Susuyorsun. Bu seferki ne bir meziyet ne de erdem. Dile dökülmesi gereken o kadar çok kelime var ki şimdi, şu anda. Aklındaki ve yüreğindeki iyiye, güzele dair tüm sözcükler hırpalanmış ama olsun. Yaralarımızı sarabilir, eskilerinin yerini tutmasa da yeni kelimeler bulabiliriz belki. Hem her bitiş yeni bir başlangıç değil midir zaten? En azından denememiz lazım, biliyorsun.
Susuyorsun. Yakışmıyor oysa sana. Sessizlik çok fazla, gereksiz büyüyor etrafında. Huzursuz, tedirgin bir şey sinsice içinde kök salıyor, göremesen de iliklerine kadar hissediyorsun. İsimsiz bir savaş meydanındasın sanki; cephelerin farklı, süngülerin düşük. Her şey olup bitmiş bir anda, dağılmış, her cepheden bozguna uğramışsın, etrafın kırık dökük. Ne yengi var ortada ne de yenilgi. Savaş ganimetleri saçılmış ortalığa, paylaşılmayı bekliyor. Savaşları sevmezsin sen oysa, için kaldırmaz böyle şeyleri. Ama ucundan bir yerlerden tutunabilmek için hayata biraz da mücadele etmek gerek, görüyorsun. Hem senin savaşın bir başkasıyla değil aslında, kendi kendinle, anlamıyor musun? Tek bir sözünle sona erecek tüm bu yangın, bu düğüm çözülebilmek için senden gelecek tek bir sese muhtaç. Özgürlüğüne adım atman, yaşama yeniden sarılman sadece senin kuracağın cümlelere bakıyor. Birazcık umut et, birazcık cesaret göster sadece. Bir savaş tutsağı olmak inan sana hiç yakışmıyor.
Susuyorsun. Oysa görüyorsun sen de, uçurumun kenarında dolaşıyorsun yalın ayak. Aradaki boşluk o kadar sığ ki aslında, düşsen bile boğulmayacaksın, neden korkuyorsun? Bunun bir ilgisi yok zorlama ya da dayatmayla. Elini uzatanlara inat, duvarlar örüyorsun herkesle arana sessizlik tuğlalarınla. Gitgide ulaşılmaz, uzlaşılmaz oluyorsun. Duvarın kırık dökük çerçevelerle dolu oysa. Parçalanmışlıklar üzerine kurulu bir yaşanmışlık, kabullenilmiş bir kararsızlık sonrası ve çoktan can vermiş çocuk yanının üzerinde oynadığın ölümcül oyunlarla kendi resmini çiziyorsun. Her zamanki kaçışlarına sığınmayı seçiyorsun yine. Gözlerine bakmadığın bedenlerle sevişip, bedenlerini bilmediğin gözlere en doğru yalanlarını sunarak belki de binlerce çerçeveyi kırıp parçalıyorsun. Azalıyorsun günden güne. Tek bir iplik parçasıyla bağlı olduğun yaşam avuçlarından kayıp gidiyor. Uzanıp ta tutmuyorsun. Bir konuşsan oysa, bak nasıl kurulacak yaşamla arandaki köprü yine. İplerine çözülmez, kopmaz düğümler atılacak. Yıkılacak tüm duvarlar, kilitli kapılar açılacak sonuna dek. Çerçeveler değişecek, tozu alınacak tüm resimlerin, ve zamanın en güzel anlarına asılacak. Söz veriyorum sana, her şey daha güzel olacak, yoksa artık sözüme güvenmiyor musun?
Hadi silkelen artık, canlan kalk yerinden diyorum sana. Ölüm sessizliği yaşatma artık bana. Son ver tüm bu karmaşaya, yağıp sel ol ki bana sona ersin bu yangın. Tek başıma bırakma beni buralarda, ben sensiz yapamam, biliyorsun. Hadi artık alacaklarını al ve geride bırak tüm kalanları. Odaların, evlerin, sokakların, hayatın üzerine çek vur kapıyı. Yeni odalar, evler, sokaklar, yeni bir hayat bekliyor bizi. Açılacak yeni kapılar var daha, vakit dar, gitmemiz lazım...
*Sevgili gereksiz adam tarafından uzun zaman önce gönderilen bir mimdi bu. Ben bu mime dair “ne anladıysanız onu yazın” seçeneğini kullanıp, kendimi hayattan koruyabilmek için yine kendimi öne sürerek ve birazcık cesaret diyerek bu yazıyı uygun gördüm. Bu kadar geç kaldığım için umarım kusuruma bakmazsın arkadaşım...
Görsel: Deviantart
24 yorum:
Kalp çantasını aldı sırtına, beynin düşlerini aldı eline ve düştü yollara... Yolun açık olsun yürek...Unutma ip-ucu elinde... Yorulduğunda inecek sonsuz durakların olacak. Her durakta edindiğin anlamların olacak. Gökyüzü çatın, dünya yurdun, elindeki ipin diğer ucunu tutacak yolcuların...
güzel bir yazıydı be beenmaya...
""günün bir vaktinde
seni bir şey sandım
elimi bırakma dedim
sıkıca sarıl gitme vakti şimdi"
Savaşları sevmiyorum elbette ..Ganimet felan umrumda mı sanıyorsun ..Ama hayat çok acımasız davrandı bana..Yüküm çok tüm kalelerim ele geçirildi savunmasız kaldım savaş meydanında..Umut etmiyor değilim ..Ancak nereden başlayacağımı bilmiyorum..Hayat denilen o kapı nerde .Anahtarını Hangi düşümle beraber hangi denizde kaybettim hatırlamıyorum ..Gitme vakti çoktan geldi geçti belki ama cesaretim kırık dökük ne kala bilyorum gönlümce nede yaşaya biliyorum istediğimce ...
Ben üstüme alındım .. Mayam ..ağlattın benii ..
bir şiirimi anımsattı yazdıklarınız... yüreğinize sağlık.
ÇIĞLIK
sessizliğin içinde bir çığlık gizlidir
durgun akan suda kanayan bir nehir
salınan yaprakta kuruyan bir damar
gülen yüzün ardında sararan bir söz
eriyen zaman içinde tükenen derman
benim içimde içimi yiyen bir kurt
isimlerin ardında perde
perdenin ardında kabus
senin içinde bir çağlayan
benim içimde ağlayan bir çocuk gizlidir.
an bu an
gün bu gündür
hüzün bakidir sessizliğimizde.
erkan bal (gökten hiç elma düştü / ÇIĞLIK )
yeni odalar, evler, sokaklar, yeni bir hayat bekliyor bizi. Açılacak yeni kapılar var daha, vakit dar, gitmemiz lazım...
gitmek gidememek...
hangisi zor...
:/
eline sağlık mayamm
temmuz 2009 du sanırım...
kusur ne demek sevgili beenmaya. bi mim ancak bu kadar manalandırılır..
yağıp sel ol ki bana sona ersin bu yangın...
Mayam sen bir pırlantasın, cümlelerin suluyor beni. hayat bir savaş meydanı zaten, hepimiz varımız yoğumuz neyimiz varsa giriyoruz savaşlara, her gün bir savaş nerdeyse hele bizim gibi büyük şehirlerde yaşayan insanlar için. Biz savaşçı büyüdük bu sayede, sevmesekte savaşmayı nefes almak için savaşmamızı sağlayan hayat şartları utansın bu durumda.. Kalemine sağlık tekrar :) CANSIN CAN
hayatı senın bu sıırsel satırlarından
farklı gormeyı cok sevıyorum arımayacım
cok guzeldı ...
Hayatı mı yoksa alışkanlıkları mı yaşıyoruz, her şeyin üzerinden bir kez daha bir kez daah geçen milyonlarca insan var. Farklı gözlerle bakmayı denemeye cesareti olan sayısı ise bence çok az :(
Görünmeyen savaşlarımızda; duyulmayan sesler, patlamayan silahlar, düşmansız dostluklarda, gidilir gibi yapılıp gidilmeyen yollarda kilometre taşları olmayan mesafelere yol alıyoruz.Çekip kapattığımız kapılar "değiş tonton" deyip açılacak değişmiş eski mekanlarda yeni hayatlara."Vay be!Mutluluk buymuş demek" diyeceksin belki de.Sevgilerimle.
ya, bu yazılanlar öyle tanıdık ki benim için...
yıl 2005. adamın gidesi gelmiş. bağlasan durmaz.
dahası, gitmesi için ne mümkünse yapan ben, bi fena olmuşum onu giderken görünce.
meğer seviyomuşum, demişim.
...
yıl 2005. yer, asmalımescit, arasta. saat 03.00
mekan sahibi arkadaşımız olduğundan, kasa kapandıktan sonra en hakikisinden bi şarap getirdi bize. bi şarkı çalmaya başladı.
murat kekilli. ayrılık vakti.
nasıl cuk oturdu o an, anlatamam. nasıl iyi tercüman oldu duygularıma.
hala ne zaman o şarkı çalsa, gidene kal demek olmıcanı düşünürüm....
piyes: bu da pek romantik oldu lan böyle...
http://www.fileden.com/files/2010/1/28/2740964/Gulay%20-%20Takvimlerden%20Haberin%20Yok%20Mu.mp3
umarım dinlersin, eklemek istedim.
Açılacak yeni kapıların çok olsun Mayam,
ve yolun daima açık olsun, gönlün gibi...
Eee, iyi ki mimlemiş "Gereksiz adam" seni, kaç gündür sayfana giremiyorum iyi ki okudum yahu, kalemine sağlık canım:)
@Arzu_Su: ne denir ki bu kelimelerin, bu yorumun üzerine. sadece susulur ve de yürekten teşekkür edilir...
@Dalgaları Aşmak: teşekkür ederim hem beğenin hem de eklediğin güzel satırlar için...
@Ateş Böceği: anahtar senin ellerinde aslında, hayatın yine senin içinde olduğu gibi. ah blirim bazen kör olur o gözler, bazen işlemez hiçbir anahtar içindeki kilide ama yine bilirim ki sadece birazcık cesaretle umut alıp da götürür insanı yeter ki gerçekten ama gerçekten iste...
@Erkan Bal: asıl sizin yüreğinize, kelimelerinize sağlık :))
@mor kedi: her ikisi de zor elbet, kendince ve öznesine göre...sağol canım benim...
@gereksiz adam: sanmana gerek yok aynen de öyleydi. zaman aşımından bile düşmüş olması aslında bu mimin ya neyse :)) beğenmene sevindim arkadaşım...
@Galadriel Ar Feiniel: canım benim sağolasın. öpüyorum kocaman seni...
@öykü: hayat aslında şiir gibi ama her zaman göstermiyor bize bu yüzünü öyle değil mi canım benim. teşekkür ederim :))
@Vladimir: daha çok alışkanlık elbette yaşadıklarımız ve cesaretimiz bu alışkanlıkların arasında kaybolup gidiyor ne yazık ki...
@sufi: dilerim hepimiz açarız açılması gereken kapıları çok da geç olmadan can sufim...
@cüzzamlı melek: senin romantik yanın mı çıkıyor ortaya benim yazılarımda ha ne dersin :)))
@hayatınortasında: çok ama çok teşekkür ederim canım :)))
@YAŞAMIN KIYISINDA: sağol canım benim dileğin dileğimdir. kocaman öperim...
@özlem: niye ki acaba? her neyse en azından artık açılmış kapalı kapılar da girmişsin içeriye :)))
şişt, yok benim romantik yanım felan. yerin kulaa vardır. yok işte...
:)))
@cüzzamlı melek: şşşttt tamam tamam aramızda :)))
Yorum Gönder