*Alınan bu karar en doğrusu. Çünkü yakında af çıkacak ve senin aftan yararlanmak için yakalanmış olman lazım. Korkmana gerek yok. Biz her türlü teması yaptık ve hiç sıkıntı çekmeyeceksin. Ve kesinlikle daha rahat edeceksin. Yakında af çıktığında ise bu olay bitmiş olacak ve unutacağız, geleceğe bakacağız.”
Unutacağız elbet. Hatta çoktan unuttuk bile, baksana artık bu haber eskidi. Sizler eskidiniz. Şimdi yeni gündemlerimiz var bizim hayata ama en çok da ölüme dair. Yeni cinayetlerimiz var, yeni tecavüzlerimiz, kazalarımız var sonra, ortadan kaybolup bir daha kendilerinden haber alınamayan çocuklarımız var. Grevlerde açlık sınırına dayanmış işçilerimiz var, vatan sağolsun diyerek evlatlarını şehit vermenin acısını yüreklerine gömen ana babalarımız, adalet önünde cezası verilmeyen, hapisten davullarla zurnalarla salıverilen katillerimiz var sonra.
Anlayacağın hayat devam ediyor aynı şekilde ve bizler yeni yeni acılar ekliyoruz kendimize her gün gazete sayfalarından. Televizyon ekranlarından yeni yüzler kazınıyor belleklerimize, eskilerin, sizlerin üzerine. Ekliyoruz, bir süre kendi aramızda bire bin katarak konuşuyoruz, sadece konuşuyoruz hiçbir şey yapmadan, bitirip tüketiyoruz sonra sıkılıp bıkıyoruz aynı konudan ve yavaşça hatta kendimize bile fark ettirmeden bir bakmışsın başka bir konuya geçiyoruz. Hep bir sonrakine, hep bir sonra ki unutmaya kadar...
O yüzden siz sakın endişelenmeyin aileniz, kendiniz, en çok da oğlunuz için. Sizin deyiminizle istemeden bir kaza yapmışsınız, arabayı duvara vurmuşsunuz sadece, ama en azından siz sağsınız, oğlunuz sağ nasıl olsa. Her şeyi unuttuğumuz, unutabildiğimiz gibi bunu da unuturuz, sileriz hafızalarımızdan. Aslında unutmak diye bir şey yoktur ya zannımca, işte nasıl denir unutmuş gibi yaparız, bir daha anmayız adlarınızı, yok sayarız düşünmeye bile dayanamadığımız, kaldıramadığımız bu yaşanmışlığı, en azından. Af çıkacak demişsiniz ya hani, henüz ufukta gözükmüyor olsa bile siz istedikten sonra, sizler onay verdikten sonra olur elbet pek yakında, biz buna da ses çıkarmayız. Göstermelik olarak birkaç yıl yatıp çıkarsınız sadece “af”ın dayanılmaz hafifliğinden yararlanarak.
Hapisteki o birkaç yıl zaten dışardaymışcasına rahat geçer sizler için, siz bir baba, bir aile reisi olarak ailenize sahip çıkar, üzerinize düşeni fazlasıyla yaparsınız, öncesinde yaptığınız gibi. Başka bir yerde yaşamanıza gerek kalmaz belki de ama en kötüsü yurtdışında kendinize yeni bir hayat kurarsınız. Bu sefer kaçak olarak değil ama, bir “hata”nın bedelini ödemiş, cezasını çekmiş insanlar olarak başınız dik dolaşırsınız sağda solda. Hiçbir şey olmamış gibi devam edersiniz işinize, gündelik yaşamlarınıza. Hiç olmadı yeni bir düzen kurarsınız yepyeni hallerinizle. Sonra bir gün bakarsınız oğlunuz evlenir, güzel bir eşi olur ve sonra da çocukları. Dede olmanın müthiş hazzını yaşarsınız, çok ama çok seversiniz torunlarınızı. Ve o küçük melekler için dua edersiniz içten içe; bir gün gelir de birine inanmanın, birini sevmenin bedelini Münevver gibi ödemesinler diye...
*Yukarıdaki bölüm Münevver Karabulut’u öldürmek suçuyla şu an hapiste bulunan ve şubat ayında yargılanmayı bekleyen Cem Garipoğlu’na, yine bu cinayet sırasında oğluna yardım etmek suçuyla yargılanacak olan babası Mehmet Nida Garipoğlu’nun, teslim olması amacıyla yazdığı söylenen bir mektuptan alıntıdır.
**Bu konudaki haberlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Milliyet
Hürriyet
Porttakal.com
Superpoligon.com
***Görsel: Deviantart
20 yorum:
Yorumsuz okuyabildim.............
Saygılarımla,
yazık :(
doğru "eskidi bu haber"...... yazık.......
Headere bayıldım bu arada aha bunu yayınla :))
Oy oy yirim seni online kadın ..:))
Çok güzeldi.
Sadece bumu neyi eskitmiyoruz kii..
Geri dönülmemk üzere ve hatta kırarak parçalayarak
Bir yandan "unutmak" Tanrı'nın hediyesi denir. Acıyı unutursun, kayıpları unutursun, hayatının en utanç anını unutursun çünkü... Unutmadan yaşayamaz insan..
Fakat bazı şeyleri oyle hızlı tüketiyoruz ki.. Münevveri, baklava çaldıkları için hapis yatan çocukları, aşk notu yüzünden kendini babasinin kalaşnikofu ile öldüren Meryem'i, Güldünya'yı, yakın geçmişte yaşadığımız deprem'i... unutuyoruz..Öylesine yığılıyor ki, acılar üst üste.. Haberlerde alt yazı geçiyor."Dehşet anı"... Acılar biriktiriyoruz.Sonra televizyon ekranından buzlu buzlu bakmaya başlıyor yüreğimiz.. Algılamiyor artık ne kalp, ne de beyin...
Unutmamalıyız.. Öfkeyle, kızgınlıklarla, intikam duygusuyla unutmamak değil dediğim... Daha güzel bir hayat kurmak adına hatırlamalıyız. Erdemli çocuklar büyütmeli, dürüst yaşamalıyız, acıyı, öfkeyi değil sevgiyi yaşatmalıyız.
Fast food yaşar
fast food hisseder
fast food tüketir bır toplum olduk..
Aklın ,vicdanın ,yuregın en kabul edemedıklerını bıle
anlık yasayıp
arkamızı donünce unuttuk
farkına varamadık
herseye arkamızı donerken
bır de baktık ki dunya da bıze arkasını dönmus..
Kotuluklere goz yumanlar bır gun o kotulugun bır parcası olurlar..
çivisi çıkmış bir dünya düzeni içinde savrulup duruyoruz.. herşeyi unutup, ucu bize dokunmadığı için es geçiyoruz.. evet yazık bu sistemi oturtanlara, çarkları hızla döndürenlere peki ya biz biz de o çarkların birer dişlisi olarak unutmaya çabalamıyor muyuz kötü olan herşeyi??
Rezillik her yeri kapladı, üzerlerini örttü, rezillerin pislikleri ile bizim de üstümüz örtüldü. Dünyada adalet diye bir şey varsa eğer bizim ülkemize pek uğramayı sevmiyor. Suçlu olanın yanında masumların hakkını koruyacak ne var? Unutmak sadece. "Kötü olanı unutmak"tan başka masum insanın tarafında olan birşey yok.
ben Vladimir'e ufacık bir noktada katılmıyorum. Adalet yok artık. Sadece bizim ülke için değil bu. Dünyada kalmadı. Bitti.
Çok kütü çok giden gittiği ile ölen öldüğü ile kalıyor işte.
cidden ortadan yok etttıler adamı cok degıl bırkac ay once gun saydırıyordu tvler bıze su kadar gundur fırarı vb dıye
ama ne olduysa bıcak gıbı evet gercekten bıcak gıbı kesıldı haberler
herseyın planlı oldugunu anlatıyor tum bunlar
tıpkı sucuk ekmek yemesıyle cocuk ruhlu ve ergen olmadıgının bagdaslastırılıp basın kanalıyla beyınlere ıslenmesı gıbı
etkılenmemek elde degıldı psıkolojık oldugu apacık ortada oldugu halde adamını nerdeyse acıyacak duruma gelecektık
@JİVAGO: yorumsuz kaldığımız ne çok şey var artık öyle değil mi...
@funda: :((((
@coffeé: yeni acı haberlerimiz var artık...
@ilham perisi: :)))
@buraneros: teşekkür ederim...
@Ateş Böceği: hayatı eskitiyoruz hem de doğru dürüst yaşayamadan, anlayamadan öyle değil mi...
@Brajeshwari: her şeyde yaptığımız gibi "unutmak" konusunda da yine kendi işimize geldiği gibi davranıyoruz sanırım öyle değil mi...hatta bu umursamamak şeklinde artık. sana uymuyorsa, sana dokunmuyorsa boşver, umursama ve geç git üzerinden...
@öykü: olurlar elbet ama yavaş yavaş hepimiz körleşmeye başlamıyor muyuz öyküm...
@NiLaY: aynen öyle. bize dokunmayan yılan bin yaşasın şeklinde artık hayat felsefemiz ne yazık ki...
@Vladimir: adalet kaldı mı sahiden. ya da kime, ve neye göre adalet işliyor artık...
@Abi: yok yok adalet var aslında. ne kadar güçlüysen, arkan sağlamsa, paran varsa o kadar adaletin de var kullanabileceğin. ha buna adalet mi deriz yoksa başka bir isim mi veririz bilemem...
@özlem: aynen öyle arkadaşım...ve yazık ki biz de bu kötülüğün bir parçası olma yolunda hızla ilerliyoruz...
@EVRAKA: adalet kime göre, neye göre adalet işte en önemli soruda bu galiba...
Yorum Gönder