Pages

AK KEDİ/KARA KEDİ

5.10.2011
Düşünüyorum da bu tarz sözler söylenip, cümleler kurulmadı pek bizim evimizde. Hiç görmediğimiz dedemizin ağırlığından ve kendince onun izinden gidiyor olan oğlunun yani babamın biraz mecburi aracılığından olsa gerek, bizim evimizde hurafeler, batıl inançlar değil de gerçek olduğu söylenen ve bir o kadar da ürkütücü olan konuşmalar, olaylar, öyküler yer aldı çoğu zaman. Dedemi babamın anlatmasıyla tanıdık. Okuduğu dualarla ve inancıyla hasta insanları yerinden doğrultan, babanneme kızdığında tahta masaları yürüten, namı sınır ötesine taşmış olan dedem gururdan çok korku duyulan, yüzü olmayan bir hayalet gibiydi bizim için. Hep bizimle, hep yanımızda bir yerlerde...

O yüzden belki de küçükken aman ha geceleri tırnak kesilmez, sözlerini pek ciddiye aldığım söylenemez. Çünkü gece denince benim aklımda hep, babamın şahit olduğu dünyadışı müziklerin yer aldığı bir peri düğünü vardı. Yok uyumazsan, yemek yemezsen, annenin sözünü dinlemezsen, yok şöyle yapmazsan gelir seni alır denilen değişik isimli, lakaplı kişi veya şeylerin yerineyse çeşitli zaman ve durumlarda görülen cinler, periler. Kara kedi geçtiğinde saçını çek diyenlere ise dedemin başından geçtiği söylenen anlatması bile ürkütücü kedili hikayeyi düşündüğümden olsa gerek, gülüp geçtim çoğu zaman. Ne de olsa bu hikayede de kedi siyahtı ve eminim ki eğer ortada uğursuzluk ve lanet gibi bir durum varsa çekeceğim hiçbir saç -Rapunzel’inkiler dahil- beni bu durumdan kurtaramazdı.

İşte ben yüzünü hiç görmediğim bir dedenin, yüzünü artık görmediğim bir babanın yaşadığı bu tarz pek çok öyküyle birlikte büyüdüm. Bir yanımla gerçekliğine hep inandığım, hakkında çok fazla konuşmadığım, babadan oğula geçtiğini küçüklüğünden beri erkek kardeşimin yaşadıkları ve hala da yaşıyor olduklarıyla anladığım ama benden hep uzak olsun diye dilediğim bu yaşanmışlıklarla. Dediğim gibi bizim evde sadece yaşananlar anlatıldı. Ve hala da öyle. O yüzden belki de bizim için ne kedinin rengi, ne tırnak kesilen zaman dilimi, ne de ziyaret edeceği söylenen kişi veya şeyler, hiçbiri yaşananlar kadar gerçek, önemli ve korkutucu olmadı.



*Küçükken uyarı, korkutma veya batıl inançlar nedeni ile söylenen ama sizin o afacan çocuk aklınızla söylenenleri gözünüzde çok alakasız bir şekilde canlandırdığınız, korktuğunuz fakat büyüyünce “lennn nasıl da yediler beni bununla küçükken” dediğiniz birşeyler var mı? Varsa nelerdir? diye sorarak mimlemişti beni sevgili Pandora taaa Haziran ayında. Ve tabi ki en uzun sürede mim yazma rekorunu her şekilde elinde bulunduran bendeniz ancak yazabildim.

**Peki bugün için bu mimi yazmayı düşünürken dün gece Muhallebi Kralı’ndaki konunun da hurafelet, batıl inançlar olması bu mimin ne kadar doğru zamanda yazılmış olduğunun kanıtıdır desem hafifletici neden sayılır mı acaba sevgili Pandora? Sor bakalım programı baştan sona seyrettin mi diye, tabi ki hayır ama bak yapılan anket sonuçlarında ilk sırayı “kara kedi görünce saç çekmek” almış o kısmı kaçırmadım.

***Bu mim sevgili suvebeyaz’a, Azura’ya (merak etme mimin aklımda) ve Pilli Petro’ya gitsin tabi eğer yazmak isterlerse...

***Görsel: Flickr.com

34 sayfa ekleyen:

Pilli Petro dedi ki...

çok zor bi mim bu ya çocukluğuma inmem lazım bi :)) düşüneyim yazıcam

Adsız dedi ki...

:))
yazmaz mıyım mayam, zevkle :)
ama zormuş haa, iyice bi geçmişi taramalıyım.

miskin dedi ki...

neyse ki aradan sadece bir mevsim geçtikten sonra cevap gelmiş :)

Yazgüneşi dedi ki...

aklıma hep gulyabani diye meşhur bir türk filmi vardır ya
o gelir çocuklukta öcüş böcüşlerden söz edilince..

evvel zaman içinde var imiş bir dunganga
dungangaaa dunganga
alırmış çocukları atarmış sepetine yaparmış bir dunganga
dungangaaaa dunganga,

ehüü

Adsız dedi ki...

Beenmayacım deden nurlar içinde yatsın.Çok güzel cevaplamışsın:) Benim aklıma hiç gelmiyor nedense çocukluğumdan.Muhakkak bizim evde de yemeğimi yemediğimde ya da yaramazlık yaptığımda söylemişlerrdir:) Aaaa şimdi aklıma geldi.Anneannemin evinde çok eski konsol vardı yukarısında kanatlarını açmış kocaman ejderha olan:) Salondaydı ben salona girmezdim hiç oturma odasına koşardım:))sevgilerimle.

tutsak dedi ki...

Benim de hatırladığım babamın; bamya sevmeyen ağabeyime (korkutmalar ya da hurafelerle değil)7 gün 3 öğün katıksız bamya dışında ekmek dahi verdirmeyişi idi. Sonradan en sevdiği yemekler arasında yer alması. babamın yönteminin ne kadar başarılı olduğunun kanıtıdır sanırım.
Sevgiler

Ateş Böceği dedi ki...

:)))Benim çocukluğum kendimden korkarak geçti ha haaa yaptıklarımı bir bilsen sen de korkardın yani kesin

Parpali dedi ki...

Her şey hakkında yazabilmek nasıl güzel bir maharettir diye düşündüm okurken. Galiba ben tam da bu yüzden mimleri yanıtlayamıyorum.

öykü dedi ki...

ben usluydum cocukken:

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

" Umacı" yla korkuturladı beni de. Ne olduğunu bilmediğim bir şeyden hiç bir zaman korkmadım ben de; kimse bilmez ama kih kihhh:)))

Azura dedi ki...

Biraz zaman alacak bunu yazmam beenmaya'm. :)

Avram dedi ki...

Özlemişim kalemini.. Epeydir unutturduğun neden okuyorum Özlem'i sorusunun cevabını yeniden anımsattığın için. Bak, masallara olan sevdanın sebebini de öğrenmiş oldum. Ferhat Uludere'yi oku mutlaka. Kesin seversin.
Tembelliği de bırak!!!

Pilli Petro dedi ki...

http://ucuncubasamak.blogspot.com/2011/10/bir-cocukluk-trajedisi-mimi.html

buyrun efendim size mim :))

beenmaya dedi ki...

@Pilli Petro: zor mor yazmışsın ama iki dakkada naber :)))

beenmaya dedi ki...

@suvebeyaz: Pilli'nin demesi gibi çocukluğuna bir git gel sen de en iyisi :)))

beenmaya dedi ki...

@miskin: ahahha evet ya huyum kurusun mevsimsel takılıyorum ben genelde :)))

beenmaya dedi ki...

@Yazgüneşi: bilmez miyim o şarkıyı çok söylerdik küçükken ama tamamen eğlence amaçlı :))

beenmaya dedi ki...

@kamikaze: hepimizin çocukluğunda mutlaka birşeyler vardır canım ama işte hatırlanması çok zor oluyor bazen :))

beenmaya dedi ki...

@tutsak: benzer bir yöntemi annem kereviz konusunda denemişti ama ben hala sevmiyorum kerevizi :)))

beenmaya dedi ki...

@Ateş Böceği: bak şimdi merak ettim çok fena yaz da korkayım senden bir güzel :))

beenmaya dedi ki...

@Parpali: dediğim gibi eğer bunu bir parça da olsa becerebiliyorsam -ki hiç sanmıyorum öğreniyorum diyebilirim belki- bu mimler sayesinde. gel sen de yaz mim derim hatta ben sana yollayayım bir iki tane :))

beenmaya dedi ki...

@öykü: sen başkalarını düşünmekten yaramazlık bile yapmamışsındır güzel yüreklim eminim buna :))

beenmaya dedi ki...

@Hayat İzlerim: ne olduğu konusunda az biraz fikrin olursa korkuyorsun belki de öyle değil mi :))

beenmaya dedi ki...

@Azura: eminim benimki kadar değildir. benimki mevsim değişikliği baksana tam 3 ay :))

beenmaya dedi ki...

@AVRAM: tembelliği bırakmam için mim fırtınasına tutulmam lazım galiba benim ahaha :))

beenmaya dedi ki...

@Pilli Petro: hızlı gonzales :))

Kızıl dedi ki...

film olmuş hayatım bu mim yazısı. okurken şaşırmadım ve ürpermedim dersem yalan olur. mim derken neler paylaştın bizlerle bakar mısın duruma?

günlerden beri hiç bir şey okumuyor ve okuyamıyorum hayatım. kafam bi milyon. haziranda yollanmış olsa da bu mim tarafımdan, unutmadın ve yazdın. senin o her zaman ki ciddiye alıp üzerinden ne kadar süre geçse de, mimlere karşılık vermene hayranım doğrusu. teşekkür ediyorum bizlerle paylaştığın anılarının bu kısmı için.

muahh muahhh

beenmaya dedi ki...

@Pandora: belki de bu kadar geç yazmış olmanın mahcuiyetiyle öyle çok özeniyorum ki mim yazılarına bilemezsin...

hayırdır canım benim kafam bir milyon derken umarım her şey yolundadır. neyse iyisi mi ben akşama arayayım seni...

Cem Akkılıç dedi ki...

Neden büyüdük :(

Hep çocuk kalmalı insan... Büyüklerin dünyası kötülüklerle dolu...

cem dedi ki...

bu olayların babadan oğula geçme kısmı, babanın durmadan oğlunu buna zorlamsı neticesinde olmuş olabilir mi acaba?

dur karışık oldu;

insan aklı karışık ve her olayı yaşanılır kılma kapasitesi olduğundan yola cıkarak, anlatılanların yaşanılması muhtemel olayları -akıl oyunları vasıtasıyla- yaşanılmış hale getirdiği söylenebilir mi?

ya da sizin ailenin erkekler bölümünde durumlar karışık. yav ruh halinizi bozmadı mı bu durum?

dur anlatacağım;

bizim evimizde vakt-i zamanında oğlunu adayan peygamberin (hz. ibrahim sanırım) resmi vardı, temsili daha çok. oğul bağlı vaziyette, tam kesilirken gökten meleğin indirdiği koyun kuzu neyse. bu resim bile, her kurban dönemi rüyamda ailem tarafından kesilmeye teşebbüs edilen bir çocuk olmama vesile oldu. Allahtan o an uyanıyordum çünkü koyun kısmı hiç olmadı rüyalarımda, sadece kesilme kısmı etkilemiş demek ki...

beenmaya dedi ki...

@Cem Akkılıç: büyüyoruz işte :(( ama en azından içimizdeki çocuğu büyütmrmrk elimizde...

beenmaya dedi ki...

@acıdan_geçtim_güzelleştim: bizim erkek tayfası bir tuhaf dediğin gibi. aslına sorarsan hatun tayfasının da normal olduğu söylenemez :))

alışkanlık gibi bir şey oldu aslında. evde hepimizin denk geldiği enteresan olaylar yalandığında bile kafamızı sallayıp gülüp geçiyoruz artık :))

Elif Gizem dedi ki...

Aynısından bende de vardı, sonra geçti :) büyüdüm mü nedir :)

beenmaya dedi ki...

@Elif Gizem: bilmem ondandır belki :))