Pages

SAKLADIĞIM

6.06.2009
İçimin sıkıntısını daha da arttıracağını bildiğimden saatimin sıktığı bileğimi saklıyorum kendimden. Peki ya gözlerimi nasıl saklayacağım zamandan, işte bunu bilmiyorum.

Akrep, koyu renkli vedaların vaktinde şimdi. Yelkovan peşi sıra takipte. Satır aralarından sızıyor gidişin zehri, hüznün acımtrak tadı kalıyor dilimin ucunda, hayat böylesi zamanlarda içimde başka türlü atıyor, daralıyor yüreğim, susuyorum.

Meğer bundanmış diyorum fark edemeyişimin umarsız tavrına şaşırarak. Bundanmış işte kaç zamandır üzerime yüklenen bu ağır kalabalık, dinmeyen baş ağrım, saçmalamalarım olur olmaz, geç kalışlarım, gerçeklerde kaybolup rüyalarda bulunuşlarım, hüzün üstü dalgınlığım, sığınışlarım sağa sola uçsuz bucaksız, ama hepsinden önce kendimden kaçışlarım, hep bu yüzden...

Unutmak değil bu diyorsun, olamaz. Ağzından çıkar çıkmaz unutuluyor oysa benden yana tüm kelimelerin. Ardından görünmez bir iz kalıyor, hiç gelmemişsin gibi...

İçimin sıkıntısını daha da arttıracağını bildiğimden saatimin sıktığı bileğimi saklıyorum gözlerimden. Peki ya gidişini nasıl saklayacağım kendimden, işte bunu bilmiyorum.


Görsel: Deviantart

30 sayfa ekleyen:

Evren dedi ki...

gecenin, vakti kovalamayan saatleri bunlar... sıkıntının çöreklendiği, sıkıntının giderek zamanın ağır aksak temposunda sürüklendiği... seslendiğin ama duyulmadığın...

Ateş Böceği dedi ki...

İnsan şu hayatta en çok kendini kandırıyor sanırım ve yine en çok kendisini acıtıyor .Saklamak ve saklanmak istediğim ne çok an var aslında ve bunların toplamı yine kendimize döndürüyor bizi arayıpta bulamadığımız o çocuğa sanırım ...

sevgilerimle

birkadin dedi ki...

siir gibi...

atesinsesi dedi ki...

epeydir kimi bloklarda rastlıyordum size. bugün okuyayım dedim

yaşamın seyir günlüğünü tutan yazılarında başka bir tad var, umarım ilk günkü simli gülüşüne o alyoşalık günlerinin deli fişek çoşkunluğuna geri dönmeyi bir kez daha başarabilirsin...umarımki

sevgiyle

Arzu Eylem dedi ki...

'Hayattaki en büyük değişken insanın kendisiymiş... Yoksa dünya hep aynı yöne dönüyor. Güneş hep doğudan doğup, batıdan batıyor. Ay şu ana kadar ki hallerinden memnun başka bir hale bürünmüyor. Mevsimler hep aynı sırayla birbirini takip ediyor. Zaman, yelkovanla akrebin mücadelesine şahitlik etmeye devam ediyor. İnsan mı demiştim, işte o hep değişiyor... Tüm bu döngülere inat...'

Bileğimizi sıkan saatler diyor ki; şimdi değişme vakti, saklanmama, sakınmama ve bileğimizi sıkan tüm saatleri çıkarıp atma zamanı...

Öyle değil mi? Muhtemeşem kelimlerin ve o güzel yüreğin sahibi dostum:)

OlurÖyle dedi ki...

bunu nasıl yapıyorsun, keşke ben de yazabilsem dediğim cümleler.."gidişini nasıl saklayacağım kendimden?" ne cevapsız soru..

Unknown dedi ki...

Susmak düşer bana..içe işleyen kelimeler.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Saklayamazsın ki, o gidişler saklanamaz ki...

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Canım o kadar duygusal bir durumdayım ki şuan gözyaşlarımı tutamadım satırlarında. Yüreğine sağlık.

Seyyah dedi ki...

bazen saklamak yerine karşına koyup seyrine bakmak daha iyi olabiliyor, acıtıyor ama kısa sürüyor. karşında görmeye alışıyorsun.. en azından her örtüyü kaldırdığında orada bulmaktan daha az acıtıyor. bir nevi yüzleşme yani..

koyusiyah dedi ki...

bak ben saklamadan seni ayakta alkışlıyorum..Kendimden çok fazla şey buldum inanılmaz güzel bir yazı..

ELİF dedi ki...

Kaç kez sorgulayacaksın kendini,
her gidişlerde..
Kaç kez beyaz sayfalar açıp,
kaç kez yırtacaksın..
Yırtılan her sayfada,
kaç yürek bırakacaksın..

y. dedi ki...

sakladıkca daha çok acımaz mı yüreğimiz,kavga etmez mi kendimizle.
şairin dediği gibi;

bir kabuk icinde
birbirinden ayrilmaz
(:)
ask ve aci yuregimde
ikiz badem icidir.

biran önce söylemelisin yüreğine,ki yürekler yıkılmaz kaleleridir aşkımızın.

İDEA dedi ki...

Sözlerine söz değmeye geldim.Değmelimiyim onuda bilemedim.
''Bırak kapansın artık''lı sözler gelsede dilime yüreğimin yaşanmış yanı ''bir tebessüm bırak git'' dedi yüzüme.Şimdi bırakacağım tebessümün acı izlirini görme.Umut olsunlu yanını tut ve koy vitrine.

sufi dedi ki...

Kendinden saklayamadığın gidişleri; bileğini sıkan saatini çıkararak ,ani dönüşlere, gidenlerin geri gelmesine dönüştürebilirsin belki.Bir kova su dök gidenin ardından "su gibi git su gibi dön" de istersen, haftaya kalmaz gelecektir inan.Büyü gibi değil mi? sevgilerimle.

Vladimir dedi ki...

Zaman hepimizin üzerinden ağır ağır geçiyor, hepimizin üstünde farklı izler bırakıyor.

Adsız dedi ki...

bilegini saklama gozlerinden, goreceksin o saat'le, zamanla nasil cozuluyor dugumler birer birer. hani guzel bir salincagin vardi, hani tum uzguntuleri naftalinlerle sandiklara sakliyorduk.

sen de yapabilirsin bunu canim benim, zamanla, yavas yavas, hepsi gececek..

ABİ dedi ki...

saat= zaman, bilek= damar, kan, yaşam....

zamanın yaşama galip gelmesine izin vermemek lazım, kanımca...

gevşet...

vay beee....:)))

beenmaya dedi ki...

@Evren: seslendiğin ama duyulmadığın belki de kendine hiç bu kadar uzak ve hiç bu kadar yakın olmadığın...

@Ateş Böceği: ve de ençok saklandığımız yerlerden vuruyor zaman en çok sakladığımız yerlerden acıtıyor canımızı öyle değil mi...

@gorkem: hayat gibi...:)))

beenmaya dedi ki...

@atesinsesi: öncelikle hoş geldin yaşamın seyir defterini tutmaya çalışan satır aralarıma ve güzel dileklerin için çok ama çok teşekkürler :)))

o günlere geri dönmek mümkün müdür sanmam çünkü ne döndüğün yer aynı kalır gidişten sonra ne de sen. ama en azından o günlere dair, iyi şeylere dair hep iyi niyetler taşımaya çaışıyorum içimde. be kaybettiğim yerlerde, zamanlarda kazanmaya çalışıyorum...umarımki yapabilirim bunu sevgiler :))))

@Arzu: saklanıp sakınma vakti değil olduğu gibi kendini görme, görebilme vati öyle değil mi masalcı'm...

@Karakutu: cevapsız mı sahiden yoksa bir cevabı var da aslında kimse vermek istemiyor mu en başta da bizler...bu arada güzel sözlerin için çok teşekkürler :)))

beenmaya dedi ki...

@hayatınortasında: ses susma. az ve öz kelimelerine ihtiyacımız var her zaman...

@özlem: belki de saklanmak istemiyorlar zaten ne dersin...

@Muhabbet Çiçeğim: sen sadece sevinçten ağla eğer ağlayacaksan tamam mı...

beenmaya dedi ki...

@Nily: ah işte keşke o cesareti en başta gösterebilsek ama öyle çok korkuyoruz ki acıdan. o acıyı yaşayıp da tüketmeyi dindirmeyi geride bırakmayı deneyemeyecek kadar hem de...

@koyusiyah: teşekkür ederim de ayakta alkışa falan gerek yok yahu o kadar da değil :)))

@Elif..den: sorgulamak yerine kalanlarla yaşamayı, kalanları yaşatıp bitirmeyi ve geride bırakmayı öğrenene kadar sanırım...

beenmaya dedi ki...

@y.: ah işte korkutan tek şey can acısı, yürek acısı...yoksa söylemek lazım elbet sadece sözde bırakmadan yaşamak, yaşatmak lazım hatta...

@İDEA: "bir tebessüm bırak da git" işte bunu çok sevdim ve emin ol o umutlar vitrinin en ön en üst yüzünde :))))

@sufi: hayatın kendisi herşeyiyle büyü gibi değil mi zaten sevgili sufi...yaşamak lazım, yaşamak ve öğrenmek öyle değil mi...

beenmaya dedi ki...

@Vladimir: her seferinde şöyle bir çarpıp geçiyor silkeleniyor, yalpalıyor, gidip gidip duruyor ama hep geri dönüyoruz şimdiki zamana...

@liladreams: o zaman koydum başımı omzuna salıncağın bir köşesinde ve dinliyorum seni. şimdi dinlenme vakti...

@Abi: güzelllll :)))

a. dedi ki...

Akrebin yelkovanı takip ettiği gibi düşüyorum bir şeylerin peşine bazen. Durdurulmayan hislerin ardından koşuyorum. Öyle bir zaman diliminde öyle bir dil dökmüşsün ki bu gece toparlanmak yok sanırım.

beenmaya dedi ki...

@a.nur...: tuhaf ama aslında herşeyin sebebi kendimiziz çoğu zaman. kendi kendimizin celladı ve kurbanı oluveriyoruz bir anda zaman akıp gidiyor oysa...

nox dedi ki...

ne tuhaf değil mi,
saat zamanın geçtiğini göstermekte.
ama analog kol saati en fazla 12 saatin geçtiğini göstermekte.hadi diyelim 24 saat...kronometre mantıı...saate bakıyorsun 7 kere 24 saat +4 tanede 1er saat geçmiş..zaman saatlerde..

düşünsene,tuhaf olan da bu, kolunda 365 farklı renk,sayı,gün...herbitri farklı.30 tane 365 gün.belki her günü ayrı yaşamamak en iyisi.çok gün aynı, özel günler ayrı.fark etmiyorsan 16 saatle 5483 saat arasında fark var mı?
herneyse, sana güneş enerji ile çalışan barometresi olan yükseklik ve sıcaklık gösteren ve aynı zamanda saat özelliği de olan bir saati hediye etmişim gibi farz et,kabul buyur,güle güle kullan, ha sıkmasın gönlünü,sonucta yürek enerjisi ile çalışan saatlerde imal edilebilir; kalp gibi..
herneyse, mutlu kal

beenmaya dedi ki...

@beyazmavi: bir de senin saatin var, senin zamanın. dışında akıp gidenden farklı sende akıp giden yada tek bir söze, bakışa, yaşama kitlenip kalan anın...

Tayfun dedi ki...

60 Adımlık

"Seni aramaktan çok bulmaktan korkuyorum, çünkü seni her buluşumda senden kaçmak zorunda kalıyorum…"

diye hüzünle söylenirmiş, saatde bir kere, yelkovan biricik akrepe.

Her geldiğinde gitmek, gittiğindeyse dönmek zorunda mısın? Bunu yapma ne olur, kal benimle, biliyorum durman için zamanın da durması gerekecek, o halde dursun lütfen… Dursun ve sen kal benimle lütfen…

diye cevap verirmiş, saatde bir kere, akrep heyecanlı yelkovana.

beenmaya dedi ki...

@Tayfun: "Geçerken uğramış olsa zaman. Kendi hızından kendi başı dönmüş olsa, bir nefeslik mola istese, gelip oturuverse yanımıza tam da biz en güzel halimize bürünmüşken. Konuşmaya başlasak oradan buradan derken derin, koyu bir sohbetin içinde bulsak kendimizi, hiç bitmese istesek, zaman bile kendinden geçse, kendinin nasıl geçtiğini anlayamadan hem de…Sonra kalkıverse aniden, biz kalsın diye bakarken o bırakması gereken anılardan, yaşanması gereken bu anlardan, varılması gereken yarınlardan bahsetse, dur diyemesek, durursa eğer yaşamın durup da kalacağı, bir daha atmayacağı yürekleri, kendini gizleyenleri, her adımı izleyenleri, yolunu gözleyenleri düşünüp de susuversek sorgusuz sualsiz. Giderken bir parça bıraksa kendinden, unutmuş gibi yapsa, seslenmeyip ardından unuttuğunu varsaysak bizde. Ve biz hep o en güzel halimizle kalsak,unutulan ama unutmadığımız o anda, zamanda, hayatta, kendimizde, birbirimizde…"

yazının tamamı; http://beenmaya.blogspot.com/2008/11/geerken-urayan-zaman.html