Pages

AJANDAM/2

5.10.2010

*Bu yıl 9.su düzenlenecek olan Filmekimi 8 Ekim’de başlıyor. Atlas, Beyoğlu ve Cinebonus Maçka G-Mall sinemalarının 4 ayrı salonunda dünyanın belli başlı festivallerinde gösterilen ödüllü yapıtlardan ve usta yönetmenlerin son filmlerinden oluşan tam 31 film gösterime sunulacak. Pek çok filme daha şimdiden bilet kalmamış durumda hatta gala fiyatı üzerinden ek seanslar düzenlenmekte. Listem hazır hazır olmasına da bilet alma işlemine anlaşılan o ki ben yine geç kaldım.

*Pera Film’den “Arjantin’den Öyküler” programı... 5-10 Ekim tarihleri arasında çağdaş, bağımsız filmlerden oluşan bir seçki Tepebaşı’ndaki Pera Müzesi Oditoryumu’nda gösterilecek.

*Devlet Tiyatroları 2010-2011 sezonunu 1 Ekim’de açtı. Bu sene Vahşet Tanrısı, Profesyonel, İki Çarpı İki gibi geçen sezonda gösterilen oyunların yanı sıra Pir Sultan Abdal, Bedensiz Kadın, Ölüleri Gömün gibi yeni oyunlar da var. Bense bu sezonki açılışımı yarın akşam geçen sene seyredemediğim İki Çarpı İki oyunuyla yapacağım.

*Tiyatro deyince aklıma geldi. Yaklaşık 250 yıllık bir geçmişe sahip olan Türk Tiyatrosu’na dair, başlangıçtan bugüne kadar sahne almış tiyatro topluluklarının afiş, broşür ve fotoğraflarından imzalı maaş bordrolarına, mask ve oyun aksesuarlarından Osmanlıca ve Türkçe el ilanları, bilet ve davetiyelere kadar kapsamlı bir koleksiyonu görmek için Türvak Tiyatro Müzesi’ne de uygun bir zamanda mutlaka gidilmeli derim.

*TİM’de Chicago müzikali var, gitme isteği ve hevesi de var ama biletler dudak uçuklatan cinsten. En azından benimkini uçuklatıyor!

*İstanbul’da “Tarih ve Yıkım / Hayal-et Yapılar” projesiyle aynı adı taşıyan kent kültürü sergileri başladı. Projenin temelini İstanbul’un farklı dönemlerine ait ve farklı nedenlerle yıkılıp günümüze kadar ulaşamamış İncili Köşk, Direklerarası, Sadabad Sarayı, Levent İlaç Fabrikası gibi 12 yapı oluşturuyor. Çırağan Sarayı-Heykel Galerisi’nde 14 Eylül’de başlayan ve 17 Ekim’e kadar sürecek olan sergide ”1834 yılında temeli atılan Çırağan Sarayı, ilk yapıldığı gibi kalsaydı İstanbul nasıl gelişirdi?” sorusunun yanıtını bulmak mümkün.

*Belgeselci, gazeteci ve yazar Güneş Karabuda’nın objektifinden 50 yıllık bir dostluğun hikayesi; “Al Gözüm Seyreyle” / Güneş Karabuda’nın Yaşar Kemal Fotoğrafları” sergisi...17 Ekim’e kadar Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde yer alacak olan sergide Güneş Karabuda’nın 1956’dan beri çektiği fotoğraflara Yaşar Kemal’in metinleri de eşlik ediyor. Gitmeli ve görmeli derim.


Görsel: Deviantart

12 sayfa ekleyen:

Erkan Şen dedi ki...

Devlet tiyatrosu biletleri de neredeyse tükenmiş. Şehir dışında olduğum için ancak geçen hafta bakabildim. 15 ekimde esas perde açılışından sonra neredeyse hiç bir oyuna yer yok.

Özellikle "Ölüleri Gömün" tavsiye olunur. En kısa sürede izleyebilmek ümidiyle...

beenmaya dedi ki...

@Erkan Şen: sormayın zaman ayarladığımda maaşı bekliyorum, maaşı aldığımda zamanla ilgili sorunlar çıkıyor bir türlü denk getiremiyorum. Filmekimi'ne bu yüzden geç kaldım zaten...Dilerim tiyatroda bu sorunu yaşamam.

Ölüleri Gömün'ü ben de çok merak ediyorum. eğer izlemediysen Profesyonel'i ve vahşet tanrısı'nı öneririm ben de...

cem dedi ki...

bütün bu sanatın içinde kaybolmak ne güzel olurdu bazen. gerçekle bağlantıyı tamamen koparmak...

Brajeshwari dedi ki...

Beni de koluna tak, Sergilere götür Mayam :)

beenmaya dedi ki...

@gereksiz adam: gerçekle bağlantıyı gerçeğin içine girerek koparmak ama...

beenmaya dedi ki...

@Brajeshwari: sadece sergilere mi her yere gidelim biz seninle :))

Efsa dedi ki...

Biliyor musun bugün biletlerimi aldım. 13-18 kasım arası oradayım. Ner dersin ateş, sen, ben, arzu gidelim mi bir akşam tiyatroya yada var ise operaya.

beenmaya dedi ki...

@Efsa: ne güzel bir haber bu böyle yaşasın diyorum o halde :))

gideriz tabi neden olmasın siz yeter ki gelin de :))

atesinsesi dedi ki...

:)
kıskandım seni şimdi

beenmaya dedi ki...

@atesinsesi: kıskanma atesinsesi kıskanmakla vakit kaybetme mesela atla gel birlikte katılalım etkinliklere :))

cem dedi ki...

evet.. maksat kendi gerçeğinden kopmak.

beenmaya dedi ki...

@gereksiz adam: hatta belki de bu bahaneyle kendine, kendi gerçeğine dışardan bakmak...