Ah be rectoa yaktın beni! Dedim ya; bir sen bir de Behzat Ç. nin sezon finali. Bugüne kadar ikiniz de beni şaşırttınız, şok ettiniz, kah güldürdünüz, kah ağlattınız, ömrümü yediniz, beni benden ettiniz ama vazgeçilmez oldunuz, bir o kadar da sevdirdiniz kendinizi. Böyle ne güzel mutlu mesut yaşayıp gidiyorken misler gibi; vakit doldu hadi gidek la, dedi biriniz hoop sezonu finalledi, biriniz de ben artık kapatıyorum dükkanı, iki sütlü bir sade diyerek müsade istedi.
Neymiş günü gelmişmiş, artık gitme vaktiymiş, belki başka baharaymış, yok Malın Gözü’nün final yazısıymış da iki satır da sen yazmış, iki şey söyleymiş, iki üzül, iki gözyaşı dök, iki salya sümükmüş, falanmış filanmış işte...
Hadi Behzat Ç. bir sürelik hasretle yeni sezonda affettirecek kendini. Üstelik ekim ayında bir de filmini patlatacak, o biçim alacak gönülleri. Peki ya sen rectoa, sen ne yapacaksın? Ne sezon başlangıcı var ortada, ne film, ne kaset, ne yeni bir blog? Tamam zirvedeyken gideyim, adımla akıllarda, yüreklerde silinmeyen bir yer edineyim diye düşünmüş olabilirsin kabul ama beni, bizi, bunca insanı gözüyaşlı, biçare, yapayalnız nasıl bırakacaksın?
Ordan oraya nasıl gideceğiz biz şimdi, hangi inanılmaz gerçeklere şaşırıp, hangi meselelere kafa yoracağız? Tarihte bugünlerimiz, aylık röportajlarımız, testlerimiz, anketsellerimiz, aylık burç yorumlarımız için nereye başvuracağız? Videosal, sinemasal, hayatsal olaylara şiir gibi yorumlar yapıp da gizemli hikayelere nasıl tırt sonlar bulacağız? Linkçi geldi hanım diye bağıra çağıra facebook ve yaratıcılık sınırlarını nereye kadar zorlayacağız? Ah be rectoa geç(me)miş’lerimiz paragrafsız, foto-senaryolarımız kahramansız kalacak farkında mısın? 12’ye varamadan bizi 11’lerde bırakıp, diğer günlere hiç doyamadan pazar neş’e’mizi de alıp mı gideceksin? Hiç mi için sızlamayacak, hiç mi ağlamayacak, hiç mi üzülmeyeceksin?
Ah be rectoa ah yaktın bizi! Sorarım sana; bu nasıl bir eylemdir, nasıl bir gitmek hali?
***Öyle alıştırmışsın ki bizi tarzına 2 satır bir şey yazar mısın dedin, ciddi ciddi yazayım istedim, gerçekten duygulanıp hislendim ama buna rağmen bak içimdekiler nasıl kelimelerle çıktı şansına...
Evet, üzüldüm. Hatta beni bırak, bloglarla hiç işi olmayan, onca zorlamama rağmen benim yazdıklarımı bile okumayan iş arkadaşım bile, keyifle okuduğu tek blogun –Malın Gözü-nün devam etmeyeceğini öğrenince, üzüldü. Ama diyecek bir şey yok. Ne de olsa her şeyin bir nedeni ve vakti vardır elbet. Ve o neden vakti zorlamaya başlamışsa da, daha fazla geçe kalmadan artık yola çıkmalı demek.
İşte bu yüzden ne kadar istemesem ve üzülüyor olsam da, bugüne kadar aklıma, yüreğime, kelimelerime kattıkların için canı gönülden teşekkür etmek düşer bana sadece. Attırdığın kahkahalarla ömrüme eklenen günlerden bahsetmiyorum bile. Bir de adı akıllarda ve yüreklerde silinmemecesine kazınmış olan Malın Gözü tarafından arada bir hatırlanmayı dilemek nacizane...
Sağolasın Malın Gözü. Sağolasın rectoa. Bir gün bir yerde yine, yeni, yeniden karşılaşmak temennisiyle...
Neymiş günü gelmişmiş, artık gitme vaktiymiş, belki başka baharaymış, yok Malın Gözü’nün final yazısıymış da iki satır da sen yazmış, iki şey söyleymiş, iki üzül, iki gözyaşı dök, iki salya sümükmüş, falanmış filanmış işte...
Hadi Behzat Ç. bir sürelik hasretle yeni sezonda affettirecek kendini. Üstelik ekim ayında bir de filmini patlatacak, o biçim alacak gönülleri. Peki ya sen rectoa, sen ne yapacaksın? Ne sezon başlangıcı var ortada, ne film, ne kaset, ne yeni bir blog? Tamam zirvedeyken gideyim, adımla akıllarda, yüreklerde silinmeyen bir yer edineyim diye düşünmüş olabilirsin kabul ama beni, bizi, bunca insanı gözüyaşlı, biçare, yapayalnız nasıl bırakacaksın?
Ordan oraya nasıl gideceğiz biz şimdi, hangi inanılmaz gerçeklere şaşırıp, hangi meselelere kafa yoracağız? Tarihte bugünlerimiz, aylık röportajlarımız, testlerimiz, anketsellerimiz, aylık burç yorumlarımız için nereye başvuracağız? Videosal, sinemasal, hayatsal olaylara şiir gibi yorumlar yapıp da gizemli hikayelere nasıl tırt sonlar bulacağız? Linkçi geldi hanım diye bağıra çağıra facebook ve yaratıcılık sınırlarını nereye kadar zorlayacağız? Ah be rectoa geç(me)miş’lerimiz paragrafsız, foto-senaryolarımız kahramansız kalacak farkında mısın? 12’ye varamadan bizi 11’lerde bırakıp, diğer günlere hiç doyamadan pazar neş’e’mizi de alıp mı gideceksin? Hiç mi için sızlamayacak, hiç mi ağlamayacak, hiç mi üzülmeyeceksin?
Ah be rectoa ah yaktın bizi! Sorarım sana; bu nasıl bir eylemdir, nasıl bir gitmek hali?
***Öyle alıştırmışsın ki bizi tarzına 2 satır bir şey yazar mısın dedin, ciddi ciddi yazayım istedim, gerçekten duygulanıp hislendim ama buna rağmen bak içimdekiler nasıl kelimelerle çıktı şansına...
Evet, üzüldüm. Hatta beni bırak, bloglarla hiç işi olmayan, onca zorlamama rağmen benim yazdıklarımı bile okumayan iş arkadaşım bile, keyifle okuduğu tek blogun –Malın Gözü-nün devam etmeyeceğini öğrenince, üzüldü. Ama diyecek bir şey yok. Ne de olsa her şeyin bir nedeni ve vakti vardır elbet. Ve o neden vakti zorlamaya başlamışsa da, daha fazla geçe kalmadan artık yola çıkmalı demek.
İşte bu yüzden ne kadar istemesem ve üzülüyor olsam da, bugüne kadar aklıma, yüreğime, kelimelerime kattıkların için canı gönülden teşekkür etmek düşer bana sadece. Attırdığın kahkahalarla ömrüme eklenen günlerden bahsetmiyorum bile. Bir de adı akıllarda ve yüreklerde silinmemecesine kazınmış olan Malın Gözü tarafından arada bir hatırlanmayı dilemek nacizane...
Sağolasın Malın Gözü. Sağolasın rectoa. Bir gün bir yerde yine, yeni, yeniden karşılaşmak temennisiyle...
Yolun açık olsun.
18 yorum:
Sanırım bende bir sorun var. Daha ikinci bölümünde, üstüne ( iddia ediyorum yazılan en iyi yazılardan birisini yazacak kadar işte bu! dediğin Behzat Ç.'yi; tam da orta yerinde.. Sen de uydun abicim ortama hadi ben kaçarım artık deyip yarı yolda bırak.. Sonra da millete uzaylı görmüş gibi bak nedir yani bu halini mi seviyorsunuz.. Bitirdiniz lan adamı, gitti güzelim Ç. kaldı geriye imaj Behzat.. Bi rahat bırakın dibe vuramadı ki bir türlü adam.. de.. Galiba savcı girince işin içine iyice soğudum yoksa arada yine bakıyordum. Tamam, kabul ediyorum benim devar bir depresif yanım. O tuttu.. Bir şeyler eksik deyip duruyordum. pavyon yerine savcı hanımın kollarına koştuğunu görünce toptan inkarı seçtim. Ehlileştirilmiş Behzat'lara hayır; yaşasın Ç.ler!.:)
Diğer kısmı için de eksik kalmak kötüdür.. Kaparsam sana yazdırıcam ama kapanış yazısını belli oldu .:)))
Vedaları hiç sevmiyorum , hiç sevmiyosun,hiç sevmiyoruz !!
Niye taktın ki beni şimdi:))
Gelecektir bir gün, vakti gelecektir elbet..
Bu arada teman değişmiş. Öyle de güzeldin, böyle de güzel olmuşsun.
özlem ne güzel kızsın sen... insana dokunmayı ne güzel biliyorsun. rengarenk bir yaz havası olmuş teman. ne güzel... sevgimle.
sen hani burayı açtığımda ama mutluluk ama hüzünle gözlerimi dolu dolu yapmayı nasıl başarıyorsun. üstelik haziranda şairler de öykücüler de gidiyor.öyle yada böyle.
sen hiç gitme, ben böyle hoşçakal yazıları yazamam ama yazılmışlara çok güzel ağlarım.
kucaklıyorum.
ben 2 sene ara vermiştim o yüzen malın gözü ile tanışma şansım olmadı ama maya bu kadar sevdiyse mutlaka değerlidir diye düşünüyorum ve haddim olmayarak biraz daha kal, nereye gidiyorsun? ben gittimde ne oldu? yine geri döneceksin gibi ifadelerle geri döndürmeye çalışabilirmiyim acaba diye düşünmeden edemiyorum. bi kez de benim hatırım için yazsan !!! Eskilerimi oku dediğini mi duydum; bana mı öyle geldi. Onlar bayatlamıştır yeni cevherlerin mutlaka bir yerlerde saklı duruyordur. Belki de ticaretini yapmaya karar verdin. Şayet öyleyse diyecek birşeyim olamaz haklısın yaşam zor boşa üretim olmaz diii mi ya !!! neyse saçmaladığım yeter. Sevgi ile git; Sevgi ile gel ARkadaşım geleceksin biliyorum çünkü burası evin.
merhabalar
şimdi insanlar da bloguna benim için iki kelam et dedim zannedecek :)
malın gözünün final yazısı için rica etmiştim fakat beenmaya kendini durduramadı, döktürdü yine.
çok teşekkür ederim beenmaya, bu zamana kadar bu kadar yer ettiğimi görmek çok mutlu etti beni. sen de duygularını gösterme konusunda hep cömert oldun zaten.
her şey için teşekkürler.
Kaçırdım heyhat... Öyle bir yazmışsın ki, bir yerlerden başlasam geç olmaz umarım.
@AVRAM: Behzat'ıma da Ç.me de laf yok o kadar!
diğer konuya gelince öyle bir şey olmayacağına göre sen yazıyı falan unut :))
@İ.x.İ.r: vedalar kimi zaman gerekli bile olsa sevilmiyor ne yazık ki...
@YAŞAMIN KIYISINDA: anlamadım ben şimdi ne demek istediğini :))
@Efsa: teşekkür ederim canım sağolasın...
@Uzağa Giden Kadın: sağolasın güzel sözlerin için yüreğime dokunanlara dokunuyorum ben sadece hepsi karşılıklı yani :))
öperim...
@y: sen de gitme sakın.
gitme/yelim...
öperim!
@tutsak: valla bu güzel yorumun üzerine ben ne desem boş. söz siz de pek sevgili rectoa bey :))
@rectoa: tamam tamam senin bir suçun yok. sen iki satır dedin ben satırlar dolusu dile geldim ne yapayım hislendim :))
ama gel gör ki bu yazı, bunca yorum durdurmadı seni yine de çektin gittin. öyle olsun madem rectoa ne diyelim :))
@Vladimir: olmaz olmaz arkadaşım sen başla bir yerden okumaya pişman olmayacaksın :))
Yorum Gönder