Pages

UTAN/MAK

10.09.2009
Dün sabah yaklaşık 5 saat süren çabalarıma rağmen işyerime varamadım ve yağmur altında küçük bir İstanbul turu yapmış olarak yarı yoldan eve dönmek durumunda kaldım. Şaşkın, sinirli ve öfkeliydim yaşadıklarıma ama sustum, içime attım. Ben eve varabildim varmasına da bu sefer İkitelli yollarında servis aracı içersinde bir süre mahsur kalan kızkardeşimde kaldı aklım. Şaşkınlığın, sinirin ve öfkenin yanına endişe, merak ve korku da eklendi. Annemin panik haline karşılık benim serinkanlı olmam gerek diye düşündüm; yine sustum ve yine içime attım. Derken eski ve yakın bir dostun babasının saçmasapan bir cinayete kurban gittiği, annesinin de yoğun bakımda olduğu haberini aldım. Varolan hislerime eklenen yenilerine bir ad koyamadım; tanımsız kaldım.

Bütün gün televizyonlarda yaşanan felaketle ilgili haberleri izledim, görüntüleri seyrettim. Kendi yaşadıklarımın koca bir hiç olduğunu kahrolarak fark ettim. Megakent İstanbul’un, Avrupa kültür başkentinin içler acısı halinin başımızdakiler tarafından “derenin intikamı”, “insanların suçu” olarak tanımlanmasını bu sefer şaşırmayarak dinledim. Derken insanlar can derdindeyken mal derdine düşen bazı kendini bilmezlerin “yağmalama” olaylarına, hatta bir vatandaşımızın “ne yapıyorsunuz” şeklinde kendisine uzatılan mikrofona yüzünde pis bir tebessümle ve ağzında eveleyip geveleyerek “insanlar oruç tutmazsa böyle olur” şeklindeki açıklamasına denk geldim. Ve sonra düşündüm kendi kendime içim acıyarak. Gerçekten bunların sorumlusu insanlar değil miydi aslında, biz değil miydik? Kaybettiğimiz zaman, mal ve en önemlisi canlar için hani sürekli kendi kendimize şikayet eden ama bir türlü ses çıkart/a/mayan, değiştirmek adına bir şey yapmayan, en azından çabalamayan ben, sen, o, bizler değil miydik biraz da...

Sizi bilmem ama ben kendi kendimden utandım...

26 sayfa ekleyen:

İ.x.İ.r dedi ki...

Burası Türkiye!Sorumsuzluğa çarptık,batıyoruz!!.. Malesef suç yine saçma bahanelerle insanlara yıkılıyor .. malesef..

LoLLa dedi ki...

ses cikarmadigimiz icin duzelmio :(
ama cikan sesler de o kadar az ki susturulmasi cok kolay oluo :(
bush'u protesto icin neler yapildi ama mudahale de seviyeliydi, burda adam açim diye yazar kasasini meclis onunde atti diye senelerce icerde kaliodu az kalsin.
alakasiz bi ornek oldu ama durum bu:(

:'(

Adsız dedi ki...

o "oruç tutmadıkları için böyle oldu." diyen insana benzer şey, bikaç dakika sonra o yağmaladığı eşyaların arasında bulduğu bir cüzdanın içini karıştırırken görülüyor.

o da müslüman, biz de müslüman şimdi. buyur bakalım.

İDEA dedi ki...

MAYA;
Utanan hep biz olmuyor muyuz zaten?Bırakalım da artık utanması gerekenler utansın.Ama utanmak için insanda erdem olmalı,gurur olmalı,halsiyet olmalı.Bunları üzerinde taşıyorsan insansın.Yok bunları bir kenara koyup ''boşverrrr'' deniyorsa benim söyleyecek başka sözümde kalmaz.Yine üzülen,utanan biz oluruz.

aysema dedi ki...

Ar damarı çatlamış bunların.

Ne yazsam anlamsız geliyor. Yazamadım bir şey. Son olsun demek istedim, olmayacağını biliyorum.

Susma, sustuğumuz için sırayız desem, işe yaramayacak. Biz yine kendi kendimize söylenip duracağız.

Belki SÖYLENMEYİ BIRAKIP TOPLUCA GERÇEKTEN SÖYLEMEYE BAŞLARSAK biraz etkisi olur? OLUR MU Kİ...

Damlo dedi ki...

o adamın pişkinliği beni benden etti hem sıvı sabun derdinde hem misyonerlik. nedir yani bu kadar cehalet sınırımız yerlerde

Ateş Böceği dedi ki...

Bu dünya böyle insanların pişkinliklerine şaşırmıyorum artık....

Utanmak mı hangi utanmak insanlar bir birlerini yağmalıyorlar ..Ete üşüşen leş kargaları gibi

Utanıyoruz çünkü bizde hala vicdanımız var..

Başın sağolsun canım bu arada

atesinsesi dedi ki...

insan kimi bir gül yaprağı olup yaşlı bir kitabın içinde kurumak istiyor...
ama bırakmıyorlar görüyorsun.

yüreğinden öpüyorum

öykü dedi ki...

Keske sen degıl de
utanması gerekenler ! utansa....

coffeé dedi ki...

başın sağolusun peri'm...
yapmadıklarımız, duyarsızlıklarımız sonucunda işi oruç tutmamaya vardırmak buradaki "müslümanlar"ın tek kaçışı. 17 ağustos'ta eşleriyle eğlenen subaylar yüzünden olmuştu ya, malzemeden çalan, binaları yaparken bodoslamasına inşa eden müteahhitler yüzünden değil.
utancımsa kelimelerle anlatılamayacak cinsten...

yüreğinden öperim...

paNDuf dedi ki...

Ben eskiden yağmuru severdim Özlem...
Artık sevmek gelmiyor içimden...

mor kedi dedi ki...

"insanlar oruç tutmazsa böyle olur”

acıyorum halimize.. bu hallere..
yağmalayacılara...
yalakçılara...
körlere...
bize..
hükümete..
acıyorum .. ve utanıyorum insalığımdan....
utanması gereken kim var varsa hepsi adına utanıyorum insalıktan...

mor kedi dedi ki...

canım bir de başın sağulsun ...=( demeyi unutmuşum

İ.x.İ.r dedi ki...

mayamm ödülün var:)

Hayat dedi ki...

İçimde derin bir sızı...
Günler- geceler boyunca beni yorgun düşüren rüyalarla uğraşıyorum.Hayırlara çıksınlar diyorum ancak.
Ben de âfet bölgesine çok yakınım.
Kızım işe giderken apartman komşumuz: 'Nereye gidiyorsun kızım, yollar kapalı, polisler geri çeviriyorlar', demiş.Sağolsun.
O gün sahurdan itibaren su ve elektriğimiz tâ iftara kadar kesikti.Binada jeneratör ve su deposu yok.
Yağmur yağdıkça dua ettim.
Oğlum normalde Anadolu yakasında oturuyor, gece gelmişti, sahurda ayrıldı bizden trafiğe kalmamak için.
İyi ki de ayrılmış, diye düşündüm sonra.
Telefon şarjım sıfıra yakın, 3 tane bataryası olmasına rağmen hepsi boş, öyle rastladı.
Ev telefonuna yönlendirdim, ulaşılamadığında.
17 Ağustos'ta da İstanbul'daydım ben.Uyanıktım, sabah bir yolculuğa çıkacaktım, hazırlanıyordum hesapta.
Evin giriş katındaydım ve pencereden dahi atlayabilirdim, yapamadım.
Üst katta annem ve büyük kızım vardı. Küçük kızım karşı komşuda yatıya kalmıştı.
Benim atlamamam onları kurtarmayacaktı biliyorum ama yapamadım.
45 saniye asırlar gibi geldi, uzadıkça uzadı.
Her ân, bitiyor duygusuyla bekledim yalnızca.
En çok da neye üzülüyorum biliyor musun Maya?
İnsanların gönülleri ne kadar daralmış, sevgiye, anlayışa, hoşgörüye hiç yer kalmamış mı?
Bir insan karşısındakinde bir kusur görüyorsa, o kusur kendinde de vardır.Olmasa göremezdi, diye okuduğumda hayrete düşmüştüm.
Böyle bir durumda hem karşımızdaki insandan hem de bizden bu kusuru gidermesi için dua etmeliymiş.
Benim ılımlı, radikal, ateist, degist, paganist... pek çok düşünce ve inanç sisteminden arkadaşlarım oldu ve onlarla iletişimde sorun yaşamadım.
Bütün iş, insan olabilmekte zannederim.
İnsan olabilmek zor zenaat!...
Evreni döndüren güç sevgiyken nasıl bu kadar itham edici olabiliyoruz?
Eli kalem tutanlar, lütfen, elimizi vicdanımıza koyalım.
Ortada bir sorumlu varsa, gelişimini tamamlayamamış insan olgusuna aittir.
Düşünce ve inanç sistemlerine değil.
'Cahilin dili akrebin iğnesi gibidir' derdi rahmetli babam.
İyi ki onun gibi bir babam olmuş, her bir yaşadığım olayda mihenk taşları gibi karşıma çıkıp yol gösteriyor anlattıkları.

Arkadaşlar, yıkmak, bölmek, parçalamak kolaydır. Bize düşen yapıcı, onarıcı, birleştirici olabilmek, tüm gücümüzle güzeli yaşayıp güzel örnek olabilmek değil midir?
Ne söylersek söyleyelim, hayatımızla örtüşmüyorsa etkili olamaz.
Bir davranışı, söylemi, eylemi, inanç ya da ideolojik sistemlere mâl etmeyelim arkadaşlar.
Eksiklik varsa bilip ya da bilmeyip, yapabilemeyenlerdedir ancak, diyorum.
Maya' cığım sana geçmiş olsun, başınız sağ olsun dileklerimle sevgilerimi iletiyorum.
Yarın için uyarı var yine, lütfen yakınlarını da uyar, evden çıkmayın canım.
Sevgiler...

Biraz dedi ki...

Ben bu yagmacilari gordukce utanmaktan cok, tiksinti duydum boyle insanlarin icimizde barinmasindan. Birbirimize yardim etmek varken tutup hirsizlik yhapiyorlar, cana mala kast ediyorlar.
Bazen dusunuyorum anasina babasina boyle davransalar ne yaparlar...ama sonra farkediyorum ana baba bile tanimiyor ki bunlar!
:((((

meltem dedi ki...

aman ne halt edeceğimizi düşünüyorum da, nasıl sesimizi duyurucaz nasıl birlik olucaz,
hala gözünü açamayan insanları nasıl uyandırcaaz bilmiyorum ki:((

Vladimir dedi ki...

İnsanlarına değer vermeyen bir ülkede yaşıyoruz. Utanmaları gerekenler ise utanmamaya devam ediyorlar.

efsa dedi ki...

İki gündür hayvan barınağındaki olanlara orada çaresiz balçığa bulanmış hayvanlara ellerinden geleni yapan arkadaşlarımız var.

bir sürü masumun da suçu var o zaman. Bunlarda mı kefaret.

Vlademir demiş ya insanlarına değer vermeyen diye, senden muhtaç ve daha aciz, kendini koruyamayan birçok canlıya bile değer vermeyen bir ülkede yaşıyoruz diye eklemek istedim.

O çamurun altında ölmüş yavru köpek ve kedileri görseydiniz içiniz parçalanırdı. Ben çok çok hayvan seven evinde besleyen bir insan da değilim üstelik.

beenmaya dedi ki...

@yorumlarıyla, düşünceleriyle değer katan tüm arkadaşlarım hepinize çok teşekkürler...

umarım bugünler kötü anlamda yaşadığımız son günler olur diye umut ediyorum ben herşeye rağmen.

tüm kayıp canlarımız için başımız sağolsun...

7.oda dedi ki...

şehrin göbeğinde "su" yüzünden ölebiliyor, tesadüfen yaşıyoruz..

beenmaya dedi ki...

@7.oda: şaka gibi değil mi...hayatını kaybetti diyoruz. nasıl diyorlar. boğuldu diyoruz. nerede diyorlar. istanbul'un orta yerinde bir otobanda diyoruz!!!

şaka gibi ama gerçek ölümler veriyoruz...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Seni çok merak ettim, geçen gün aradım sen meşguldün, sonra ararsın diye bekledim arayamadım.
İyi haberlerine sevindim Beenmaya'cığım.
Ama ben günlerdir uyku uyuyamıyorum, insanların fırsatçılığı çok canımı yakıyor.
Bu kadr mı yağmalama meraklısı bir toplum olduk biz?
Bu kadar mı açız yahu!!!
Sevgilerimle canım.

beenmaya dedi ki...

@özlem: geç te olsa konuştuk neyse ki :)) öperm canım...

sufi dedi ki...

Mayacım;
Acıların dinmesini beklemek yalnızlığında, umudu ve huzuru kaybettik.Yazılarınızı ancak okuyabiliyor ve yeniden o günlere kürek çekiyorum. Söz yokoldu.Kelimelerse topal ama yine de sevgi var yüreciğimizde çok şükür.Sevgilerimle.

beenmaya dedi ki...

@sufi: o yüreğimizdeki sevgiler değil mi zaten bizi herşeye rağmen ayakta tutan sevgili sufi...bu arada istanbul'da mısın hala görüşsek ya...