Dün bitti.
Eskiydi zaman. Bizler yeniyetme koşturmacalarda. Sonra yeniyetme aşklar vardı. Kendisi değilse bile adı çat kapı geliveren. Sevmeler vardı ansızın ortaya çıkıp da sonu sanmalara varan. İnsanlar vardı; her biri bir diğerinden farklı ama bir o kadar da aynı olan öykülerin kahramanı. Bilirdik; her bir öykü bir diğerine bağlanırdı çünkü. Yaşardık; her birimiz bir diğerinin öyküsünde misafir. Sanardık ve sanmalarda kalırdı herşey; sen, ben, diğerleri, ne varsa hayata dair. Sanardık ama gerçektik en azından. Peki ya şimdi?
Bugün yanıbaşımda.
Şimdiye dair pek birşey yok. Kalmamış, ne elimde avucumda, ne de aklımda. Herşey gözle görülmeyen bir sis perdesi altında. Zaman sarkacı dünle yarının arasında sıkışıp kalmış. Gidip gidip gelmeler yaşıyorum sürekli. Durduğum noktayı kaçırıyorum çoğu zaman. Adım atıp da gidemediğim bir kapı eşiğinden bakakalıyorum hayata. Aklımın almadığı, içimin sığmadığı bir yaşama kendimi sığdırmaya çalışıyorum. Sonra birden yanıbaşımda duran bugünü farkedip afallıyorum. Neden, diye soruyorum. Geçici bir hafıza kaybı, diyorlar. Geçsin diye bekliyorum.
Yarın belki gelir.
Tanığı olmayan düşlerin ağırlığı var belleğimde. Herşeye rağmen adını koyamadığım birşeyler var beklediğim. Gelir mi, diye soruyorum. Lanet ancak yaşanırsa tükenir, diyorlar. Görmezden gelerek bir savaşı bitiremezsin. Yarım kalmış bir hayatın üzerine yeni bir öyküyü inşa edemezsin. Ve sevemezsin kendini, kendinden kaçarak. Sen sadece bekle...Geçmişinden vazgeçmeden ama bugününü yaşayarak.
Susuyorum.
Gözlerim kapalı. İçimde zaman kesikleri. Ne güzeldin bende bir bilsen diye düşünüyorum sonra aniden. Bilmediğin ve bilmeyeceğin zamanların seyrinde giden ömrüne hayıflanarak...
*İlk yayın tarihi: 23/01/09
**Görsel: 1x.com
Eskiydi zaman. Bizler yeniyetme koşturmacalarda. Sonra yeniyetme aşklar vardı. Kendisi değilse bile adı çat kapı geliveren. Sevmeler vardı ansızın ortaya çıkıp da sonu sanmalara varan. İnsanlar vardı; her biri bir diğerinden farklı ama bir o kadar da aynı olan öykülerin kahramanı. Bilirdik; her bir öykü bir diğerine bağlanırdı çünkü. Yaşardık; her birimiz bir diğerinin öyküsünde misafir. Sanardık ve sanmalarda kalırdı herşey; sen, ben, diğerleri, ne varsa hayata dair. Sanardık ama gerçektik en azından. Peki ya şimdi?
Bugün yanıbaşımda.
Şimdiye dair pek birşey yok. Kalmamış, ne elimde avucumda, ne de aklımda. Herşey gözle görülmeyen bir sis perdesi altında. Zaman sarkacı dünle yarının arasında sıkışıp kalmış. Gidip gidip gelmeler yaşıyorum sürekli. Durduğum noktayı kaçırıyorum çoğu zaman. Adım atıp da gidemediğim bir kapı eşiğinden bakakalıyorum hayata. Aklımın almadığı, içimin sığmadığı bir yaşama kendimi sığdırmaya çalışıyorum. Sonra birden yanıbaşımda duran bugünü farkedip afallıyorum. Neden, diye soruyorum. Geçici bir hafıza kaybı, diyorlar. Geçsin diye bekliyorum.
Yarın belki gelir.
Tanığı olmayan düşlerin ağırlığı var belleğimde. Herşeye rağmen adını koyamadığım birşeyler var beklediğim. Gelir mi, diye soruyorum. Lanet ancak yaşanırsa tükenir, diyorlar. Görmezden gelerek bir savaşı bitiremezsin. Yarım kalmış bir hayatın üzerine yeni bir öyküyü inşa edemezsin. Ve sevemezsin kendini, kendinden kaçarak. Sen sadece bekle...Geçmişinden vazgeçmeden ama bugününü yaşayarak.
Susuyorum.
Gözlerim kapalı. İçimde zaman kesikleri. Ne güzeldin bende bir bilsen diye düşünüyorum sonra aniden. Bilmediğin ve bilmeyeceğin zamanların seyrinde giden ömrüne hayıflanarak...
*İlk yayın tarihi: 23/01/09
**Görsel: 1x.com
20 yorum:
2009'da yayınlandığını da hesap ederek soruyorum kadın; GELDİ Mİ:)
zaman kesikleri bana bilek kesiğini hatırlattı, zihnin nasıl da manyakça çalışıyor deme sakın bana :)
yılmaz odabaşı'nın bir şiiri vardır, yazıyı okuduğunda aklıma düştü.
geliyormuşun, pencerelerde yaz
ve bileklerimde bayat bir intihar,
oysa sen gidince ölünecek bir şey yokmuş,
yaşanacak bir şey olmadığı kadar...dı sanırım.
nereden nereye çağrıştı zihnim..
Oyku nun adının bolca gectıgı bı guzel yazıdan seslenıyorum:)
merhaba mayacım
Yaşanırsa tükenir..
İnanmıyorum bu söze. Yaşandıkça çoğalır bence. Geçmişi unutmayıp, an da kalabilmek önemli, korkusuzca..Tükettiğin ömre hayıflanmamalı.. Kâr zararın içinde gizli çok zaman..
SENİN BU YAZINI ÇOK SEVERİM BİLİYOR MUSUN MAYA'CIM?
KOCAMAN ÖPTÜM SENİ:)
canımm çook güzel yazmışsın ellerine sağlık..
bu arada bloğumda ödülün var:)
sevgilerimlee:)
ellerine saglik maya, 2009 da kacirmisim bak simdi ne iyi geldi bu bana :)
Beklemek güzeldir,beklenen birgün gelecekse...
Zaman belirsiz bir akreple içini ısırıyorsa...O zaman canın çok acıyor...
''Aklımın almadığı,içimin sığmadığı bir yaşama kendimi sığdırmaya çalışıyorum.''
Hangimiz yapmıyoruz ki..
Ve sığmıyoruz,sığamıyoruz bu ismarlama yaşama..
Peki çaresi.?
Bilmiyorum..
Çaresi varmı ki..?
Tutunup yüreğimizin kanatlarına...
diye başlayacağım ama..
Hani? Hangimiz tutunabildik ki..?
Tutunabilmek dileği ile sevgili Maya..
@Kırmızı Çizmeli Kedi: valla geleni söyleyeyim ben sana kedicik bloglarımıza yasak geldi. daha ne olsun!
@Ful yaprakları: bilmez miyim ne güzel bir şiirdir o. sağolasın hatırlattığın için...
@öykü: sen seslendiğin zaman ne güzeldi de şimdi ben sana yasakçı bir zihniyetin içersinden seslenmeye çalışıyorum be öykücüm ne yazık ki...
@nani: yaşanıp da tükenmez de yaşandıkça yaşamaya alışır insan sanki, öğrenmeye, adım atmaya...
ve evet haklısın kar zararsa saklıdır çoğu zaman görmesini bilene...
sağolasın...
@özlem: ben de öpüyorum canım seni kocaman...
@kamikaze: canım benim çok teşekkür ederim bir kez daha. bu sıkıntılı günlerde ne iyi geldi bu içten ödülün yüreğime bir bilsen...
teşekkür ederim yüzümü güldürdüğün için...
kocaman sevgimle...
@A-H: biliyor musun bana da iyi geliyor eski yazılarımı yayınlama, o zamanları hatırlamak, kimi zaman hüzünlenmek kimi zaman mutlu olmak :))
@ELİF: şairin dizeleri gibi; özlemek en güzel yönü bekleyişlerin. seni bunca özlemesem bunca sevemezdim ki...
@Budeliçocuk: dileğin dileğimdir sevgili Budeliçocuk. hepimiz adına...
Sevgili Beenmaya !
Hep her şeyimiz bireysel, bireysel yazıyor, çiziyor ve sesimiz cılız bir biteyin ki gibi çıkıyor. Polonyalı yazarın "En sonunda geldiler ve beni de götürdüler" sözü aklımdan çıkmıyor. Medyada tek bir haber çıkmadı. Aslında blogger lar bugün bağırmaya başladılar. 28 Aralık 2010 günü Blogspot zaten resmen kapatılmıştı fakat IP leri sırasdan geri geldikleri için bugün son Ip adacığıda kapandığı için bugün canlar acıdı. Ben kendi payıma bununda altında yatan oyunu yazmıştım. Haklı çıktığıma sevinmek değil üzüntü duyuyorum. Ama biz türkler olarak ve türk bloggerlar olarak tek bir güç olmayı beceremedik. Gündelik ziyaretçi ve yorum kaygılarıyla iş buraya geldi. Bence türkiyede blog işi çok ağır hem de bir daha belini doğrultamayacak derecede ciddi yara aldı. Küçük bir adım daha kaldı onu da yapacaklar. O zaman tamamen bitecek.
İşin ufacık bir boyutunu dillendireyim;
Biz DNS ayarı yaptık giriyoruz, ediyoruz. Fakat bu IP kapatma işlemi YOUTUBE veya FACE gibi yapıları içermediğinden, bizim blogların kapandığının kimse farkında olmayacak. Olsa bile bizi okumak için az sayıda insan DNS ayarlarını gidip değiştirecek. 28 Aralık 2010 dan beri milyonlarca yabancı blog sitesini okuyamıyoruz. Kim farkına vardı da tek satır yazdı. Kimse.., bana olmadı ya, ses çıkarma mantığından buraya geldik. Birey olma anlamında Mısırlının takdiri bizden yüksek..
Esenlikler, ne kadar olursa..
@Ali İkizkaya: Sevgili Ali Bey; biz hangi konuda tek bir ses, tek bir yürek gibi birleşip de gerektiği kadar sesimizi çıkarabiliyoruz ki acaba diye düşündüm yorumunuzdan sonra. evet her birimiz tek tek bir şekilde düşüncelerini ifade ediyor bu doğru ama bir yaptırım için, bir karşı duruş bir tavır için tek bir adım atmat, aynı adımı atmak, tek bir ağızdan aynı dilde ve seste konuşmak gerekiyor.
bloguma dokunma, yazımda da belirttiğim gibi 2008de yine benzer bir durumla karşılaştığımızda "serbest yazarlar platformu"nu kurmuştuk ve blogların kapatılmasına karşı bir duruş olarak doğan bu platform uzun bir zaman devam etti. şimdi de bu konu hakkında facebook ve twitter üzerinden çeşitli oluşumlar, platformlar yapılıyor ama dediğim gibi aynı amaç uğruna aynı adımı atmak ve aynı dilde konuşmak tek bir ses gibi, tek bir yürek gibi, işte bunu yapmak gerekiyor. gerçekten bir şeyler değişsin istiyorsak!
çok teşekkürler değerli yorumunuz için...
Yorum Gönder