Çok erken ulaştı aklın hayatın çıkmaz sokaklarına. Yüreğin kendinden büyük acılara çok çabuk bulaştı. Hep çirkin yüzüne denk geldin hayatın, hep zorda, hep eksik, hep yarım...Eşikte beklemekti en çok yoran seni. Zamansız gidişlerdi gördüğün dönüşü olmayan. Ve sen hep aynanın diğer yanında kaldın.
Sözüm yok. Olamaz da...Acılar gerçekten dile dökülebilir mi bilmiyorum. Anlatabilseydin eğer, kelimelere sığmaz taşardı belki de senden...Taşar giderdi uçsuz bucaksız. Anlayabilseydim eğer, kelimelerim kalmaz yanardı bende, kanardı için için...Bu yüzden belki de sen susmayı seçtin. Bir gece vakti çarpıp kapıyı hayatın yüzüne, sorgusuz sualsiz, vedasız, zamansız çekip gitmeyi. Aynı senden gidenler gibi...Öyle bir tokat attın ki hayata, beşparmak izi bir karabasan gibi çöktü zamanın üzerine, karanlığı bana kadar ulaştı.
Şimdi ben bilmezden gelip bu karanlığı, hiç görmediğim gözlerinin dilencisiyim. Bir bakışındır beklenen sabah akşam kapında. Sonra, hiç bilmediğim yüreğinin yeni ama bildik kiracısı. Ve damla damla aldığın, alacağın her nefesin duacısıyım ben artık. Biliyorsun değil mi; senden yana tüm umutlarım(ız) tek bir gülüşünde saklı...
Sen güzel prenses, ne mutlu bize, kanmadın cadının zehirli elmasına, uyandın artık...
Görsel: Deviantart
Sözüm yok. Olamaz da...Acılar gerçekten dile dökülebilir mi bilmiyorum. Anlatabilseydin eğer, kelimelere sığmaz taşardı belki de senden...Taşar giderdi uçsuz bucaksız. Anlayabilseydim eğer, kelimelerim kalmaz yanardı bende, kanardı için için...Bu yüzden belki de sen susmayı seçtin. Bir gece vakti çarpıp kapıyı hayatın yüzüne, sorgusuz sualsiz, vedasız, zamansız çekip gitmeyi. Aynı senden gidenler gibi...Öyle bir tokat attın ki hayata, beşparmak izi bir karabasan gibi çöktü zamanın üzerine, karanlığı bana kadar ulaştı.
Şimdi ben bilmezden gelip bu karanlığı, hiç görmediğim gözlerinin dilencisiyim. Bir bakışındır beklenen sabah akşam kapında. Sonra, hiç bilmediğim yüreğinin yeni ama bildik kiracısı. Ve damla damla aldığın, alacağın her nefesin duacısıyım ben artık. Biliyorsun değil mi; senden yana tüm umutlarım(ız) tek bir gülüşünde saklı...
Sen güzel prenses, ne mutlu bize, kanmadın cadının zehirli elmasına, uyandın artık...
Görsel: Deviantart
48 yorum:
Mayam şimdi bu yazıyı ben direkt üzerime alınıyorum müsadenle öyle sade ve güzel anlatmışsın ki belkide benim dışımda bir çok kişi üzerine alınacaktır öperim :)
Hepimiz dönem dönem elmayı tüküren prenses oluyoruz. :) dilerim hep oyle oluruz.
Sahi uyandım mı?
Adındaki sestir belki duyduğum yankı
Ben Pren'ses!
kimin için yazıldı bilemiyorum mayam ama bu ağıta yakın bir yazı olmuş.. içimi sızlattı, umarım yaşanmamışlarındandır..
Hiç bir sabah bu kadar ağlamamıştım, belki hiç bir yazıya bu kadar ağlamadım klişe bilyorum ama sanki bana yazılmış gibi, beni anlamış gibi, bu yazını kendime saklayacağım meleğim...
anlatamadığın için taşıyorsun yüreciğindeki korları, belkide taşmak, taşırmak pahasına anlatmalıydın acıları, o da öğrenirdi bir yandan... çaresiz hissetmezdi kendisini...
O'nun gidişleri hep kırarak, dökerek olur, hiç "elveda" diyerek kendinden giden birini görmemiştir, bilmez farklısını, insanlardan gidişin...
cadının elması çekici gelse de, onu uyandıran da senin, benim, onun, O'na duyduğu sevgi ve özlemdi belki...
ne mutlu bize :)
beenmayam, "döktürmüşsün"ü zorla söyletiyosun insana :) o kadar güzel, o kadar "bir parçam"dan yazıyorsunki...
bir gün anlat bana uyamayışımın sebebini, bir gün anlat bana her zehirli elma sunanı kendimden bilişimi, bir gün anlat bana tokat atamayacak kadar takatsız kalışımı, bir gün anlat bana eşikte beklemekten vazgeçemeyişimi, bir gün anlat bana beni, hiç prenses olmadın ki ben bir prens öpünce uyanayım uykumdan... sen anlat bana nasıl prenses olunur bu hayatta...
Not: okudukça bir ufaklığın hastalıkla boğuşan hali kaldı aklımda, her kadının aşk acısı biraz da içindeki kız çocuğunun hastalıklı halini andırır bana. karıştım.
anlatabilse dökülebilse kelimeler... yoğunlaştıkça daha da ağırlaşıyor kelimelr, düşerse kırılacaklar gibi....
çoğumuz kanıyoruz ama cadılara ve yiyoruz elmayı :(((
evet ne olursa olsun öyle cadılar çıkıyorki prenses sandığımız, yine yeniden yiyoruz.elmayı.
Güzel bir yazı.
Bir gülüş, bir tebessüm beklentisidir bizleri tirbünde oturmaya razı eden. Belki de en doğrusu tüm gülüşlere açık olmaktır, Toboso lu Dulcinee yi unutmadan gene de deliliğin, tatlı kaçıklığın sınırında.
Umarım gerçekten uyanmıştır. Uyanmalar işe yaramıştır. Sağlıklıdır. Sağlıklıysa yeniden başlayabilmiştir. Mutlulukla buluşmanın ilk adımlarını atmıştır. Yazılanlar sadece sanal alemde kalmıştır. Gerçek yaşama bulaşmamıştır. Güzel dileklerimiz zamanında ulaşmıştır yazana da yazıya konu olana da...
elmayı yesek de, bir gün bir prens gelip uyandırmıyor mu ki bizi :)
Umarım kımse o zehırlı elmalara kanmaz..
zehirli elmalarla dolu olsa da dört bir yanımız,
ee prensesiz soylu akar kanımız:)))
''Eşikte beklemekti en çok yoran''
Fazla söze gerek yok aslında.Yüreğinize sağlık.
@Ateş Böceği: peki üzerine alın ama bana zehirli elmayı yemediğinin, şimdi gayet iyi olduğunun garantisini verirsen :)))
@efsa: dilerim canım dilerim...
@Uzağa Giden Kadın: uyandın elbet...her karanlığa uyumak istediğinde o ses yankılansın yüreğinin tam da orta yerinde, o ses ışık olsun sana ve sadece güzel düşlere uyuyasın...
@Nily: ne yazıkki yaşandı Nily...hiç görmediğim ama hissettiğim bir yüreğe dairdi...umarım şimdi iyidir...
@Serzeniş Meraklısı: hani onu uyamdıranlar var ya sevgisiyle, özlemiyle, iyisiyle kötüsüyle...işte hepsi bizim birer parçamız...o yüzden ya bu kadar içten hissedip de bizimmiş gibi duyumsamamız...sağolasın canım...
@Evren: hepimizden ufak, gencecik bir yüreğin hayattan vazgeçişiydi bu ne yazık ki...o kendi güzelliğini görmeyen bir prensesti...şu anda ne yapıyor bilmiyorum ama en azından kendi güzelliğinin farkındadır...
@coffeé: kırılırsa belki anlamları da, hani acıyla boğduğumuz anlamları da kırılır ve akar gider kimbilir...
@YALNIZLIK OKULU: öyle aslında...ama yine de kanmayacak güç var hepimizde, içimizde...
@UFUK ÇİZGİSİ: bir dahakine yemeyiz belki...en azından deneriz...denemekte birşey değil mi...teşekkürler...
Canım kötü birşeyler mi oldu?
Cümlelerinde öyle hüzün koymuşsun ki....
@Enis Diker: o sınır hep olucak elbette ama tek bir tebessüm bizi bu hayatın bir ucunda her zamanda tutacak öyle değil mi...
@aysema: uyanmaksa uyandı elbet...sağlıklı da...ama aklı, ama yüreği, ama ruhu hala uyanık mı, sağlıklı mı işte onu bilmiyorum ne yazık ki...
@7.oda: prensesler varsa prenslerde vardır elbet değil mi :)) ama bazen cadılar daha atik davranıyor işte...
@öykü: umarım canım ama kanıyoruz işte kimi zaman...
@Ful yaprakları: :))) ah kendimizin değerini bir bilebilsek o zaman zehirli elmalar kalır mı...
@İDEA: çok teşekkür ederim...sevgiler...
Paniğe gerek yok mayam ben zehirli elmayı yerken uyandım gerçeğe iyiym hemde hiç olmadığım kadar :)
okuduğumu ve şiir gibi yazdığın yazıları okumaktan keyif aldığımı bil.
sevgiler.
O elmayı yemediğine sevindim prensesin. Ama yesede mutlu sondu prensi onu kurtarıyor değilmi.
Sevgiyle kal canım yüreğine sağlık yine çok güzel satırlardı.
Acı veriyor değilmi
Sarılmayı öğretmediler bize
Yada çok geç kaldık sevgili
Ellerim
Gözlerim
ve sen biliyorsun sevgili
Eğer yaşatırsak
Donuk bir hüznü anlatır hep sana
Benim derin sözlerim.
Acı veriyor değilmi
Acını öpebilen sözlerim.
"Beni bilirsin lafı dolandırıp durmayı sevmem, bazende şiirle söylerim."
Ahmet
Madem ki bütünün bir parçasıyız ve herşey birbirine zincirleme bir şekilde bağlı ve burada birparçamızın acısını duyan bir yürek, bir göz, bir kulak, bir burun olarak şahidiz buna o zaman hadi enerjimizi yollayalım acıyı azaltmak üzere PRENSES imize. Bir anda ve aynı anda yapalım ki bütün beden harekete geçsin. Beyin olalım, yürek olalım ve ona sevgi yollayalım aynı anda ve aynı süreyle.Bu gece saat 22.30 da 5 dk süreyle PRENSES seni seviyorum mesajını yüreklerimize oradan sevgili beenmaya'ya yollayalım o da aracı olsun Prensese duygularımızı iletmekte.
Dilerim oradasındır ve bu gün olmasa da yarın için en azından bunu duyurup yapalım istiyorum.
Prenses cadının kırmızı parlak elmasını yiyip uyuduysa, prensin öpücüğüyle uyanır birgün nasılsa!
sabah bu yazıyı okuyup bir ton gözyaşı döktüm ve yorum yazdım ama yorumum nerdeeeeeee? mayam yorumumu naaptın? eminim bir hata yaptım yoksa sen napıcaksın benim nalet olası yorumumu :)
ama çok sevdim bugüne kadarki en sevdiğim yazın bu ve kopyalayıp bilgisayarıma attım harikaaa beynini yerin lan :)
Hepimiz erken tattığımızı düşünmez miyiz zaten hayatın o berbat tadını, o prenses elmayı ısırmış ki, öldüğü için uyandı sanıyoruz yeni bir hayata başlarken!
@Siminya: ye beni ye beni :)) canım benim yorumun ne enteresandır ki dün erken saatlerde gelmiş olmasına rağmen bana anca ulaşmış ve dolayısıyla da iki yorumun birden aynı anda çıkmış oldu. valla ne iş anlamadım ama neyseki kaybolmamış :))
yazıya gelince senin olsun prensesim hepsi senin olsun istersen ama bir de mailime cevap versen de beni merak ettirmesen olmaz mı :))
@Elif...den: olmuştu canım kötü bir zamana dairdi yazılanlar şimdi umarım herşey daha iyidir...sağolasın öpüyorum...
@Ateş Böceği: yaşasın o zaman :)))
@Abi: :)) sevindiğimi ve hatta birazcık şımardığımı da sen bil o zaman :)) teşekkürler sevgiler...
@Muhabbet Çiçeğim: herşey zamanda saklı aslında...hani bazen ne prens ne de mutlu sonlar kurtaramıyorlar, çekip alamıyorar gerçeğin elinden seni...teşekkür ederim canım...
@Kara Kalem: çok ama çok teşekkürler bu harika dizeler için arkadaşım...çok sağol...
@tutsak: sevgili arkadaşım akşamları evdeyken pek internete girmediğim için şimdi görebiliyorum mesajını...öncelikle duyarlılığın, inceliğin ve sevgi dolu yüreğin için çok teşekkürler...
ne yazıkki dün akşamı kaçırdık ama bu akşam için iletebiliriz elbette :))
@sufi: ya o prens hiç gelmezse, ya da geç kalırsa...
@pRncfRn: ölmek yada yaşamak fark etmezki istenirse her zaman için yeni bir hayat şansı yok mudur...en azından denenmez mi...
Zehirli elmayı tükürmeyi öğrendiği anda bütün prensesler, hayatın karşısında daha dirençli duracaklardır.
Ne güzel bir yazı bu mayacık kalemine,yüreğine sağlık.
Sevgilerimle...
@özlem: evet öğrendiğimiz zaman...ama umaım o zaman çok geç olmaz canım. sağolasın sevgiler...
Atlasip süpürgeme geldim iste, ne satasip duruyonuz bakayim bana. alla, alla. Durmadan cadi madi yapti diyonuz da. Bak satasip durmayin bana, size öyle bir büyü yaparimki, gelip okuyamazsiniz bir daha Mayanin yazilarini, Aaaaa kiziyom ama:))))
Saka bir yana, Mayam bu sabah yazini okurken yedigim ekmek bogazimda kaldi. Arkadasimiz insallah simdi daha iyidir.
Öptüm canim
@Belgin: canım kim sataşıyor yahu sana anlamadım valla :))
bu arada bedenen kendisi iyi, ama ruhu nasıl işte onu bilmiyorum ne yazıkki...
bardağın dolu tarafı hiç mi yok?
belki vardır.
belki görmeni sağlayacak
küçücük bir kuzu vardır :)
sevgili beenmaya, eline sağlık bana da türlü çağrışımlar yaptı yazın, kendim dışında çağrışımlardı çok şükür :))) Toy prensesleri zehirlie elmalardan uzak tutmak perk kolay olmuyor.
@Korhan: bardağın dolu tarafı elbette vardır ama görmek gerek işte sadece bakmak değil...kuzulara gelince hemen bakıyorum şimdi :))
@Hayatta Giderken: hatta bazen çok deneyimliler bile, bizler bile kanıyoruz, kanar gibi oluyoruz o elmalara öyle değil mi...
Çok erken aklın hayatın çıkmaz sokaklarına. Yüreğin kendinden büyük acılara çok çbuk alıştı.
Ne kadar masum ve donanımsız doğarız. ama yazdığınız gibi aklımız ve yüreğimiz ne kadar çabuk alışır büyük acılara
her halde bundan güzel anlatım olamaz. Yüreğinine sağlık.
@Derince: dediğin gibi hepimiz aynı şekilde gayet masum ve saf doğarız ama sonrasında iyisiyle kötüsüyle hayat içimize, dışımıza bulaşır işte....çok teşekkürler sevgiyle...
Susmayı seçmek bir kabulleniş değil bir isyandır aslında, sessizce atılan bir çığlıktır bana göre.
O sessizlikteki kelimeleri bulup çıkarmanın, duyup koklamanın adı da Sevgi...
Elmayı yesen ne olur yemesen ne olur, aklın onda kaldıktan sonra diye de bir alt metin saptaması yapmak isterim izninizle :) :(
Çok beğenerek okudum yazınızı, teşekkürler paylaşım için. Bu ilk merhabam size ve blogunuza; bundan sonra da keyifle takip edeceğim
Sevgiler
@Sokak Kedisi: susmakda konuşmanın bir başka şekli, biçimi değil midir zaten tabiki dinlemesini bilene...
öncelikle hoşgeldin güzel yorumunla beraber ve çok teşekkürler görüşmek dileğiyle :)))
Bilmiyorum içime hüzün oturdu, şimdi iyimi prenses.
@efsa: bildiğim kadarıyla bedenen evet ama ruhu işte onu bilmiyorum canım...
Yorum Gönder