Biliyor musun; yanlış bir yerde miyim, diye sordum ben de kendime önce. Gözle görülen bir şey yoktu aslında, söze dökülmüyordu, başkalarınca yansıtılmıyordu bana, tutup anlamaya, anlatmaya çalışsam elime avucuma gelen tek bir kelime bile yoktu. Ama aklın takvimi yüreğinkini yalancı çıkarmıştı bir şekilde ve bu gereksiz ısrar, kendini kandırmaca, bu bitmek bilmeyen uzun bekleyiş gitgide canımı daha çok acıtıyordu.
Yanlış bir yerde miyim, diye sordum ben de kendime. Durduğum yer hangimize yakındı en çok ve hangimiz bir diğerinden ne kadar daha uzak? Sahi ben nasıl gelmiştim bu noktaya, hangi arada atıp da adımımı geçmiştim sınırın bu yakasına? Hadi geçtim diyelim, neden sağlam hissetmiyordum peki bastığım yeri, neden kayıp gidiyordu hızla aklımdan düşünceler, yüreğimden kelimeler? Ben buradaysam peki sen neredeydin, senin sınırın neresiydi? Hangi kelimelerini sunacaktın bana sabırsızca beklediğim her gün, bastığın onca toprak hangi yürekten, yüreklerden geçiyordu? Oysa daha geçen gün seyrettiğim bir filmde “her zaman her şeyin cevabı yoktur” diyordu bir kadın. Ve benim yüreğim soramadığım tüm sorulara inat hala ve ısrarla o kadına inanmak istiyordu.
Biliyor musun; ben notaları doğru bir şarkıyı yanlış sözlerle mırıldanıyordum belki de. Hep yaptığım bir şeydi aslında ama bu sefer ki feci şekilde kulak tırmalıyordu, o yüzden sen duymadan susayım istedim. Hiç açılmayacağı bilinen -üstelik bu mevsimde yok yere aralık bırakılmış- bir kapıyı kimse üşütüp hasta olmadan sessizce kapamak. Nasıl çıktığını, nereye gittiğini kendinin bile bilmediği bir yol üzerinden yokluğum fark edilmeden, yanlış virajlara döndüğüm, erken duraklarda indiğim görülmeden geri dönüp yeniden başladığım yere varmak. Kırdığım, kırıldığım cümleleri sen okumadan onarmak istedim. İmla hatalarıyla dolu, öznesi yüklemi birbirine karışmış öyküleri sil baştan yazmak. Sen şaşırma, üzülme, kızma, merak etme diye ben hem bil hem de bilme istedim. Bilmediğin yerlerde özlenip, bildiğin yerde olmak...
Evet, yanlış bir yerde miyim, diye sordum ben de kendi kendime. Cevabım ne söze döküldü, ne de bir göze değdi, zamana ve sessizliğe karışıp gitti. Şimdi neredesin peki, diye soruyorsan eğer buradayım, işte. Cevabım kendi içimde, yine, yeni, yeniden buradayım. Olması gerektiği gibi, olması gerektiği şekilde...
ARALIK MEKTUPLARI 10’
Görsel: Deviantart
Yanlış bir yerde miyim, diye sordum ben de kendime. Durduğum yer hangimize yakındı en çok ve hangimiz bir diğerinden ne kadar daha uzak? Sahi ben nasıl gelmiştim bu noktaya, hangi arada atıp da adımımı geçmiştim sınırın bu yakasına? Hadi geçtim diyelim, neden sağlam hissetmiyordum peki bastığım yeri, neden kayıp gidiyordu hızla aklımdan düşünceler, yüreğimden kelimeler? Ben buradaysam peki sen neredeydin, senin sınırın neresiydi? Hangi kelimelerini sunacaktın bana sabırsızca beklediğim her gün, bastığın onca toprak hangi yürekten, yüreklerden geçiyordu? Oysa daha geçen gün seyrettiğim bir filmde “her zaman her şeyin cevabı yoktur” diyordu bir kadın. Ve benim yüreğim soramadığım tüm sorulara inat hala ve ısrarla o kadına inanmak istiyordu.
Biliyor musun; ben notaları doğru bir şarkıyı yanlış sözlerle mırıldanıyordum belki de. Hep yaptığım bir şeydi aslında ama bu sefer ki feci şekilde kulak tırmalıyordu, o yüzden sen duymadan susayım istedim. Hiç açılmayacağı bilinen -üstelik bu mevsimde yok yere aralık bırakılmış- bir kapıyı kimse üşütüp hasta olmadan sessizce kapamak. Nasıl çıktığını, nereye gittiğini kendinin bile bilmediği bir yol üzerinden yokluğum fark edilmeden, yanlış virajlara döndüğüm, erken duraklarda indiğim görülmeden geri dönüp yeniden başladığım yere varmak. Kırdığım, kırıldığım cümleleri sen okumadan onarmak istedim. İmla hatalarıyla dolu, öznesi yüklemi birbirine karışmış öyküleri sil baştan yazmak. Sen şaşırma, üzülme, kızma, merak etme diye ben hem bil hem de bilme istedim. Bilmediğin yerlerde özlenip, bildiğin yerde olmak...
Evet, yanlış bir yerde miyim, diye sordum ben de kendi kendime. Cevabım ne söze döküldü, ne de bir göze değdi, zamana ve sessizliğe karışıp gitti. Şimdi neredesin peki, diye soruyorsan eğer buradayım, işte. Cevabım kendi içimde, yine, yeni, yeniden buradayım. Olması gerektiği gibi, olması gerektiği şekilde...
ARALIK MEKTUPLARI 10’
Görsel: Deviantart
26 yorum:
benimi anlattın sen yoksa bilmeden...
'Notaları doğru bir şarkıyı yanlış sözlerle mırıldan'mak.. Bu ne güzel bir benzetmedir.
O yanlış sözler doğru notalara ne güzel yakışır bazen.
Aklımdaydın bugün şimdi gönlümde:) Gözlerimde.
Hep söylerim, kış aylarının içinde tek sevdiğimdir aralık... hep bir aralık vardır. şarkıya gelince belki sözleri temelde yanlıştı, sen doğrusunu söylüyorsundur. kim bilir...
DÜŞÜNDÜN MÜ?
Sen sağıma gelirsen
Ben nerede olurum?
Sana göre solda
Bana göre eski yerimde olurum
Sen soluma gelirsen
Ben nerede olurum
Sana göre sağda
Bana göre eski yerimde olurum
Sen nerede olursun?
Sen nerede olursun?
Özdemir Asaf
Bu şiiri okurken bir sürü şey düşünmüştüm bu sabah. Şimdi, bu satırları okurken, yine yolum düştü bak.
kesinlikle yanlış yerdeyim 19 ocak sonrasında akşama göreceksin :))
Biliyor musun, ben artık doğru yerdeyim..
Kendimde :)
Cevaplar,zamana ve sessizliğe karıştı... .. .
Ne O! beynimin içindekileri uzaktan mı okuyorsun sen yoksa:)
Belki de sen en doğru yerdesindir.
Yüreğine sağlık canım..
İyi ki burdasın, o zaman...
Sevgilerimle.
hepsi çok güzel sözler gerçekten. ağzınıza sağlık.
gümüldür apart
gümüldür pansiyon
@losstime: seni, onu, kendimi...hepimizden bir parça vardır mutlaka öyle değil mi?
@Nehir İda: bazen nasıl ve hangi cümlelerle söylediğin önemli değildir evet kaptırırsın kendini notalara, melodiye akıp gidersin. ama bazen de çok iğreti gelir kend kulağına bile sesin, bir yerde bir yanlış vardır işte bilirsin...
güzel yüreğinden öperim!
@Kırmızı Çizmeli Kedi: kendi bestemi yapmışımdır ve kendi sözlerimi yazmışımdır mesela ankara yollarında :)))
@Parpali: ne güzel denk gelmiş bir aceminin satırları, bir dostun düşünceleri ve bir ustanın dizeleri...
@Pilli Petro: nerede olduğunu bilmek de önemlidir be Pillim ve sen en kısa sürede doğru yerde olursun eminim!
@Efsa: ne güzel prensesim :)) ve de iyi tatiller...
@Brajeshwari: verdim nasılsa cevabımı sana biliyorsun :)))
öperim, severim pek çok. bunu da biliyorsun!
@özlem: şu an en doğru yerdeyim, olmam gereken yerde. işte bunu biliyorum canım benim...
@aysema: iyi ki canım aysemam iyi ki...
@hakan: çok teşekkür ederim. hoş geldiniz ve sevgiler :))
Peki bu yanlış yerden nasıl döndün??
@Clementine: bunu nasıl anlatabilirim inan bilmiyorum belki anlatmayı denerim bir gün. sadece inanmaktan vazgeçmedim ben elbette aklımı da dinledim ama bana en çok yüreğim yol gösterdi diyebilirim sevgili Clementine...
hoş geldin ve teşekkürler ve sevgiler :))
Sanırım beni bu yanlış yollara kalbim sürükledi..
Demek ki herkes yanlışı da doğruyu da kendince farklı şekillerde buluyor..
Aklımı başıma alma vakti şimdi..
Güzel paylaşımın için teşekkürler..
@Clementine: yürek midir bizi yanlış yollara gönderen yoksa biz mi yolun sonunda beklenenle, istenenle karşılaşmadığımız için yanlışı yürekte alırız bu kısımlar hep karışıktır sanki biraz ne dersin sevgili Clementine. ama evet herkesin yaşadığı da yine kendinedir, en iyi kendi bilir ve yine en iyi kendi sarar yaralarını bu da bir gerçektir işte...
dilerim en kısa sürede aydınlık olur hem aklın hem yüreğin...
çok sevdim çokk... Her şeyin bir cevabı olması gerekmediğine inandırmak istedim ben de kendimi, denedim ama hiç başaramadım. şimdi kendimi gördüm cümlelerinde.
@Elif Gizem: var çünkü her şeyin bir nedeni olduğu gibi cevabı da var. ama her zaman her beklenildiğinde ya da sorulduğunda, istenildiğinde gelmiyor, verilmiyorlar.
bazen de aslında hemen yanıbaşımızda oluyorlar, yaşanan'ın içinde ama işte bizim tarafımızdan açık seçik görülmüyorlar.
Yorum Gönder