3.08.2009

CEVAP/SIZ

Gördüğünü düşünüyorum ve gülümsüyorum. Düşünmesem de gülümsüyorum ya ben zaten. Sana, kendime, halime, gözüm açık geçirdiğim her günüme, kapıya, duvara, ağaca, gökyüzüne, yaşama, acıya ve sevince...Ağlamıyorum artık. Gözyaşı dökmüyorum yanışına içimin. Susuşuna dilinin. Yazılışına iki satır kalemin. Gidişine adı bile hatırlanmayan bir sevgilinin. Sadece gülümsüyorum.

Bıyık altından değil benimkiler. Ortada. Göz önünde. Deli diyen bakışların ağırlığında, kaldırım başlarında, sokak aralarında, hayatın tam orta yerinde. Hayatın tam da orta yerinde artık yazılanlar. Yazılarda, satırların arasında izlerin. Yaşlarım iki dudak arasında. İki dudak arasında gördükçe gülümsemelerim.

Uzak diye bir yer var mı gerçekten, diye düşünüyorum. Kafamızı kaldırıp aynı göğe bakmıyor muyuz, aynı gökyüzü kavuşturmuyor mu bizleri? Aynı acıların izleri değil mi sürülen? Bulunup da tekrar kaybedilenler değil miyiz aslında? Kimin bulduğu, ve tekrar neden kaybedildiği bilinmeyen. Bulunduğundan bile habersiz değil mi aslında kimimiz? Ya da bulduğundan. Farkedilmeyip, farketmeyip es geçilen yaşamlara dair değil mi aslında bütün özlemlerimiz?

Kayıp eşya bürolarında alınmayı bekleyen umutların sahipleri gelir mi birgün dersin aynı gökyüzünün hatırına? Yoksa masmavi bir yalana mı kanmışım, kandırılmışım ben çocukluğumdan beri? Sorgusuz sualsiz bakakalmış gözümün bebekleri. Geleceğin yoluna, gidenin ardına...

Ben büyük ve güzel miyim gerçekten, diye düşünüyorum. Büyüklük ve güzellik yüreklerde değil midir aslında? Paylaşılınca daha da büyünüp güzelleşilmez mi? Eş, dost, sevgili, baş dayanacak bir omuz, yaş silecek bir el, bankta yanıbaşına ilişiverecek bir vücut, aynı dili konuşacak bir yürek, aynı dil olmasa da konuşacak bir yürek...Nedir ki beklenen, kimdir? Var mıdır gerçekten ve gelecek midir? Bilinmez. Çoğu zaman olmayanları, gelmeyecekleri bekleyerek geçer zaman belki de. Beklenmeden gelenlere teğet geçerek...

İki elin yanında, bir bankın kenarında, seyredersin gelip geçenleri. Gözlerin yorulana, ağır gelip taşana kadar seyredersin gelenleri, gidenleri. Söylenmemiş yalanları, yalanlanmış gerçekleri. Başka başka hayatları, ölümleri. Sonra çıkarıp yanına koyarsın gözlüğünü, yanındaki kocaman boşluğa. Sen kaparsın gözlerini yorulduğunda, gözlüğün bakmaya, seyretmeye, hayata bir ucundan tutunmaya devam eder.

Şehirler yüreklerde değil midir aslında? Adamın nerede olduğu önemli midir gerçekten? Ya da kadının. Ya da her kimse. Hangi şehirde, kiminle olduğu. Ya da olmadığı, birşey değiştirir mi? Bir şehre adını verip, bir yüreğe girdikten sonra...Gidip te dönmedikten sonra. Şehirler, insanlara benzedikten sonra. Aynı şehirde olmak gerçekten önemli midir? Aynı yürekte olmadıktan sonra...

Ruhumun coğrafyası üzerindeki engebeleri düşünüyorum. Acaba birgün geçer mi? Kaç yüreğin yüzölçümü gizlidir acaba içimin atlasında? Ben kaç yüreğin aslına sahibimdir? Kaç yürek benim adıma sınırlara dayanmaya göze alır? Sınır nerededir peki? Surlar sağlam mıdır gerçekten? Dayandığında zorlar da yıldırır mı seni? Çabuk mu pes ettirir? Yoksa gelip geçici midir hepsi? Ne zaman vazgeçeceğiz ilk fırsatta kolayca yıktığımız kumdan kaleleri yeniden inşa etmekten?

Acı çekmekten uzakken yaşadıklarımız, kendimizi kurtarmak adına söylenen yalanlar mıdır kendimizi kandırmamız? Çekilen acının sözlüklerde tam karşılığı var mıdır? Hangimiz tam karşılığını yaşarız söylenenlerin, beklenenlerin, istenenlerin... Yoksa öylesine mi yaşamaktayız; “on” tuşuna basılmış gözükse de, bir cızırtı ve bulanık bir görüntüden ibaret aslında hayat belki de. Ve bizler de kayıt dışı bir hayatın sahibiyiz.

Sorusu kaybedilmiş bir cevap mıdır şu anda sana verilen yoksa soruların cevaplarla çoğaltılmış hali midir bilemedim. Bilmediğim o kadar çok şey var ki aslında. Hayat kafamı karıştırıyor her gün biraz daha fazla. Ama buradayım işte. Kayıtta veya kayıt dışı, varım. Yaşıyorum. Hala yaşamın kenarından tutunup da hayata, bir bankın kenarından bakıyorum.

Gülümsüyorum onca sert bakışına rağmen hayatın yüzünün tam ortasına. Yetmezse diye bir de kahkaha patlatıyorum. Bu da benim avuntum işte kendimce. Çünkü ne yaparsam yapayım herkes gibi ben de payıma düşeni alacağım nasılsa. Payıma düştüğü kadar. Payıma düştüğü zaman.

Açık havada bekleme odası kokusu sinmiş üzerime. Gözlüklerim gözümde. Bekliyorum.


*İlk yayın tarihi: 19/08/08


Görsel: Deviantart

24 yorum:

Aşk ve Zehir dedi ki...

hayat zamanda iz bırakmaz..
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün.. (A.İ)

Ateş Böceği dedi ki...

Ne çok soru soruyoruz hayata cevapları kendi içinde gizli ..Payımıza düşerse eğer her bir sorunun yanıtı yine kendi içimizde nereye gidersek gidelim o sorularda bizimle birlikte günü geldiğinde çözülen bir bilmecenin her bri hecesi gibi çözülür .

Yaşadıklarımızdan haz almayı öğreniyoruz bazen soru sormadan yaşamak gerekiyor ...

Gülümsemekse evet herkese sanada yakışır elden bir şey gelmiyorsa koyver gitsin gülümse gizli bir bakış at hayata işte ozaman oda sana gülümseyecektir belki de...

sevgilerimle

Belgin dedi ki...

Hayattan kendine düsen payi beklerken, yüzünden gülümsemen hic eksik olmasin canim, nasil olsa payimiza düseni alicaz...

Pilli Petro dedi ki...

"Açık havada bekleme odası kokusu sinmiş üzerime" kızııım bu nası bi cümledir yaa off maya offf

Karōshi dedi ki...

Seni o kahkahayı patlatırken rahatlıkla görebiliyorum Beenmaya:) Gerçekte gördüğüm için seni kolayca yapıyorum bunu.. O kahkahayı kendimden de tanıyorum.. Kayıt dışı hayatlarımız.. Yazılarla kaydoluyor işte:)

Arzu Eylem dedi ki...

Bu kelimeleri döken ruhun coğrafyasının o bankın köşesinde oturmayı bırakıp yayılmasını, tüm uzaklıkları silen gökyüzünden vazgeçmeksizin hiç başını öne eğmemesini, içindeki tüm surların mutluluğa açılan bir kapıya dönüşmesini istemekten başka ne diyebilirm ki...

Seni ve güzel kelimelerini öpüp, senle birlikte gülümsüyorum... Hayatın gözbebeklerine bakarak gülümsüyorum hem de.

ELİF dedi ki...

Hayat kendi payımıza düşeni verecektir elbet,biz sabretmeyi ögrendikten ve bildikten sonra...

Payımıza düşecek gülümseme farklı cografyalarda yaşasada bizi arar bulur elbet be canım...

Bakmışsın ki birgün o tek kişilik banka çift kişilik sıgdırmışsın...
Bir ''o'' bir ''sen''...Karşınızda deniz ve mehtap...

sufi dedi ki...

Umutlar kayıp eşya bürolarına düştüğünden beri, aynı gökyüzü ve solunan hava masmavi yalanlarla kandırıyor işte bizleri.Bizim kandığımızı sanıyor, yalanları söyleyenlerin sahibi. Yoksa gülüyoruz sadece paylaşıldıkça güzelleşecek yalnızlığımızın içindeki birlikteliğimize.Yüreğinin atlasına kayıtlı sana ve kayıt dışı olup da yine de sende kayıtlı olan herşeye güzel kelimelere sevgilerimle.

YALNIZLIK OKULU dedi ki...

hayat bir pay kapma savaşına döndüğü zaman daha bir çekilmez oluyor be mayam...

beenmaya dedi ki...

@Aşk ve Zehir: zamanda değil de bizde bırakmaz mı zaten o izi...o izlerle girip çıktığımız boşluklar değil mi en çok içimizi acıtan...

@Ateş Böceği: ne olursa olsun gülümsemekten vazgeçmemeli öyle değil mi...çünkü ne sorular ne de cevaplar bitmiyor zaten...

@Belgin: hepimizin canım benim hepimizin...

beenmaya dedi ki...

@Bekriya: nasıl bir cümle :))))

@Karöshi: gördüğünü ve bildiğini biliyorum bende zaten. kendinde gördüğün ve bildiğin gibi :)))

@Arzu'm: varlığın bile gülümsemem için yeterli bir neden diyebiliyorum bende ya ne mutlu bana...

beenmaya dedi ki...

@Elif..den: ve daha ne olsun değil mi :)))

@sufi: kanıyor muyuz sahiden yoksa kanma isteği ve hevesi mi bizlerdeki bilemedim. ama bildiğim birşey var ki sana en kocamanından sevgilerimi gönderdim :)))

@Yalnızlık: o zaman olduğu gibi bırakmalı ve yaşamalı tabi becerebilirsek...

öykü dedi ki...

Şiirsel tat ta bı yazı olmus arımayacım
sevgılerımle..

beenmaya dedi ki...

@öykü: teşekkür ederim canım benim. öperim o güzel yüreğinden...

Anıl dedi ki...

Efendim mimledim sizi. Cevaplanmak üzere sizi bekliyor. İsterseniz elbette ki :)

Adsız dedi ki...

Şehirler nerede yaşanır?

aldım, kelimelere sarıp geleceğim..

hoşbuldum!

beenmaya dedi ki...

@ultrANIL07: mim özürlü olan ben bu güzel mimi tez vakit seve seve yazacağım efenim. çok merci :))))

beenmaya dedi ki...

@Uzağa Giden Kadın: bekliyorum :)))

Pilli Petro dedi ki...

o biçim bi cümle :DD

beenmaya dedi ki...

@Bekriya: eyvah eyvah :)))

malikocas dedi ki...

sen hep gül bunlara emi, yansıyor neşen güldürüyorsun bazen içimizi çizen şeylere...

beenmaya dedi ki...

@mali_k: hüzün hep içimizde, hep bir yanımızda asılı değil mi zaten. bazen gülmek gerek işte inadına gülmek gerek hem de öyle değil mi sevgiler :)))

losstime dedi ki...

sadece mükemmel desem yeterli mi? yüreğine sağlık..keşke o sorduğun soruların cevabını verecek bir yürek olsa, bir bilge olsa

beenmaya dedi ki...

@losstime: hepsine değil belki ama çoğuna cevapları zaten yaşarken vermiyor muyuz? ha bunun ne kadar farkındayız dersen işte bunun cevabını bilmiyorum :))

çok teşekkür ederim...