Annelerin ninnilerinden, spikerin okuduğu habere kadar, yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı, anlamak, sevgilim, o, müthiş bir bahtiyarlık anlamak gideni ve gelmekte olanı.
Beenmaya; iyi ki okuyoruz Nazım'ı, iyi ki yaşamış ve ne yazık ki ne haksızlıklar yaşamış... Anlamak gideni (bu önemli) ve gelmekte olanı (burda umut devrede sanırım) Koskocaman sarılıyorum, sevgi ile kal...
bu şiir dünyanın şu gitgide savaşa gömüldüğü, tanrı yanılgısının insanları bir birinden daha uzaklara savurduğu, ırkçı milliyetci ayrışmaların hayatımızın bütün güzel renklerini yok ettiği şu günlerde içime ne iyi geldi be mayacan.
"Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani, -öyle gibi de görünüyor- Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse tepemde bir de çınar olursa taş maş da istemez hani.... "
Bu bahçe, bu nemli toprak, bu yasemin kokusu, bu mehtaplı gece parıldamaya devam edecek ben basıp gidince de,çünkü o ben gelmeden de, ben geldikten sonra da bana bağli olmadan vardı ve bende bu aslın sureti çıktı sadece...
Hepsini severim şiirlerinin ama bu rubaisi çok etkiler beni ne zaman nerde okusam ..!!!
ben de bunu yazdım Nazım'dan. gene diyeceğim, ne güzel yüreğin var senin..
Bugün aklıma yazısız ve çizgisiz bir resim geldi, Taranta - Babu! Ve benim, birdenbire yüzünü değil, gözünü değil, senin sesini göresim geldi, Taranta - Babu; «Mavi Nil» gibi serin, yaralı bir kaplan gözü gibi derin sesini senin!
Beenmaya, bu yorumu yazarken epey bi korktum.Nedeni böyle bir bloğa aklımdaki projeyi nasıl anlatcam o yüzden:) Nazım Hikmet ! Akkılara sonra gelen bir şair! Herşey öldükden sonra anıldığı şair!
Şimdi been nasıl anlatcam bilmiyorum.Proje geliştirdim kendimce.Doğukan ile Seyr-i Alem adlı bir proje bu.Hep blogları geziyorum.Kendimce yorumlar yazıyorum.Bu seferde sana uğradım yazımda belircem :)
@Sıradan Bir Sazan: belki hiçbir zaman tam olarak anlaşılıp anlamayacağız ama yalansız yaşandığı müddetçe bir adım öne geçmiş olacağız her zaman ne dersin...
@Doğukan Gökgöz: sevgili Doğukan haklısın Nazım Hikmet'in değerini ne yaşarken ne de hala gerçek anlamıyla anlayabilmiş, verebilmiş değiliz ne yazık ki...
bu arada hoş geldin. projen anladığım kadarıyla bir gezinti ve tanıtım projesi. hemen bloguna gidip bakıyorum. ve eğer bir şekilde bu projenin içersinde yer alıyorsam şimdiden çok teşekkür ediyorum.
Veda Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın! Sizi canımda canımın içinde, kavgamı kafamda götürüyorum. Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın... Resimlerdeki kuşlar gibi dizilip üstüne kumsalın, .......... ..........
Not: Beenmaya!m uzun zamandır öyle yoğunum ki; sayfana yorum yazacak an bile bulamadım ne yazık ki! Neyse telafi ederim artık.
Nazım Hikmet’ten eklediğin bu şiirde, benim ekleyeceğim şiirde, tüm şiirleri gibi güzel! Bu şiiri bir blog arkadaşımın Nazım Hikmet yazısına da ekledim. Kendimi tutamadım sanada yazayım dedim.
BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Erkek kadına dedi ki: -Seni seviyorum, ama nasıl, avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki: -Seni seviyorum, ama nasıl, kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beş yüz, yüzde hudutsuz kere yüz... Kadın erkeğe dedi ki: -Baktım dudağımla, yüreğimle, kafamla; severek, korkarak, eğilerek, dudağına, yüreğine, kafana. Şimdi ne söylüyorsam karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana.. Ve ben artık biliyorum: Toprağın - yüzü güneşli bir ana gibi - en son en güzel çocuğunu emzirdiğini.. Fakat neyleyim saçlarım dolanmış ölmekte olan parmaklarına başımı kurtarmam kabil değil! Sen yürümelisin, yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak.. Sen yürümelisin, beni bırakarak... Kadın sustu. SARILDILAR Bir kitap düştü yere... Kapandı bir pencere... AYRILDILAR...
@Antipatik Yazar: ben de merak etmeye başlamıştım yavaştan nerelerdesin, iyi misin diye. arada bir ses ver olmaz mı :))
şiire gelince ikisi arasında kararsız kalmıştım ben de biliyor musun. ama sonrasında son günlerde yaşananlara, söylenenlere de bakınca "Beş Satırlaéyı yayınlamayı uygun gördüm...
teşekkür ederim aklımın kaldığı diğer şiiri de paylaştığın için.
sevgiler ve dediğim gibi arada ses vermeyi unutma :))
bir ayrılış hikayesi ile başlayıp, En güzel günlerimin ile bitirdiğim çok gecelerim olmuştur. bir an onları anımsadım. ama benim için mavi gözlü dev in anlatımı bambaşkaydı.
24 yorum:
Beenmaya; iyi ki okuyoruz Nazım'ı, iyi ki yaşamış ve ne yazık ki ne haksızlıklar yaşamış... Anlamak gideni (bu önemli) ve gelmekte olanı (burda umut devrede sanırım) Koskocaman sarılıyorum, sevgi ile kal...
bu şiir dünyanın şu gitgide savaşa gömüldüğü, tanrı yanılgısının insanları bir birinden daha uzaklara savurduğu, ırkçı milliyetci ayrışmaların hayatımızın bütün güzel renklerini yok ettiği şu günlerde içime ne iyi geldi be mayacan.
çok yaşa emi!
"Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani.... "
Bu bahçe, bu nemli toprak, bu yasemin kokusu, bu mehtaplı gece
parıldamaya devam edecek ben basıp gidince de,çünkü o ben gelmeden de, ben geldikten sonra da bana bağli olmadan vardı ve bende bu aslın sureti çıktı sadece...
Hepsini severim şiirlerinin ama bu rubaisi çok etkiler beni ne zaman nerde okusam ..!!!
Yalanı yenebilmek...Koca Nazım usta bile yakındıysa, bize söz mü kalır güzelim?Sevgilerimle.
ben de bunu yazdım Nazım'dan. gene diyeceğim, ne güzel yüreğin var senin..
Bugün aklıma
yazısız ve çizgisiz
bir resim geldi, Taranta - Babu!
Ve benim, birdenbire
yüzünü değil,
gözünü değil,
senin sesini göresim geldi, Taranta - Babu;
«Mavi Nil» gibi serin,
yaralı bir kaplan gözü gibi derin
sesini senin!
Beenmaya, bu yorumu yazarken epey bi korktum.Nedeni böyle bir bloğa aklımdaki projeyi nasıl anlatcam o yüzden:) Nazım Hikmet ! Akkılara sonra gelen bir şair! Herşey öldükden sonra anıldığı şair!
Şimdi been nasıl anlatcam bilmiyorum.Proje geliştirdim kendimce.Doğukan ile Seyr-i Alem adlı bir proje bu.Hep blogları geziyorum.Kendimce yorumlar yazıyorum.Bu seferde sana uğradım yazımda belircem :)
@Sıradan Bir Sazan: belki hiçbir zaman tam olarak anlaşılıp anlamayacağız ama yalansız yaşandığı müddetçe bir adım öne geçmiş olacağız her zaman ne dersin...
öpüyorum güzel yüreğinden...
@atesinsesi: aynı şeyleri düşündüm ve hissettim ben de bu şiiri paylaşırken burada ve bir kez dah saygıyla eğildim Nazım'ın huzurunda...
yalansız bir dünya dileklerimle...
@Dalgaları Aşmak: şimdi nerede, nerelerde olduğunu düşününce acıyor yürek, yanıyor ve en çoğu da utanıyor öyle değil mi...
@Ateş Böceği: öyle çok ve öyle güzel ki dizeleri ama biz ne kendisinin ne dizelerinin değerini bilmedik bilemiyoruz da hala...
@sufim: öyle be can sufim canım sufim. ama koca Nazım Usta bile -her şeye rağmen- umut etmekten vazgeçmediyse biz de vazgeçmemeliyiz...
@y: hangisini yazsan diğeri eksik kalıyor onca şiirin, dizenin ardından...
sağolasın canım benim...
@Doğukan Gökgöz: sevgili Doğukan haklısın Nazım Hikmet'in değerini ne yaşarken ne de hala gerçek anlamıyla anlayabilmiş, verebilmiş değiliz ne yazık ki...
bu arada hoş geldin. projen anladığım kadarıyla bir gezinti ve tanıtım projesi. hemen bloguna gidip bakıyorum. ve eğer bir şekilde bu projenin içersinde yer alıyorsam şimdiden çok teşekkür ediyorum.
sevgimle ...
Veda
Hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın!
Sizi canımda
canımın içinde,
kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın...
Resimlerdeki kuşlar gibi
dizilip üstüne kumsalın,
..........
..........
bu da benden olsun..
Paylasim icin tessekkurler..
iyi gunler..
Not: Beenmaya!m uzun zamandır öyle yoğunum ki; sayfana yorum yazacak an bile bulamadım ne yazık ki! Neyse telafi ederim artık.
Nazım Hikmet’ten eklediğin bu şiirde, benim ekleyeceğim şiirde, tüm şiirleri gibi güzel!
Bu şiiri bir blog arkadaşımın Nazım Hikmet yazısına da ekledim.
Kendimi tutamadım sanada yazayım dedim.
BİR AYRILIŞ HİKAYESİ
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...
@uzletİstanbul: asıl ben teşekkür ederim okumakla kalmayıp Nazım'ın dizeleriyle biraz daha zenginleştirip paylaştığın için...
hoş geldin ve de sevgiler :))
@Antipatik Yazar: ben de merak etmeye başlamıştım yavaştan nerelerdesin, iyi misin diye. arada bir ses ver olmaz mı :))
şiire gelince ikisi arasında kararsız kalmıştım ben de biliyor musun. ama sonrasında son günlerde yaşananlara, söylenenlere de bakınca "Beş Satırlaéyı yayınlamayı uygun gördüm...
teşekkür ederim aklımın kaldığı diğer şiiri de paylaştığın için.
sevgiler ve dediğim gibi arada ses vermeyi unutma :))
çocukluğun yaz günlerini hatırlamak gibi Nazım'ı hatırlamak. teşekür ederim
@efrasiyab: aynen öyle...teşekkürler benden...
Aynı şiiri seçmişiz bende bunu yazmıştım 3 haziranda.Blogunuzu yeni keşfettim sık sık uğrama niyetindeyim :)
@Mavi Kuş: benim bildiğim bu şiiri seçen 3 kişi olduk tam da şu anda :))
hoş geldiniz ve de sevgiler bu arada :)))
bir ayrılış hikayesi ile başlayıp, En güzel günlerimin ile bitirdiğim çok gecelerim olmuştur. bir an onları anımsadım.
ama benim için mavi gözlü dev in anlatımı bambaşkaydı.
@Efsa: :)))
Yorum Gönder