Pages

BEKRİYA'DAN MİM YAĞMURU

23.10.2009
Elde birikmiş yazılmayı bekleyen onca mim varken, daha ilk yolladığını henüz yazamamışken Bekriya Hanım yetinmemiş bir tane daha yollamış bana. Bari ikisini birarada çıkaralım elden diyerek bol sorulu ve bol cevaplı 2 adet mimi sunuyorum ortaya. İşte ilk mimimiz;

*Niçin blog yazarısınız?
“Peki neden kendi kendime yazma eylemini blog ortamına taşıyıp da, bir zamanlar en fazla yakın çevremden birkaç kişiye görme hakkı tanıdığım yazılarımı herkese sunup bir nevi görücüye çıkarmış oldum? Bir kitapta okumuştum; geçmişine dair kapatamadığı yaraları olan birine bir diğeri anlat, diyordu. Sadece anlat. Çünkü ancak bu şekilde rahatlayabilirsin. Bu şekilde tam olarak bitiremesen, izlerini silemesen bile en azından hafifletip, azaltıp geride bırakabilir, yaşadığın olumsuzlukların senin önünü kesmesine engel olabilirsin. Anlatarak tüketebilirsin, diyordu. İşte yazarak başladığım anlatma çabamı daha fazla kişiye duyurma nedenim biraz da bu belki de...” diye yazmışım bir zamanlar. Sanırım bu soruya verebileceğim en iyi cevap da bu...

*Son zamanlarda hiç vakit ayıramadığınız bir uğraşı:
Hem iş hem de ruh yoğunluğundan dolayı kendimi verip de film seyredemiyorum.

*Şu an için imkanınız olsa gerçekleştireceğiniz hayaliniz nedir?
Şehr-i İstanbul’dan koşarak kaçmak...

*Hayatınızda iyi ki yapmışım dediğiniz üç şey nedir?
1-
Her ne kadar benimki daha çok mecburiyetten de olsa iyi ki çalışmaya erken yaşta başlamışım.
2-İyi ki hayatımda bu kadar çok ve güzel insan biriktirmişim.
3-İyi ki medya dünyasının bana çok da uygun olmadığının farkına erken varmışım.

*Mutfakta en sevdiğiniz uğraş?
Yemek yemek...

*En sevdiğiniz üç yemek?
1-
Pırasa
2- Sarma
3- Annemin eli değmiş her yemek (desem de kabak, kereviz olmasa da olur tabi)

*Giyim konusunda abarttığınız eşya?
Giyim değil de takı konusunda yüzük olayını abartmış durumdayım sanırım.

*Çocuklarınıza nasıl hitap edersiniz?
Olursa/olunca söylerim.

*Sizi anlatan bir resim?
Sanırım yok. Olabileceğini de sanmıyorum zira türümün son örneklerindenim...

Evet ilk mim soruları bu şekilde. Şimdi gelelim diğer mim sorularına;

*En sevdiğiniz 3 çiçek ismi:
Papatya, sarmaşık, ortanca

*Gerçekleşmesini istediğiniz 3 hayaliniz:
Şehr-i İstanbul’dan ayrılıp arkası yeşil önü mavi bir sahil kasabasına yerleşmek ve İstanbul’a arada sırada sadece turist olarak gelmek, orada kafamı gömüp kitap okumaktan iş yapamayacağımı bile bile bir kitapçı dükkanı açmak ve...Devamı da bana kalsın artık...

*En sevdiğiniz ve sevmediğiniz 3 huyunuz:
Sevdiklerim:
1-Girdiğim her ortama çok çabuk uyum sağlayabilme özelliğim
2-Elimden geldiğimce adil olmaya gayret etmem
3-Çabuk sinirlenmeme rağmen yine aynı hızla sakinleşmem

Sevmediklerim:
1-Kararsızlığım
2-Çabuk ve ani sinirlenmem
3-Hayır diyememem

*Gıcık olduğunuz 3 hareket:
1-
Her türlü saygısızlık
2-Bekletilmek
3-Yargısız infaz yapılması

*Bu benim bugüne kadar olan en kara günümdü. Dünya başıma yıkıldı ve bir daha ayağa kalkamam diye düşündüğünüz olay:
Düşününce öyle çok ki. Ama insan her seferinde çok daha kötüsünü de yaşayabileceğini, ve her seferinde tekrar ayağa kalkabileceğini öğreniyor her gün biraz daha. O yüzden yaşadıklarımı “bu en kötüsüydü” diyerek hem kendiminkilerle hem de başkalarının yaşadıklarıyla karşılaştırıp sınıflandırmaktan her zaman çekindim ve çekinirim.

Yine benim sayemde zaman aşımına uğramış olan bu mim sorularını, isteyen istediğini alıp cevaplasın diyerek ortaya bırakıyorum. Hayırlı uğurlu olsun...


Görsel:Deviantart

20 sayfa ekleyen:

Belgin dedi ki...

Yerim ben seni yaa:)) Demek mutfakta en sevdigin yemek yemek:))
Canimsin sen benim canim, bu kadar tatli olunabilirmi ya, olunabilir olunabilir:))

Adsız dedi ki...

güzel sorular ve samimi cevaplar... hayır diyememek çok zor dimi; ve ani sinirlenmek... bu ikisinden ben d eçok çekiyorum...:(

Pilli Petro dedi ki...

süpersin :)koşarak bursa ya gelebilürsün :)

ben de o kitapçıda çalışabilir miyim ? meydanın en içine gömüşmüş biri olarak ilerde ben de kaçabilirim :)

Hayat dedi ki...

Canım :))
Ben de özlemişim.
Sahil kasabası değil de şehrinde 24 yıl yaşadım ben...
İstanbul vatanım olduğu için mi bilmiyorum yine de vazgeçmek istemediğim yer; canıma okumasına rağmen!... ;)
Vaktiyle, iki çoban konuşuyorlarmış.
Biri, diğerine sormuş:
'Zengin olsaydın ne yerdin?'
Cevap:
-Soğanın cücüğünü yerdim. Sen ne yerdin?
-Bana yiyecek bir şey bırakmadın ki!... :)))
Ne mimi, bana DİYECEK bir şey BIRAKMADIN ki!... ;)

Öptüm yürekten...Bir yere kaçma, daha buluşacağız seninle inş. :))

İ.x.İ.r dedi ki...

Canııım;ne güzel bir yaşam biriktirmişssin kendine :)
Bütün cevaplar ayrı güzel..

Seviyorum,seviyorum,seviyorum seni=)

öykü dedi ki...

en sevdıgım cıcek papatya
en sevmedıgım yemeklerden bırısı pırasa
ıkı tane p
bırısını sevıyorum bırısını sevmıyorum:))
Ama senı cok sevıyorum arımayacım:)

sufi dedi ki...

Sevgili beenmaya;
İzmir'de Mithatpaşa caddesinin susuzdede köşesinde bir kitapçı görüyorum... Aynı zamanda 3-4 masalı kafe burası...,tütsü kokusu mu geldi burnuma, kahve kokusu yanısıra?Kahvenin yanına selanik gevreği de ne güzel gider değil mi kakaolu fındıklı.Yarın yapıp getireyim bari.Sevgilerimle.

Enis Diker dedi ki...

1. Pırasa

Bir rumali kokusu aldım :))))

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Ne kadar samimi anlatmışsın kendini.
Hayır diyebilmek bir beceri işidir zaten.
Sevgilerimle canım:))

Ateş Böceği dedi ki...

Canım biliyorsun bu aralar çok fazla internete giremiyorum :))

Ama ilk açtığımda sayfanı sevmediklerin geldi gözümün önüne ancak bu kadar olur dedim ...

:))

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Hayret pırasayı benden başka da seven varmış.
Birde mutfakda yemek yemeyi.(Gerçi yapmaktan yemeye fırsat kalmıyor ya.)
Sevgiler...

akilliigne dedi ki...

istanbuldan ayrılmak
hayat bu ya güzel olan da bazen taşıyor istanbul,sultanlar şehri,şehirlerin şehri seni ne çok çekilmez kıldılar...
arkası yeşil önü mavi bir sahil kasabası yaşamak; ben böyle bir kasaba da yaşıyorum çoğunun hayal ettiği gibi karadenizde şirin bir kasaba Ardeşen tavsiye olunur:))
güzel bir hafta sonu diliğeyle
şen kalın.
sevgilerimle

beenmaya dedi ki...

@Belgin: sen öyle diyorsan öyledir ne diyim şimdi :)))

@Çlıkuşu-flame: neyse ki ben çabuk sinirlendiğim gibi çabucak sönüveriyorum da fazla tehlikeli olmadan yırtıveriyorum :))

beenmaya dedi ki...

@Bekriya: başlıyorum o halde ben şimdi koşmaya :)))

tabiki çalışabilirsin. ve böylece kesinlikle battık da diyebiliriz :))

@Hayat: şimdilik buralardayım ama ufak bir sahil kasabasından bir iş teklifi aldım bile yani her an kaçabilirim bilgine :))

beenmaya dedi ki...

@İ.x.İ.r: :))) bende seni...:))

@öykü: sen hiçbirini sevmesen bile ben seni severim ki güzel öyküm :))

beenmaya dedi ki...

@sufim: ah sufim tahrik ediyorsun bak beni. yani esicem bir anda bırakıp herşeyi gelivericem dizinin dibine sonra pişman olacaksın başıma kaldı diye demedi deme :)))

@Enis Diker: :)))

beenmaya dedi ki...

@özlem: sanırım o becerinin de "b"si bile yok bende arkadaşım :)

@Ateş Böceği: neden acaba diye sorayım mı yok yok sormayayım en iyisi :))

beenmaya dedi ki...

@YAŞAMIN KIYISINDA: valla düşündüm de ailem dahil olmak üzere benim etrafımda da pırasaya bayılan biri yok gibi :))

@akıllıiğne: bir karadenizli olarak hala görmediğim yerler olduğunu utanarak söyliyorum ama en kısa sürede tam anlamıyla bir karadeniz turu yapma niyetindeyim :)))

Hayat dedi ki...

Ayrılık kaldıracak yüreğim kalmadı şu sıralar...
Sevdiklerimin uzaklığı benim sınavım oldu genelde.
Yerleşeceksen tanımayayım, böyle kalsın cesaretimi az toplayana kadar...
Hakkında hayırlısını dilerim.
Sevgiler... :))

beenmaya dedi ki...

@Hayat: düşünüyorum henüz ve eğer karar verirsem de bu hemen olmayacak merak etmeyesin. yani daha vakit var. hem o kadar uzak da değil zaten :)))

yani kısaca biz kaldığımız yerden devam edelim :))