Unutmak diye bir şeyin varlığına hiçbir zaman inanmadım. Bana göre; belleğin gizli kapaklı odalarında, tozlu raflarında duruyordur sadece olanlar ve göz önünde olmadığı için göz ardı ediliyordur. Bu yüzden unutmuş gibi yapar ya insanoğlu en fazla. Ve buna kendi bile öyle çok inanır ki çoğu zaman, gün gelir unuttuğunu sanır. Bu inancın büyüklüğüne, zamana, yaşanana ve daha pek çok etkene bağlı olarak da ya zaman zaman açılır o kapılar, çıkar her şey gün yüzüne ve hatırlanır ya da o odaların anahtarları hiçbir zaman bulunmaz, hiç açılmayan kapıların ardında yaşananlar unutulmuş sanılarak kalır.
İşte bu yüzden; unutmak diye bir şey yoktur bence. Unutmuş gibi yapmak, unuttuğunu sanmak vardır sadece...
Görsel: Buradan alınmıştır.
30 yorum:
En unuttuğumuz bile zihnimizin derinlerinde, iöçeride bir yerlerde günü geldiğinde ortaya çıkmayı bekliyor. İnsan zihni tuhaf bir kutu. Hep kedi fare oyunları oynuyor kendi kendisiyle.
en zoru da bu sanırım, "unuttuğunu sanmak", gün gelir, en beklenmedik anda acı bir tokat gibi çarpar yüzüne... insan kendini buna nasıl hazırlayabilir ki?
Kesinlikle katıloyorum; unutmak diye bir şey yok, mümkün değil zaten ...
olsa ha keşke unutmak diye bişi olsa, çok isterdim ...
Ne güzel anlatmışsın.
(Yine..)
Sevgimle.
Yanlış hatırlamıyorsam, insanlar belleklerini genetik olarak da saklıyorlarmış. Değil kendimizinkileri unutmak, anne-babalarımızın, hatta dedelerimizin falan etkilendiği şeyleri taşıyormuşuz.
Kabus gibi...
iyi ki unutmuyoruz aslında.
Bir film vardı geçmişini unutan (vallahi unuttum detayları bak ya)
Merak etmeye başlamıştım seni.
unutuyor taklidi yapmak...
unutuldu sanılanlar.. bizi bir yerlerde bekler..
karşımıza çıkıvermek için
çıkarlar da...
Cok severek okudum yazini. Gercekten cok guzel ve dogru bir anlatim =)
Aslında bazı şeyleri unutuyoruz ama ah şu şarkılar olmasa,şu parfüm kokuları olmasa,şu yaprakları havalara kadar kaldıran rüzgar olmasa,yüreğimizi kazımak için yazılmış cümleler olmasa.
Ben olmasam,sen olmasan...
emre aydın-soğuk odalar
sevgimle,
Unutulmaz deme bana unutulur unutulur..
Kapanır en derin yara acısı da unutulur..
Unutulur be Mayam:) yoksa insan nası ayakta durur..
@Vladimir: o kutuya giren bir daha hiçbir şekilde çıkmıyor evet ve kedi-fare oyunu gibi ne kadar doğru bir benzetme...
@rakamzen: buna hazırlıklı yaşamak mümkün değil sanırım ki böylesi de daha iyi aslında...düşünsene sürekli diken üstünde sürdürmeye çalıştığın bir yaşamı...
@Hayat İzlerim: aynen öyle canım benim...
@Pilli Petro: unutsak eğer belleksiz bir yaşam kısır bir yaşam olmaz mı peki...
@Ness: sevgiler benden canım Ness...
teşekkürler :))
@Şule: senin sayende duymuş ve öğrenmiş oldum ben de...
nesilden nesile nasış bir yaşanmışlık ve ağırlık aktarılıyor o halde desene...
"Bu kadar mı olur, o görseldeki oyuncağın aynı vardı bende. Görür görmez bi ampul yandı kafamda 60 wattlık. Bir anda geçmişe döndüm yazın sayende dört-beş yaşlarında filandım o zamanlar hatta o günü bile hatırlıyorum daha dün gibi inanmazsın belki ama.."
Güzel haftalar dilerim, güzel kalpli Maya
@Nehir İda: benim de tercihim her şeye rağmen unutmamaktan yana aslında senin gibi...
çok yoğun bir dönem geçirdim canım yoksa iyiyim iyi :))
@Susan Çocuk: hatta en fazla yaptığımız da bu değil mi...
@Yazgüneşi: bir gün bir yerde mutlaka...
@ - вєgυм -: çok teşekkür ederim selamlar sevgiler :))
@"ELİF": unuttuğumuzu sanıyoruz ve sonra bazılarıyla hiç olmadık bir zamanda ve yerde yeniden karşılaşıyoruz işte...
@Adsız: teşekkürler :))
@suvebeyaz: unutmadığımız için ayaktayız belki de ne dersin :))
@Görür görmez: oysa burada görene kadar kimbilir o oyuncak, o yıllar nerelerdeydi belleğinde. işte en güzel örneği sen vermişsin söylemek istediklerime...
çok teşekkürler ve sana da iyi haftalar selamlar sevgiler :))
yok yokk, ben hatırlasam ayakta kalamazdım:)))
@suvebeyaz: tamam tamam dediğin gibi olsun :)))
Yorum Gönder