Olamaz mı?
Olabilir.

Onca Yıl Sen Burada
Onca Yıl Ben Burada
Yollarımız Hiç Kesişmemiş
Şu Eylül Akşamı Dışında.

şimdi bu yazı bana henüz yolları kesişmemiş olanları ,bir anlamda zamanı gelmemş olanları ve b.ortaçgilin bu şarkısını amısattı,bazen sonbahar kendin den başka bişeydir,umarım sana da bu olur.

beenmaya dedi ki...

@Abi: yahu gelecem ama tarih tutmuyor ben gelincede yapalım bana lakerda ayırın demedim mi dedim. o halde takvimleri ve saatleri ayarlıyoruz efenim 14 ağustos gecesi yola çıkaraktan 15 ağustosda İzmir'e ayak basıyoruz inşallah uyar mı acaba :)))

@Vladimir: ve bazıları da yıllar sonra tekrar karşılaşıp devam ediyorlar kaldığı yerden. çok yakın bir örnek var etrafımda ve şu an çok mutlu küçük bir aileler kendileri yeni doğmuş çocuklarıyla :))

bu arada yukarıda abi'ye söyledim parti meselesini uyarsa sende katıl bize :)))

beenmaya dedi ki...

@a.nur: yok yok senin yürek dile gelmiş ve çoktan bilmiş bence :))))

@y: ya sen bana bu yorumunla neler neler hatırlattın bir bilsen :))

sonbahara gelince olmak mı dedin hem de çok :)))

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

O geldiğinde sen zaten geşlişinden haberdar olacaksın.
Sevgilerimle...

beenmaya dedi ki...

@özlem: bence de :))

Unknown dedi ki...

aşk bütün bağlardan koparır insanı kendi bağlarını kurar aşk sarmaşık kökünden gelir geldiğinde sarar her yanını
güzel anlatmışsınız aşkı
dilerim çabuk gelir hayatlarımıza ve çıkmaz bir daha

beenmaya dedi ki...

@bahar gelsin: dileğin dileğimdir sevgili bahar gelsin. adın gibi çabucak geliversin işte :)))

Talisman dedi ki...

"Love will come through
It's just waiting for you"

Travis ten güzel bir şarkı.

beenmaya dedi ki...

@Talisman: şarkılı ve güzel bir günüme daha da keyif kattınız. teşekkür ederim sevgiler :)))

Tayfun dedi ki...

Henüz tanışmadığım sevgili, sana yazıyorum bu satırları.

Gözlerimi kapamadan hayaline daldığım sonsuz saniyelerimde karalıyorum tüm bunları. Sense kimbilir tam şu an daldığın uykunda rastladığın yüzüme bu kim der gibi bakıyorsundur.

O benim sevgili!

Tanışmadık biliyorum ama rengini dahi bilmediğim gözlerinin içine özlem dolu bakan o erkek benim.

Uzattığım ellerimi tut, aldırma üzerindeki siyahlıklara. Sen sanıp sarıldığım yalancı hülyaların ayaklarına bıraktığım öyküleri yazarken bulaşmış mürekkep onlar. Ama kıskanma sakın, ruhsuz ve çatlak bir kalemle yazdım onları ben. Asıl öykülerimi seni gördüğümde dolacak gözlerimden akan yaşları ellerimle silmeye çalıştığımda yüzümde yazacağım ben.


Kuantuma olan inancım artmaya başladı, aynen şöyle der kuantum;

"Düşünceler deryasına bıraktığınız her dalga elbet bir kıyıya vurup orada yankı bulur."

Eksik inanıyoruz sanırım... Sorun burada olmalı, bireysel olarak çoğumuz o kadar olumsuz yargılarla düşünürüyoruz ki bu geneli de etkiliyor ve gerçekte aksini isteyen bizler kendi yargılarımızın devasa dalgaları altında altında kalıp can çekişiyoruz.
Galiba ufakta olsa bir şeyleri değiştirmek gerek; çünkü aşkın acısını yaza yaza mutluluğunu unuttuk. Gerçi hep derim; acı yazılır, mutluluksa yaşanır... Yinede bir şeyler yapmalı, benzer duygularla yazanlar bir araya gelip yazmaya ara mı versek yoksa? :)

beenmaya dedi ki...

@Tayfun: eksik inanıyoruz demişsin ya ne kadar doğru. dün okuduğum bir kitapta da "inancın olmadığı yerde hiçbir şey yoktur. inanç sarsılmasın diye mahremiyet esastır." diyordu. (mine söğüt-beş sevim apartmanı kitabın adı okumanı öneririm)

acaba dediğin gibi çok fazla dile dökülüp mahremiyeti bozulduğu için mi inancımız sarsılıyor ve eksik inanıyoruz ne dersin...

bu arada mektubuma bir cevap mektubu gibi olmuş kelimelerin. çok ama çok sevdim...

Tayfun dedi ki...

Haklı olabilirsin... Belki de bizleri yaratan sırf bu yüzden; inancın mahremiyeti için bize görünmüyor ve yukarıda bir yerlerde bize "size görünseydim bana asla inanmazdınız..." diyor olabilir...
Bunca zaman duygularımı anlatacağım diye çokça yorgunluk çektim, onları biraz şu eski dolaba kaldırıp unutmak üzere terk etmeye değer diye düşünüyorum. Bakarsın bir gün tamamen tesadüfen bulunduğunda daha çok kıymet ve anlam yüklenir...

Tavsiyen için de ayrıca teşekkürler, ilk fırsatta okuyacağım...

beenmaya dedi ki...

@Tayfun: unutmak diye birşey olsa keşke ama ben olduğuna inanmıyorum. unutmuş gibi yapmak var ne yazık ki ve hepimizin yaptığı da bu aslında öyle değil mi...

mor kedi dedi ki...

yüreğim bilir...umarım!

bunca zaman önce yazılmış bir yazı geleceğe şu ana uyar mı?
uyar?
senin kaleminden çıkmışsa hele tastamam girer akla gider gideceği yere...

beenmaya dedi ki...

@mor kedi: uyar elbet. bakma yazılış tarihine sen mor kedim tarihine ne de olsa geniş zamanlı bütün bu kelimelere sığdırılanlar...