Uzun ve zor bir yolculuk olacak bu biliyorum. Kafamı otobüsün camına dayadığımda hissettiğim soğuğu, kimilerini kendime katıp kimilerini ardımda bırakarak geçeceğim durakları, üzerime sinmiş bekleme kokusunun kalkacağı zamanı, ve ne çok yerden, şeyden, kişiden geçip de sonunda varacağım yeri bildiğim gibi...
Sadece duraklardan değil, sokaklardan geçeceğim mesela; oyunlarına imrendiğim çocuk seslerinin yankılandığı, kaldırım taşlarına nice öykülerin sindiği caddelerden, atılan her adımın başka bir hayata geçirdiği, bir ayırıp bir birleştirdiği yollardan geçeceğim. Büyüdükçe yalnızlaşan şehirlerden geçeceğim, her geçişimde kendimden bir parça daha bırakacağım kalabalıklaşsın diye, kendi yalnızlığımı dert edinmeden. Zamanlar geçeceğim saklandıkça yakalandığım, içimin duvarlarına kendi ellerimle kazıdığım anlardan, anılardan geçeceğim. Hayatın içine buram buram sindiği cumartesilerden geçeceğim diğer günlerin kıskanıp da bakakaldığı. İnsanlardan geçeceğim kimini görmeden, görünmeden kimine sessiz sedasız, kimininse yüreklerinin tam da orta yerinde bağıra çağıra yer edindiğim. Sözlerden geçeceğim canı acıyan, can acıtan, kelimelerin günahı boynumda, izi sadece yüreğimde saklı. Mevsimlerden geçeceğim sonra, kışlarında yanıp yazlarında üşüdüğüm, her son’unda yeniden doğup her ilk’inde yeniden öldüğüm baharlardan...Gün gelecek kendimden geçeceğim belki; bırakacağım yarı yolda umutlarımı, yorgunum vazgeçtim diyeceğim, saymayacağım akıp giden zamanı...
Uzun ve zor bir yolculuk olacak bu biliyorum. Bittiğinde senin şehrinde, caddende, sokağında, kapında, hayatında bulacağım kendimi. Sen bekliyor olacaksın zamanını bilmediğin halde, kapıyı açtığında hiç şaşırmayacaksın. Yüzünde tanıdık koca bir tebessümle sımsıkı sarılarak karşılayacaksın beni.Yol yorgunu avuçlarımı dinlendireceksin ellerinde...
Cam önüne benim için kurduğun masaya oturacağım. Nasıl olduğunu sormadan kahvemi hazırlayacaksın sen ve ben kulağımda yanan odunların çıtırtısı, sesini duymadan seni dinliyor olacağım sessizce. Sonra gelip tam karşıma oturacaksın, acısını çıkartmak ister gibi yakınken uzak olduğumuz günlerin. Uzun uzun bakacağım, hiç görmediğim halde en ince ayrıntısına kadar bildiğim yüzüne...
Öncesinin ve sonrasının bir kenara bırakıldığı bir sohbetin içinde bulacağız kendimizi birden. Şimdi’nin gölgesinde, nerede bıraktıysak oradan devam edeceğiz konuşmaya. Sen bana kış bahçenden anlatacaksın, en son seyrettiğin filmden bahsedip, aklının defterine yazdığın bir satırı okuyacaksın, tren yolculuğu planlayacaksın ilkyaz günlerine dair, içinden geldiği gibi. Bense sana henüz yazılmamış bir öyküden bahsedeceğim kahramanını sadece benim bildiğim, bir vapur sefasını dillendirip en son okuduğum kitabı dökeceğim kelimelerime, yol üzerinde gördüklerimi anlatacağım hevesle, arada bir kaçırdığımız zamandan yakınıp susmaya yeltensem de başlamışken bildiğim bilmediğim ne varsa anlatacağım, içimden geldiği için...
Uzun ve zor bir yolculuk olacak bu biliyorum.
Yolun sonuna vardığımda her şeye rağmen değdiğini göreceğim gibi...
Görsel: Deviantart
Sadece duraklardan değil, sokaklardan geçeceğim mesela; oyunlarına imrendiğim çocuk seslerinin yankılandığı, kaldırım taşlarına nice öykülerin sindiği caddelerden, atılan her adımın başka bir hayata geçirdiği, bir ayırıp bir birleştirdiği yollardan geçeceğim. Büyüdükçe yalnızlaşan şehirlerden geçeceğim, her geçişimde kendimden bir parça daha bırakacağım kalabalıklaşsın diye, kendi yalnızlığımı dert edinmeden. Zamanlar geçeceğim saklandıkça yakalandığım, içimin duvarlarına kendi ellerimle kazıdığım anlardan, anılardan geçeceğim. Hayatın içine buram buram sindiği cumartesilerden geçeceğim diğer günlerin kıskanıp da bakakaldığı. İnsanlardan geçeceğim kimini görmeden, görünmeden kimine sessiz sedasız, kimininse yüreklerinin tam da orta yerinde bağıra çağıra yer edindiğim. Sözlerden geçeceğim canı acıyan, can acıtan, kelimelerin günahı boynumda, izi sadece yüreğimde saklı. Mevsimlerden geçeceğim sonra, kışlarında yanıp yazlarında üşüdüğüm, her son’unda yeniden doğup her ilk’inde yeniden öldüğüm baharlardan...Gün gelecek kendimden geçeceğim belki; bırakacağım yarı yolda umutlarımı, yorgunum vazgeçtim diyeceğim, saymayacağım akıp giden zamanı...
Uzun ve zor bir yolculuk olacak bu biliyorum. Bittiğinde senin şehrinde, caddende, sokağında, kapında, hayatında bulacağım kendimi. Sen bekliyor olacaksın zamanını bilmediğin halde, kapıyı açtığında hiç şaşırmayacaksın. Yüzünde tanıdık koca bir tebessümle sımsıkı sarılarak karşılayacaksın beni.Yol yorgunu avuçlarımı dinlendireceksin ellerinde...
Cam önüne benim için kurduğun masaya oturacağım. Nasıl olduğunu sormadan kahvemi hazırlayacaksın sen ve ben kulağımda yanan odunların çıtırtısı, sesini duymadan seni dinliyor olacağım sessizce. Sonra gelip tam karşıma oturacaksın, acısını çıkartmak ister gibi yakınken uzak olduğumuz günlerin. Uzun uzun bakacağım, hiç görmediğim halde en ince ayrıntısına kadar bildiğim yüzüne...
Öncesinin ve sonrasının bir kenara bırakıldığı bir sohbetin içinde bulacağız kendimizi birden. Şimdi’nin gölgesinde, nerede bıraktıysak oradan devam edeceğiz konuşmaya. Sen bana kış bahçenden anlatacaksın, en son seyrettiğin filmden bahsedip, aklının defterine yazdığın bir satırı okuyacaksın, tren yolculuğu planlayacaksın ilkyaz günlerine dair, içinden geldiği gibi. Bense sana henüz yazılmamış bir öyküden bahsedeceğim kahramanını sadece benim bildiğim, bir vapur sefasını dillendirip en son okuduğum kitabı dökeceğim kelimelerime, yol üzerinde gördüklerimi anlatacağım hevesle, arada bir kaçırdığımız zamandan yakınıp susmaya yeltensem de başlamışken bildiğim bilmediğim ne varsa anlatacağım, içimden geldiği için...
Uzun ve zor bir yolculuk olacak bu biliyorum.
Yolun sonuna vardığımda her şeye rağmen değdiğini göreceğim gibi...
Görsel: Deviantart
25 yorum:
O yolculuğun sonunda, seni sımsıkı sarılarak karşılayacak olan kişi ve sen sakın ola ki zaman tünelinin sonuna, yaş sınırına ulaşmış olmazsınız.Herşey hemen şimdi olsun dilerim yaş kemale ermeden gönüller ersin kemale ve aşka derim.Haydi hazırlan beenmayam yola çıkıyorsun, beklemenin kokusu düşmek istiyor üzerinden.Bu güzel anlatım muradına ersin.sevgilerimle çocuk.
Sanki bir masaldı anlattıkların ve ben huzur dolu bir uykuya dalmak istiyorum...
yazıyı orta yerine kadar okudum
tamam orta yeri de olmayabilir
(yeniden yine okuyacağım uygun modumda)
içim geçti,
sen başını cama yasla
bizler yan koltuka,
arka koltukta,
hatta şöför koltuğunda
ama içimiz geçmiş,
uyku zamanı gibi
birşeyler mırıldan
ninni olsun
ne camın soğuğunu,ne şehirleri
hiçbirini düşünmeden
sadece güven içinde
savaş yorgunu
şimdi bitti ve geçti ve uyanınca daha da güzel olacak yarın
ruh dönümünde
hadi sende uyu,başını cama değil
dizine yaslan annenin
sertapın rengarenk albümü çıktı,sanırım 12. şarkı uyuttu beni :)
mutlu kal
"Yüzünde tanıdık koca bir tebessümle sımsıkı sarılarak karşılayacaksın beni."
bu bile yolun sonuna vardığında "evet değer bu yolculuğa" dedirtir....aklıma ne geldi,bil bakalım :)
http://www.siirperisi.net/siir.asp?siir=3425
evet bu şiir geldi...
beden yeniden yorgun düştü,25 gündür içmiyorum :)
hoşçakal
nasıl özlemişim buram buram kelimelerini... içimden geçip gittiler sessizce, onlar gitti sen hiç bitmedin :)sevgimle...
çok guzeldı mayacım yıne herzmankı gıbı sıır tadında okudum
satırlarını
:) bi'tanesin...
Yazını okurken bir yandan yolculuk bitmesin bir yandan da gittiğin yere ve orada bekleyene bir an önce kavuş istedim.
Güzel yüreğine sağlık.
offf offfff, aşk olsun :))
yazının resmi müthiş,
üzerine tıklayınca büyüyor
ufakkende çok şey uyandırıyor...
yaz günü,ekinler sararmış..mavi harika,bulutn ardında aydınlık görünüyor...iki domates bir ekmek,sırtım yere gelir bu manzarada,bir de çok araba geçmiyor çevresinde...akşam olmak üzere,gözlerim kapanıyor,güneş yakmıyor,yine engini görüyorum,alabildiğime dağ taş ot gök...
not:aşk olsun deme nedenim böyle güzel bir manzara ile insanı alıp götürüyorsun ama geri döndüğümüzde hep aynı beton...serinledi hava...mutlu sağlıcakla şen kal,sağol-enpekçoğul haliyle
Zor yolculuklari dayanilir kilan, sonunda neye ulastigin oyle degil mi?
Her zamanki gibi cok icten, cok guzel bir yazi olmus...
''Öncesinin ve sonrasının bir kenara bırakıldığı bir sohbet''
bu mümkün mü?
mümkünse nasıl?
@sufim: ah can sufim ben o yoldayım zaten ya öyle bir yol ki hiç bitmesin istiyor yürek :)))
@Şarabi: sonra da düş gibi bir gerçeğe uyanmak öyle değil mi canım benim...
@beyazmavi: alemsin :)))
@beyazmavi: o halde şiir için teşekkür ederim :)))
@bed@rdem: bitmeyeyim zaten sakın ola bitmeyeyim emi...
@öykü: canım benim çok teşekkür ederim öperim kocaman :))
@Brajeshwari: :)))) öyle miyim sahiden :))
@özlem: o yol bile, o yolculuk bile öyle güzel oluyor ki içinde aşk olduğunda dediğin gibi bir yanın devam etsin istiyor bir yanın da sona ersin...
@beyzmavi: en azından gözlerimizi kapadığımızda ulaşıyoruz ya öyle bir manzaraya, yüreğimizde biliyoruz ya bu bile güzel değil mi?
@Mehtap Pasin Gualano: teşekkür ederim güzel insan sevgiler kocaman...
@cem: emin ol mümkün ama nasıl sorusuna nasıl cevap verebilirim ki yaşarken...sanırım yaşamak lazım...
benim de hayali yolculuklarım var, gerçeği o kadar güzeldi ki ne kadar fazla sürerse bittiğinde o kadar çok canım yanar diye korkup vazgeçtim... şimdi herşey hayallerimde... eğer bir adamın dürüstlüğüne yeterince inanmıyorsan hayatın sunduğu seçenekleri de kısıtlamak zorunda kalıyorsun.
@Elif Gizem: ve bu yüzden en önemlisi kendimizi kısıtlamıyor muyuz sevgili Elif Gizem? kendimize bunu yapmaya hakkımız var mı gerçekten? o düşlerin de gerçek olmaya, yaşamaya ve yaşanmaya hakkı yok mu?
Yorum Gönder