Bir kapı eşiğinde bekliyordu, herhangi bir mevsimden kalma geçmiş zaman sözleriydi kendine yinelediği, eksik birşeyler vardı hareketlerinde, bir yarımlık, bir aksaklık, sanki uzatıp da elini kapatamadığı, adını koyamadığı bir yaşamdan üzerine hep hüzün, hep acı, hep yalnızlık esiyordu.
Üşüyen yüzüne baktım uzun uzun, ama okuyamadım zamanı. Ne bir kelimesine eklenebildim geçmişinin, ne de varlığım şimdiye değebildi, kendime bile yabancı kalıverdim bir anda, oysa o üzerine sinmiş eski zaman kokusu, hatırlayamayacağım uzun yollardan, yüzleşemeyeceğim anlardan, dile dökemeyeceğim hatalardan, çok uzaklardan geliyordu.
Hem herkesi andırıyordu, koca bir kalabalıktı kendini bile zor taşıyan, hepimizden bir parça vardı içinde, bir bakış, bir ses, bir yüz, bir iz, hem de bana, sana, ona, ardımda bıraktıklarıma, eski bir fotoğraf karesine, belleğin sakladığı pek çok ana, henüz düşlenmemiş bir yüze, hiç varılmamış bir zamana, hiçbirimize, hiç kimseye benzemiyordu.
Neden sonra farketti baktığımı. Gülümsedi. “Rüzgarın esmesini bekliyor şimdi yüreğim” dedi, belli belirsiz bir sesle. Bir aynanın karşısında kendi kendine konuşur gibiydi, zaman akmıyordu.
"Geçmişim, içimin denizinde can çekişen bir balık gibi, çekip de almalı, kurtarmalı onu artık. Alıp, aklımın kıyısından, anılarla beslediğim bir ömrün okyanusuna salmalı...”
*İlk yayın tarihi: 12/05/09’
**Görsel: Deviantart
Üşüyen yüzüne baktım uzun uzun, ama okuyamadım zamanı. Ne bir kelimesine eklenebildim geçmişinin, ne de varlığım şimdiye değebildi, kendime bile yabancı kalıverdim bir anda, oysa o üzerine sinmiş eski zaman kokusu, hatırlayamayacağım uzun yollardan, yüzleşemeyeceğim anlardan, dile dökemeyeceğim hatalardan, çok uzaklardan geliyordu.
Hem herkesi andırıyordu, koca bir kalabalıktı kendini bile zor taşıyan, hepimizden bir parça vardı içinde, bir bakış, bir ses, bir yüz, bir iz, hem de bana, sana, ona, ardımda bıraktıklarıma, eski bir fotoğraf karesine, belleğin sakladığı pek çok ana, henüz düşlenmemiş bir yüze, hiç varılmamış bir zamana, hiçbirimize, hiç kimseye benzemiyordu.
Neden sonra farketti baktığımı. Gülümsedi. “Rüzgarın esmesini bekliyor şimdi yüreğim” dedi, belli belirsiz bir sesle. Bir aynanın karşısında kendi kendine konuşur gibiydi, zaman akmıyordu.
"Geçmişim, içimin denizinde can çekişen bir balık gibi, çekip de almalı, kurtarmalı onu artık. Alıp, aklımın kıyısından, anılarla beslediğim bir ömrün okyanusuna salmalı...”
*İlk yayın tarihi: 12/05/09’
**Görsel: Deviantart
16 yorum:
uzun zaman yorum yapamadım yazılarına:/
şimdi düzelmiş oh be !:)
geçmişin bir balık...
şimdi umarım okyanustadır...
hepimizin umarım !
çok güzel yazı mayam.
Yaaşasınn ben de ulaşabiliyorum :)
Artık zamanıdır balığı salıvermenin
okyanusa..
Yeteri kadar kalıp can çekişmiş,okyanus özlemiyle o denizde..
Son parağraf her şeyi özetlemiş..
''Çok uzaklardan gelmiş olmak..''
Gelmek ve ''an''da hazır olmak..
Güzeldi..
Hem de çok güzel..:)
o üzerine sinen eski zaman kokusu
o üzerine sinen eski zaman kokusu
o üzerine sinen eski zaman kokusu
.....
Balığın(!) ihtiyacı sadece su.. okyanus olması şart değil.. bir kova su da olabilir bir havuz da!
@siyah karabatak: gerçi ben hala giremiyorum ya. işin tuhafı ilk girdiğimde bir soru olmuyor ama ondan sonra yine mahkeme kararı yazısı çıkıyor anlamadım ://
teşekkür ederim canım. öperim yüreğinden...
@özlem: ben ulaşamıyorum ://
@nani: saldım gitti zaten sevgili nani herkes için ama öncelikle kendim için bu en iyisi...
@Budeliçocuk: bugün radyoda dinlediğim bir haber üzerine düşündüm de yaşamak gerçekten de büyük bir maharet aslında. geçmişe takılmadan, geleceği çok fazla kurcalamadan şimdi'yi yaşamak...
çok teşekkür ederim sevgili Budeliçocuk...
@gereksiz zaman: sinmişse bir kere çıkmaz, çıkmıyor. ama bir şekilde onunla yaşamaya alışmak lazım. alışılıyor...
@hasret senfonileri: çok haklısın sevgili hasret senfonileri sadece birazcık su...
çok teşekkür ederim....
@bünyan: ne için diye sorsam :))
Kendinin gitmeleri yine kendine çıkarken, onsuz da geçmiyordu sanki zaman...
@Elif Gizem: nereye gidersen git yine kendine dönmez misin, kendine çıkmaz mı zaten yolun eninde sonunda? önemli olan bu yol üzerindeyken neler yaşadığın, neler yaşattığın, ve ne kadar eksilip ne kadar çoğaldığın...
Yorum Gönder