27.12.2011

HATIRLA/MAK


"Bugün bile, ne zaman onu düşünsem, sakin bir pazar sabahı gelir aklıma. Doğmak üzere olan dingin, güzel bir gün. Ödevsiz, her ne istiyorsanız yapabileceğiniz bir pazar günü. İzumi daima bana, uzanıp keyfinize baktığınız bir pazar sabahı hissini vermişti." diye anlatıyor seneler önceki sevgilisini Haruki Murakami, Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında adlı kitabında. Az önce eve dönüş yolu üzerinde okuduğum bu satırlar koca bir tebessüm olup aynı anlama çıkan farklı kelimelerle yeniden yazılmış gibi gelip de yerleşiyor yüzüme. Şu an yüzüme bakan birinin okuyabileceği kadar net üstelik. Senin bakmadan da görüp hissedebileceğin kadar sahici. Birkaç gündür geçmişinin en güzel kıyılarına demir atmış bu kadının, benim, birkaç saat önce kurduğu cümleler de çok farklı değildi ya zaten. Tek fark; ben hatırlamak için notaları ve kelimeleri seçmiştim sadece. Onun notaları vardı çünkü gitarıyla tane tane yazdığı. Benimse kalemimle çalıp söylediğim kelimelerim...

Düşünüyorum da; bir sürü başka nota geçti kulağımdan şimdiye kadar, hala geçiyor da. Ve kalemimden bir sürü kelime yazıldı, ki daha da yazılacak. Ama tek bir şarkı çalınıp söylenen ve tek bir yazı kalemden dökülen sadece ona ve bana, bize ait. O şarkı bizden önce de çalınıp söylendi başkaları tarafından ve söyleniyor da hala ama biliyorum ki o şarkıyı o çaldığında aklından ve yüreğinden geçen sadece benim. Başka bir şarkıda değil üstelik, sadece o şarkıda ve başka biri -hatta şu andaki hayat arkadaşı bile değil- sadece ben.

Ve ben, sahibi olan olmayan, yazıldığı kişiye ulaşan ulaşmayan, kimi dostani kimi sadece aşktan bahseden nice mektuplar yazmış, yazıyor ve hatta yazacak olan ben, ona yazdıklarımda çok başka, çok farklı kelimeler, anlamlar buluyorum her seferinde okudukça. Biliyorum çünkü; o yazılanlar onun ve benim dilimden. Sadece onun ve benim...

Hatıraları hatıra yapan onlara yüklenen anlamlar değil midir sevgili Ö.; bizim yüklediğimiz ve bize yüklenen anlamlar? O hatıraların varlığı insanlar, bizler değil miyiz biraz da? Kimsenin o anlara, yaşananlara sadık kalmaması o hatıraların kimden olduğu hatta kim olduğu gerçeğini değiştirir mi? O şarkı onun tarafından her çalınıp söylendiğinde ben ve o yazılar benim tarafından her okunduğunda o oluyorsa?

Hatırlamak güzel şey be sevgili Ö., hatırlanmak ve de. Hele böylesi bir kıyıysa onca zamana rağmen üzerinde hala keyifle yürüdüğün ve o’nun da yürüdüğünü bildiğin, hatırlamak ve hatırlanmak gerçekten çok güzel...


Sağlıcakla...



*Haruki Murakami’yle tanışmamı sağlayan Nehir İda'ya sevgi, saygı, his...
**Görsel: Buradan alınmıştır.

28 yorum:

Ebru dedi ki...

Çok seviyorum. Başlangıçta karmaşıktı duygularım ben önce 'İmkansızın Şarkısı'nı okumuştum sonra gittikçe tutuldum:) Altını çizdiğin yer çizdiklerimden eminim:)

Senin beğenmiş olman benim için onurdur can. Öperim seni.

Ebru dedi ki...

'O zamanlar bilmiyordum. Birini tekrar düzelemeyecek kadar kırabileceğimi. İnsan, sadece var olarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu'
'İnsanlar bir bir kayıplara karışıyor. Bazı şeyler bıçakla kesilmiş gibi ortadan kayboluyor. Kalanlar yavaşça sisin içinde yok oluyor. Geriye sadece bir çöl kalıyor'

nil dedi ki...

Öncelikle aynı sebepten bir teşekkür de benden Ebruşuma..

ve nasıl da net anlatmışsın, bazı anların anlamının sadece o ana içre olduğunu ve o anlamın yıllara ve başka kişilerin varlığına rağmen kendisinden yitirmeyeceğini...

biz hep hatırlayalım mayam.

Adsız dedi ki...

ne güzel bir kitaba benziyor. senin de yazdıkların duru su gibi. her şey ortada. her şey net.
sevgiyle..

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Hatırlamak ve hatırlamak neden güzel biliyor musun?
Unutmak diye bir şey yok çünkü :)

Vladimir dedi ki...

Murakami inanılmaz bir yolculuk

Avram dedi ki...

Oysa, Ayfer Tunç da "Suzan Defter" uzun öyküsünde ( ya da kısa roman) pazar günleri için: Ne kadar güzel ve keyifli olması için uğraşsak da bir o kadar kötü ve çekilmez hale gelen gündür; der.

Ebru dedi ki...

Canım bir Murakami daha var:) Onun da süper anlatımı Ryu Murakami. Tavsiye olunur ve sayfa sahibi öpülür gidilir.

Kızıl dedi ki...

şişşşttt. dansa gel bir ara :)

Yazgüneşi dedi ki...

unutmak diye de bir şey
yok aslında galiba....
evet evet yok..
yaşananlar hep orada..

beenmaya dedi ki...

@Nehir İda: sevdim ama senin kadar değil yalan yok :))

ve bir kez daha tanışmama vesile olduğun için çok teşekkür ederim canım benim...

beenmaya dedi ki...

@Nehir İda: evet tahmin ettiğin/ettiğim gibi aynı yerler :))

beenmaya dedi ki...

@nil: hatırlayalım nilim...geçmiş hep bir tebessüm gibi kalsın yüzümünüz, içimizin bir köşesinde...

beenmaya dedi ki...

@Esotron: Nehir İda vesile oldu tanışmamıza ve iyi ki de oldu. belki ben de sana olurum ne dersin :))

teşekkürler sevgiler...

beenmaya dedi ki...

@Hayat İzlerim: aynen öyle :))

beenmaya dedi ki...

@Vladimir: keyifle yolculuk ettim ben de :))

beenmaya dedi ki...

@HALİL EKTEM: günlere, anlara anlam katan, değer veren biz olduğumuz müddetçe değişir düşünceler sonuçta öyle değil mi sayın avram :))

beenmaya dedi ki...

@Nehir İda: senin bu Murakami'lerle akrabalığın falan mı var :)))

beenmaya dedi ki...

@PaNDoRa: şu ayı hatta yılı bir atlatayım gelmez miyim :)))

ama iyi dans edemem söyleyeyim :))

beenmaya dedi ki...

@Yazgüneşi: yok...unutmuş gibi yapmak var sadece...

aysema dedi ki...

Unutmamak, unutulmamak dileğiyle Mutlu Yıllar...

beenmaya dedi ki...

@aysema: aynı dileklerle sarılıyorum sımsıkı...

iyi yıllar :))

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Sizin ve ailenizin yeni yılını kutlar; yeni yılın sağlık, barış, mutluluk ve barışla geçmesini dilerim. Dostlukla

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Murakami!!
hepimizin aklına yer etti, hakkınla:)

Gönlünce ve en başta sağlık olmak üzere, sevdiklerinle umutlarının gerçekleştiği en güzel günlerle ve mutlulukla geçireceğin bir yıl dilerim.
MUTLU YILLAR

beenmaya dedi ki...

@YAŞAMIN KIYISINDA: dileğin dileğimdir canım benim. hepinize, hepimize iyi yıllar :))

beenmaya dedi ki...

@MEHMET: çok teşekkürler dilekleriniz dileğimdir. hepimize iyi seneler :)))

Elif Gizem dedi ki...

İmkansızın şarkısını izlemiştim. Etkileyici ama psikolojik olarak çok sert bir filmdi. Bir süre kendime gelemediğimi hatırlıyorum. Zaten filmlerde bu yüzden yok mu?

beenmaya dedi ki...

@Elif Gizem: kitabını okuduğum bir filmi genelde beğenmiyorum o yüzden de bu tarz durumlarda hep tereddüt ediyorum...