Bir yelkovanın telaşında akıp gidiyor yaşam. Aynada kendi suretim. Suretimde başka başka hayatlar. Eski bir fotoğrafa bakar gibi bakıyorum kendime şu an durduğum yerden. Tarihim yok. Kimliğim belirsiz. Bilinmeyen bir zamanda sıkışıp kalmışlığım. İçimde yer etmiş bir sıkıntının izlerinde her seferinde önce kendimi bulup, sonra yeniden kaybediyorum.
Bir akrebin zehirinde eksilip gidiyor yaşam. Her gün başka bir parçamı bırakıyorum ardımda. İçimde kalanlar, düşlerimdeki zamanlar, çalamadığım kapılar üşüşüyor belleğime. Üzerimdeki açıkları kapatıyorum son bir telaş. Dikiyorum yaralarımı. Ruhumdaki deliklere gücüm yetmiyor. İçimdeki boşluk anlaşılmasın diye her seferinde en güzel elbiselerimi giyip, en renkli makyajımı yapıyorum.
Ben zaman yoksunu kurulmuş saat. Bir yanılsamanın içersinde, tanımı olmayan bir öfkeyi taşıyorum. Her seferinde yineleyip kendimi iklimsiz mevsimleri yaşıyorum sil baştan. Yüreğimin sarkacı aklımın çıkmazlarında...Her salınışında kendi kendimin önce celladı, sonra kurbanı oluyorum.
*İlk yayın tarihleri: 02/12/08’ ve 14/12/09’
**Görsel: Flickr.com
Bir akrebin zehirinde eksilip gidiyor yaşam. Her gün başka bir parçamı bırakıyorum ardımda. İçimde kalanlar, düşlerimdeki zamanlar, çalamadığım kapılar üşüşüyor belleğime. Üzerimdeki açıkları kapatıyorum son bir telaş. Dikiyorum yaralarımı. Ruhumdaki deliklere gücüm yetmiyor. İçimdeki boşluk anlaşılmasın diye her seferinde en güzel elbiselerimi giyip, en renkli makyajımı yapıyorum.
Ben zaman yoksunu kurulmuş saat. Bir yanılsamanın içersinde, tanımı olmayan bir öfkeyi taşıyorum. Her seferinde yineleyip kendimi iklimsiz mevsimleri yaşıyorum sil baştan. Yüreğimin sarkacı aklımın çıkmazlarında...Her salınışında kendi kendimin önce celladı, sonra kurbanı oluyorum.
*İlk yayın tarihleri: 02/12/08’ ve 14/12/09’
**Görsel: Flickr.com
26 yorum:
bazı saatlerin kolları "akrepkovan"dır, bazı saatlerde..
-orada şimdi saat kaç değil?-
Önce celladı, sonra kurbanı. Hep ama... üzerinden ne kadar zaman geçse de bu hep böyle.
zaman her şeye ilaç değil...
ve hep eşyalardan medet umuyoruz gizlesinler diye. Gizliyorlar da değil mi?
"yok olup giden bütün umutlara... kurduğumuz tüm hayallere rağmen hiç değişmeyen dünyaya..." der ulis’in bakışı'ında. "üstelik zamanlama ve zamansal denklik sadece kadınlara özgü değildir, hepimiz bundan nasibimizi alırız ve hayat canım mayam, daha bugün biryerlerde dinlediğim gibi, bir seçim yapıp yürüdüğümüzde hep diğer yolun ardımızda ama birşekilde de aklımızda kalması olabilir mi...
ps; bir bardak kırılır, bir kadın içinden geçer, dikilir elbet kesikler ama her baktığında yıllarla eskiyen izi de sızısını da duyarsın, en azından ben duyuyorum, camın sızısını bile.
kucaklarım kocaman.
"Ruhumdaki sarkaç bir atıyor beni
cesaretin beyaz atına, bir çekiyor içeri ağulu korkuya." demiş birhan keskin, her kadının bir sarkacı var işte, onu gel-gitlerine salan,dengesini bozan ama sonra yeniden sarkacın salınımlarına uyduğunda kendi ritmini yeniden ve yeniden kuran.
Hepimiz her gün azalıyoruz nasılsa .Ha erken ha geç
Bitse de gitsek..
Zamanın akrebini öldüremiyoruz ah mayacım,ısırdıkça tedavi etmeye çalışıyoruz.
Her tarafımız yara bere içinde..
Yüreğine kurban!
Kubat & Yasmin Levy - İnce İnce
zaman içindekilere, yüzündekilere, dilediğin her şeye uysun mayam. Sana uyumlu olsun ve gelsin yanıbaşına uyumla otursun...
@kuzguni: bazı saatlerdeyse akıl başka yürek başka rakamların üzerinde...
burada bugünlerde zaman akmıyor.
@Parpali: değişen hiçbir şey yok hem de...
@İ.x.İ.r: zamanla geçmez. zaman geçer ama senden geçmesi gerek önce...
@Nehir İda: hem de nasıl. ve gizlemek, saklamaksa niyet en iyi becerimiz...
@y: ardımızda ve aklımızda kalanlar yüzünden yaşayamadıklarımız belki de...
yüreğinden öperim sevgili y.
@nil: bir ileri bir geri bir ileri bir geri...
@Ateş Böceği: bitmeden gitmek yok!
@ELİF: zaman kesiği ne de can yakıyor öyle değil mi...
@Azura :))
@Adsız: teşekkürler...
@Elif Gizem: olmaz ya dilemesi düşünmesi bile güzel öyle değil mi...
canım benim, hepimizin...
burda da zaman akmıyor
ama sızleyken dayanılır oluyor hıc degılse
optum mayacım
@öykü: zamanı anlamlı kılan içindekiler, sahip olduklarımız, yaşayıp yaşattıklarımız değil mi zaten canım öykü...
Zaman geçerken, aynalara yenilirken, biraz da hayatın kurbanı oluyoruz aslında. sonra da en çok kendi kendimizin sanırım.
@Elif Gizem: en başta ve en çok da kendimiz Elifim Gizemim...
Yorum Gönder