Bazen tek bir cümlede takılıp kalıyorsun; virgüle ihtiyaç duyulmamış, noktası çoktan konmuş tek bir cümle. Her kelime çekip gidiyor yanından, her sözcük başka başka anlamlarda başka başka hayatlarda yer buluyor. Gün geceye dönüyor kaç kez, iklim değişiyor. Bildiklerin bilmediklerine yenik, sen bir orada bir burada, ne kendine ne hayata sığmayan kimlikler yaşıyorsun. İçinde birikmiş ama bir türlü kuramadığın cümleler. Hep devrik kalıyor başkalarına sığınmak.
Sonra birden; ben benim diyorsun, akıyorsun zamana. Zamanda ağır aksak yaşamaya çalışıyorsun. Hangi sen içinin sindiği, hangisi koca bir tuzak, hangi sen sana hiç olmadığı/n kadar uzak hiç düşünmeden.
Bazen tek bir cümleye takılıp kalıyor işte hayat. Tek bir gecenin sabahı bekleniyor halihazırda, tek bir dokunuş tendeki, yüzdeki tek bir gülüş, tek bir bakıştaki göz, tek bir dildeki söz...Zaman işte tam da orada donup kalıyor. Sözcüklerin kalmıyor yeni cümleler kurmaya. Suskunluğun kendi içine bile sığamıyorken ne kadar da zor duyuluyor başkalarının sözlerinde fısıldanmak.
Sonra birden; ben kimim, diyorsun soruyorsun zamana. Zamanda o kaybettiğin kendini arıyorsun. Hangisi gerçekti, hangisi sadece bir düş, hangisi yüreğinden, aklından telafisi olmayan bir düş/üş hiç anlamadan.
Bazen geçip gidiyor da her şey, sen sadece bekliyorsun. Aslında kendini, sadece kendini beklediğinin farkında olmayarak...
*İlk yayın tarihi: 16/09/09
**Görsel: Deviantart
Sonra birden; ben benim diyorsun, akıyorsun zamana. Zamanda ağır aksak yaşamaya çalışıyorsun. Hangi sen içinin sindiği, hangisi koca bir tuzak, hangi sen sana hiç olmadığı/n kadar uzak hiç düşünmeden.
Bazen tek bir cümleye takılıp kalıyor işte hayat. Tek bir gecenin sabahı bekleniyor halihazırda, tek bir dokunuş tendeki, yüzdeki tek bir gülüş, tek bir bakıştaki göz, tek bir dildeki söz...Zaman işte tam da orada donup kalıyor. Sözcüklerin kalmıyor yeni cümleler kurmaya. Suskunluğun kendi içine bile sığamıyorken ne kadar da zor duyuluyor başkalarının sözlerinde fısıldanmak.
Sonra birden; ben kimim, diyorsun soruyorsun zamana. Zamanda o kaybettiğin kendini arıyorsun. Hangisi gerçekti, hangisi sadece bir düş, hangisi yüreğinden, aklından telafisi olmayan bir düş/üş hiç anlamadan.
Bazen geçip gidiyor da her şey, sen sadece bekliyorsun. Aslında kendini, sadece kendini beklediğinin farkında olmayarak...
*İlk yayın tarihi: 16/09/09
**Görsel: Deviantart
22 yorum:
Geçen ne, ya da kim?
Evet, geçiyor, değişiyor, dönüyor, dönüşüyor bu düzen ve bizler payımıza düşeni bölüşüyoruz. Kendini beklemek,kendini bulmak, kendini kaybetmemek çok önemli Benmaya'm...
Güzeldi, iyi ki yeniden demişsin.
İçimde cümle biriktirmeyenlerdenim. En saçmasını, en kötüsünü, en fenasını, en güzelini, en komiğini ne kadar eni varsa o kadarını söylüyorum durmadan. O yüzden şişmiyorum çok fala. Devrik kalsın zaten başkalarına sığınmak. Ne kadar sığınsan da sığamazsın çünkü... Herşey geçip gidiyor ve ben kendimi bile bekleyemeyecek kadar aceleciyken kimseyi bekleyemem...
Bazen geçip gider her şey... kimi zaman gerçekten gider kimi zaman biz gideriz o orada kalır
kafasında sürekli dolanır durur bu soru düşünenlerin "ben kimim" sahi ben kimim?
bazen geçer gider her şey, bazen iyi ki de gider...
Herşey geçmiş tecrübelerin bizi ve hafızamızı şekillendirerek bizlediği kocaman bir oyundan ibarettir belki de. Dizginler kimin elinde? Kendimizin mi? Başkalarının söylediği sözlerin mi? Kendi aldığımız rövanşlar mı hüküm sürüyor?
Ben bilmiyorum.
sorular katilidir cümlelerin; yine de onları faili meçhul yazıtlar gibi okuruz..
Zaman eskiye ait olsa da, cümleler hep bugüne ait..
Her noktadan sonra yeni bir cümle kurulur...
Bazen devrik,bazen düz,
bezen yüklemsiz,
bazen öznesiz...
Bazen dilsiz...
İnsanın kendini beklemsi...
İnsanın kendine gelmesi...
Ve kendine sığmayan suskunluğu kuşanması...
Sahi,ben kimim?
sen kimsin.?
O kim..?
Sahi. Biz kimiz sevgili Maya..:))))
Hayata ayak uydurmaya çalışan ,ilk adımlarını attıktan sonra unutan çocuk gibiyiz.
Söyle şimdi ?
Yürümeyi düşmeden başarabilirmiyiz.
@aysema: sadece bu düzen mi sevgili aysemam, bizler de geçiyor, değişiyor, dönüyor, dönüşüyor ve böylece payımıza düşeni belirlemiyor muyuz biraz da...
yeter ki ruhlarımız boşalmasın, ruhlarımız hasta olmasın.
@Kırmızı Çizmeli Kedi. biriktirmek zarardan başka ne verir ki zaten insana sevgili kedi. bırakmalı, akmalı senin dediğin gibi...
@siyah karabatak: ben kimim, sorusunun gerçekten verilebilecek bir cevabı var mıdır? insan kim olmadığını bilir de belki kim olduğuna dair nasıl bir fikre varır?
@Vladimir: kim biliyor ki tam olarak arkadaşım? kim bunun cevabını net olarak verebilir ki? ama bildiğim bir şey var ki şu anda yaşadığımız zamanda her birimiz birer kukla gibi...
@**: içimiz acıya acıya, acıta acıta okuruz hem de. olay yerine döneceğini bildiğimiz katili bekler gibi...
@hayatınortasında: neredeysek cümlelerimiz de taşınıyor galiba olduğumuz zamana...
@Budeliçocuk: sadece kim/ler olmadığını bilen biriyim diyebilirim sana hepsi bu...
@Elif: elbetteki hayır. insan olmak düşmektir demiş ya aslı erdoğan. ve kalkmaktır da...
beklemek belki,
lakin en zoru neyi bekledigini bilmemek sanirim..
yahut neyi bekledigini bilipte, seni neyin bekledigini de bilmek,
ve bile bile. .
zor. .
@LoLLa: yani kısaca her şekilde beklemek zor :))
Mayam öyle bir yer etmiş ki cümlelerin bende. Daha ilk paragrafta eskilerden bu yazı dedim. Seve seve dönüp okuduğum eskilerden... Hiç eskimiyor ki cümlelerin...
en son, çok zaman önce bir yerde bulduysan kendini, aynı zamanın verdiği cevaplarda yetmiyor o an kendini bulmaya. takılıp kaldıgın cümleyle önceki zamanlarda buldugun kendinle bir zaman devam ediyorsun yaşamaya...
düşe kalkamaya...
@Elif Gizem: yaşadıklarımız gibi belki de onlar da eskimiyorlar ki bir şekilde...
öperim!
@gereksiz adam: düşe kalkmaya evet tam olarak böyle sevgili gereksiz düşe kalkmaya...
iyisin değil mi bu arada?
Yorum Gönder