7.09.2009

KESİK

Sımsıkı kapadığı avucunu açtı yavaşça
İncecik bir çizik ve üzerinde kan; kırmızı...
Kağıt kesiği, dedi soran bakışlarıma
Zamanla geçer...

Sımsıkı kapadığı içini açtı yavaşca
İncecik bir çizik ve üzerinde an; kırmızı...
Zaman kesiği, dedi soran bakışlarıma
Yaşadıkça geçer...

Sımsıkı kapadığı aklını açtı yavaşça
İncecik bir çizik ve üzerinde dil; kırmızı...
Söz kesiği, dedi soran bakışlarıma
Anladıkça geçer...

Sımsıkı kapadığı yüreğini açamadı bir türlü
Göremedim içindekileri
Aşk kesiği, dedi soran bakışlarıma
Zaman, yaşam, anlam eksik kaldı hep
Geçmek bilmedi...

*Bu yazı sevgili meltem'e...


Görsel: Deviantart

36 yorum:

Evren dedi ki...

bir de ustura kesiği vardı, sanki hepsinden daha derindi...

Ateş Böceği dedi ki...

AŞk kesiği geçmez belki ama yeni bir aşkla yaraları sarmak mümkündür belkide..

Ful yaprakları dedi ki...

kağıt kesiği en berbat kesiklerdendir canını çok yakar, sızım sızım sızlar,
ama en kolay o kesikler kapanır:)

İyi bir hafta diliyorum canım,

öykü dedi ki...

Gercekten cok guzel bı anlatım..
Kutlarım arımayacım.

İDEA dedi ki...

ANLA'dıkça geçiyor doğru.

meltem dedi ki...

MÜKKEMEL AMA MÜKEMMEL Bİ ANLATIM..

Adsız dedi ki...

"sımsıkı kapadığı sayfasını açtı yavaşça
İncecik bir çizik ve üzerinde his;kırmızı
Duygu kesiği,dedi soran bakışlarıma
Paylaştıkça geçer"...

sadeceselin dedi ki...

tedavi edilebilir kesikler ama oyle degil mi? Bir kesik var ki "ölüm kesiği" bir ona care yok bu hayatta.

Pilli Petro dedi ki...

kızım pisiko musun len dağıttın beni burada :(

"İncecik bir çizik ve üzerinde dil; kırmızı...
Söz kesiği, dedi soran bakışlarıma"

ben en çok bunu tuttum :)

atesinsesi dedi ki...

çıtırtısı duyuldu ateşin
kavlandı gene yıldızlar...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Aşk kesiği bence hepsinden beter Mayacığım.
Yüreğine sağlık...

meltem dedi ki...

of ya sinir ne güzel yazmışsın valla bi daha bi daha okudum ezberlicem ha az kaldı:)

İ.x.İ.r dedi ki...

Zor..yaşamak da yaşatabilmek de..

Seyyah dedi ki...

belki de en büyük hatayı kesiklerle tanıştığımızda yapıyoruz.

zamanla geçer...
yaşadıkça geçer...
anladıkça geçer...

diyoruz.

geçmesini beklerken, aşktan geçiyoruz. küçük kesikleri yürekte misafir edip, derin yaralara çeviriyoruz. belki de...

Aşk ve Zehir dedi ki...

Kağıt kesti,yaktı canımı
geçti 1-2 güne kadar
Zaman kesti,çizgiler eklendi
olgunlaştım
Söz kesti,kırıldım
öğrendim hayatı

ve AŞK.. kesti,kanattı yüreğimi ama
olgunlaştırdı ve öğretti
Ama akıllandırmadı,hala peşindeyim..

beenmaya dedi ki...

@Evren: o hep vardır zaten, hepimizde mutlaka. izi öyle derindedir ki kimi zaman biz bile unuturuz...

@Ateş Böceği: yaranın nedeni aynı zamanda ilacıdır da diyorsun olabilir :)))

@Ful Yaprakları: bazı yaralar ilk başta çok acıtır kağıt kesiği gibi ama sonrasında çok çabuk iyileşir ve unutulur. ama bzıları ilk başta acımaz o kadar, acıtmaz. zamanla anladıkça, yaşadıkça daha derinleşir ağrısı, sızısı daha çok acıtır...

sana da canım iyi haftalar bu arada :))

beenmaya dedi ki...

@öykü: teşekkür ederim canım benim öperim :))

@İDEA: ama işte ANLA'mak değil mi en zor olanı...

@meltem: teşekkür ederim hem de çok :))))

beenmaya dedi ki...

@Adsız: paylaştıkça kesmesi dileğiyle o halde teşekkürler :))

@Galadriel Ar Feiniel: ölüm kesiği, ustura kesiği gibi değil mi zaten acısı da çok, sızısı da...

@Bekriya: psikoyum ben evet ama sen de öylesin yalan mıııı :)))

beenmaya dedi ki...

@atesinsesi: geliyor mu sesim yıldızlarla sana hem sen gözünü kapasanda yıldızlar hep orada...

@özlem: kapanması en zor olanlardan biri öyle değil mi...

@meltem: :))) o zaman hemen altına ismini yazıyorum. eğer sence sakıncası yoksa senin olsun bu yazı ne dersin :))

beenmaya dedi ki...

@İ.x.İ.r: hem de ne zor. ama yaşanıyor işte ama eksik ama yarım yaşayıp gidiyorsun...

@Nily: belki de Nily belki de...çok güzel bir bakış açısı sunmuşsun bu noktada. öyle çok şey yazılır ki bunun üzerine şimdi...

@Aşk ve Zehir: her kesik bir artı aslında hayatımızda görmesini, yaşamasını bildikten sonra...

aşk söz konusuysa koşmaya devam boşver aklı fikri aşk akıl işi değil ki öyle değil mi :)))

Vladimir dedi ki...

Çok eski bir şarkıyı hatırlattı bana bu yazdığın güzel şiir. Ayşegül Aldinç usul usul söylerdi;

Karardı birden yakuta benzeyen
Kırmızı kadeh avucumda....

Aşk kesiği de geçiyor bazen, uzun sürse de..

beenmaya dedi ki...

@Vladimir: bilmez miyim o şarkıyı :)))

ve evet geçiyor ya da geçmiş gibi yapıyor en azından kandırıyor bizi :))

kandırıyor dedim de o mu bizi kandırıyor biz mi onu yoksa biz en başta kendimizi mi kandırıyoruz bak nereden nereye vardım kendi endime şimdi iyi mi :)))

meltem dedi ki...

bana mı? nasıl ya? şaka gibi?
çok gururlandım çok naziksin canım yaa...
e bu yazıları yazan bir insanın ancak bu kadar naif ve nazik bi ruhu olabilir
ay yaşasııın yaaaa::))

beenmaya dedi ki...

@meltem: niye şaka olsun yahu sana tabi...

hatta düşüncelerini -sinir olduğunu bile- bu kadar içten, doğal ve samimi olarak ifade eden sana az bile ama ne yapayım ki elimden gelen budur böylesi karalamalar sadece :)))

Hayat dedi ki...

Bana çağrıştırdığı, iki-üç yıl önce mail adresime gelen bu öykü... (ki çok etkileyici bulmuştum)
Sonra, blogların birinde rastladım aynı öyküye ve bir kopyasını aldım.
Şimdi de sizlerle paylaşmak istedim.
Yine 'damar' dan girmişsin Maya...
Sevgiler...

http://birdilimsohbet.blogspot.com/2009/04/mucizevi-mandarin.html

beenmaya dedi ki...

@Hayat: böyle bir öyküyü hele ki en sevdiğim yazarların başında olan (http://beenmaya.blogspot.com/2009/01/en-sevdiim.html) aslı erdoğan'ın kaleme aldığı bir kitaptan bir öyküyü çağrıştırdıysa yazdıklarım ne mutlu bana :)))

bu aralar aşk damarlarım kabardı o yüzdendir :))

Adsız dedi ki...

yüreğindeki herşeyi yumruğuna gömüp sımsıkı kapamak..

beenmaya dedi ki...

@ikkuş... minikkuş.. yavrukuş...: kapamak yerine açsak herşey daha mı kolay olur ne dersin...

Hayat dedi ki...

(http://beenmaya.blogspot.com/2009/01/en-sevdiim.html)
adresine gittim.
Orada da 'Tutsak' a takıldım.
Onun yazdıklarını okursan hatırlayacaksın.
Tesadüf mü diye bir soru sormuş, zihnini meşgul eden şeylerin karşına çıkması.
Sen de bilemediğini söylemişsin ya da buna yakın bir cevap vermişsin.
Tesadüf yok canım, denk düşürülmeler var.
Yolunu seçiyorsun ve devamı geliyor.
Sen de şaşırıyorsun yaşadıklarına...
Bu arada sesli yazılarla ilgili girişimine de baktım onun..
Ben 3 yıldır sesime endeksli tarayıcı sevdasındayım.
Sesimden klavyeye dökülsün istiyorum.
Bunu yapamadım ama bir program buldum.
Onunla kayıt yapıp 4sharedcom'a upload edip yayınlıyorum.
Bir örneği aşağıdaki adreste, dinlemedi isen dinlemeni öneririm.
Belki arkadaşlarından düşünen olursa da faydası olur.
1 dakika süre kısıtlaması yok. Kaç dakikalık ses kaydın varsa okuyorsun.
Sevgiler...
Ses kaydı:
http://hayateylul.blogspot.com/2009/09/nihayet-cennetin-dogusu-jsteinbeck.html

beenmaya dedi ki...

@Hayat: denk düşürülme evet haklısın bir şekilde karşına çkıyor işte...

sesli kayıtla ilgili bilgiye de çok teşekkürler. ben teknik olarak bu konuda birşey yapamadım ama yapan arkadaşlara ilettim bilgiyi sağolasın...

Kali Rind dedi ki...

çok güzel bir şiirdi. Ekleyecek hiçbirşey bulamıyorum.

beenmaya dedi ki...

@Kali Rind: senden, senin gibi bir kalemden böyle bir yorum almak büyük bir onur benim için. çok ama çook teşekkür ederim. sevgiler selamlar :))

Unknown dedi ki...

Çok kırık bir insan kalır geriye... geçmez.

Çok beğendim şiirinizi. Sevgiler.

beenmaya dedi ki...

@mustafa tr: geçmez, geçmiyor ne yazık ki...

çok teşekkürler sevgiler...

Tayfun dedi ki...

Aşk bir tanedir, ne yenisi vardır ne de eskisi de...
Olur da bulursanız asla kaybetmeyin, yok bulmamış iseniz sakın aramayın...
Çünkü aşk tutmaya kıyamadığımız o kar tanesidir, güneşin sıcağına gelemez, yerin çekimine karşı koyamaz .
Anlıktır. Yaşanır ve bir zamanlar orada olduğunu yalnız ama yalnız geçiremediğimiz o yaralar anlatır...
Varsın olsun, başka türlü sevgimiz; kanımız nereden akıpta özgürlüğe kavuşacaktı...

Gerçi sevgimize sorsalar özgürlük mü? tutsaklık mı?
"Ben hep onda kalsam olmaz mı?" derdi, orası ayrı...

beenmaya dedi ki...

@Tayfun: özgür veya tutsak yapan biz değil miyiz biraz da...

bırak akalım sonsuzluğa
bırakalım sonsuzluğa...