Sebep olanlara soruyorsan : İlk yapacakları 911 i arayayıp , polis marifeti ile uzaklaştırmak olurdu. Bize soruyorsan : Bilmiyorum...İçimden geçen herkesin elinden gelen yardımı uzatması tabii ama artık öyle miyiz değil miyiz bilmiyorum...
insanoglunun yahut kizinin kendi kadar umursamasi icin esdeger durumda olmasi lazim, baksana, kahvaltida recel yok diye panikleyen bizler, orda ölenlerden haberimiz yok, ve biz insaniz, ah ne aci,
dokuz yıldır iki ayrı vakıfta gönüllü olarak çalışıyorum. birinin yönetim kurulu üyesiyim. şimdiye kadar fark ettiğim şu, Türk insanı tuhaf bir duyarlılık yapısına sahip. Zenginleştikçe paylaşımı azaltıyor. Elinde iki çift çorabı olanlar bir çiftini bağışlarken, çorap fabrikası olanlar bana ne diyor. İlginç...
Evinin önünde bile olsa üzerinden zıplayıp geçecek insanlarla çevrili bir toplumda yaşıyor olmak çok acı. Aklımın sınırlarını zorluyor ama anlayamıyorum nasıl diyorum nasıl bu derece duyarsız insan kalınır, insan denir. Ne yapmalıdır bilmiyorum?
Keşke her sokakta kalanı, her çaresiz olanı, her her her... evimizin içindeki kadar umursayabilsek, elimizi uzatabilsek onlara... Ama mümkün mü? En az üç çocuk diyenlerin, bu emre uyan kalabalıkların olduğu bir ülkede hangisine yetişebiliriz ki?
Kontrolsüz doğum, aynı zamanda çözümsüz sorunları da doğuruyor... Bir ülke nüfusu kalabalık olduğu için güçlü olmaz, insan gibi yetiştirilmiş, insanca yaşatabileceği insanlarla güçlenir.
Eğitimsiz güç yıkar,ama yapamaz...
Yine de biz elimizden geleni yapmaya devam edelim. Umursamamak mümkün mü?
@LoLLa: yaşamadıktan sonra, gerçekten içinde olmadıktan sonra neyi ne kadar anlayabiliriz hangi acının ucundan ne kadar tutabiliriz ki? ama "insan" olduğumuz için anlamalı, tutmalıyız ya aslında...
aynen de öyle hatun. varlık yokluğu unutturuyor. hatta daha da enteresanı var, bir aile var, vakti zamanında vakıf olarak yardım ettiğimiz. ki öyle bir aileydi ki kendileri yardıma muhtaç olmalarına rağmen verdiklerimizi de komşularıyla paylaşırlardı. bir şekilde miras yoluyla büyük bir mal varlığına kavuştular. biraz karışık orası, uzun anlatmayayım. o kadar değiştiler ki inanamazsın. yani elbette biz size yardım ettik, şimdi sıra sizde demiyorum insanlara ama hiç olmazsa eski arkadaşlarına, tanıdıklarına el uzatma şansına sahipler. oysa görmek bile istemiyorlar. bir ihtimal hatırlamak istemiyorlar eski günleri. doğdukları günden beri refah içindelermiş gibi yaşıyorlar. elbette hayatta herşey karşılıklı değil ama düşündürüyor beni bu tip şeyler... neden?
@Kırmızı Çizmeli Kedi: eski günleri hatırlamak istememek anlaşılabilir ama bu şekilde mi olmalı? elini eteğini etrafından çekerek, bir zamanlar senin olduğun yerdeki insanları görmezden gelerek mi? bu mudur varlık sahibi olmak, yaşamak, iyi yaşıyorum diyebilmek? hiç sanmıyorum ama sanmayan ne yazık ki biizm gibi sadece birkaç kişi...
Burasi zaten bizim evin tam onu. Eger icimde terkedilmis, umursanmamis, aci ceken bir cocuk olmasa, boyle bir fotograf veya boyle bir yasam sahnesi olmaz'di...Cozum onlara para yardimi yapmak veya yiyecek, giyecek yollamak degil. Cozum o ic...inde hala aglayan cocugu sevmek, hakedildigi gibi, hakedildigi kadar :) Seni seviyorum ...
@Kaka Kuka: olabilir elbet ama kendi içimizdekini, yüreğimizdekini göremedikten sonra uzak ve ya yakın fark eder mi? hele ki aynı göğe baktıktan sonra uzak diye bir yer var mı?
ajitasyonla insanlık dersi verilmez. başka bir bedene ait bir kafayla bu görsel trajikomik etkiler yaratıyor. ama insanlık adına değil, fotoğraf sanatı açısından. amaç iyi olsa da, iyi olduğunu düşündüğün bir iletiyi insanlara aktarırken milliyet veya hürriyet gibi kalitesiz ve insan hak ve özgürlüklerinden asla haberdar olmayan basın yayın kuruluşlarına başvurmamanı özellikle rica ediyorum senden sevgili beenmaya.
@piktobet: sevgili piktobet insanlık dersi vermek kimseye düşmez zaten. hangimiz ne kadar insanız ki, hangimiz ne kadar sol yanının farkında ki bir düşünsene...
bu afişlerin bazılarına kuruluşun kendi sayfasından da ulaşabildim sevgili piktobet. rican dikkate değer elbet ama beni burada ne afişi kimin hazırladığı ne yapılan fotomontaj, ne de yayınlayan kurum çok da fazla ilgilendirmiyor açıkcası. ben bu afişten ve sorudan rahatsız oldum kendi adıma ve bu rahatsızlığımı paylaştım sadece. ne de olsa bu konu hangi yayın kuruluşu yayınlarsa yayınlasın, kim hazırlarsa hazırlasın fotomontajın bile yok edemeyeceği kadar gerçek.
Ne diyeceğimi bilemiyorum.duyarlılık o kadar azaldı ki dediğiniz gibi.eskiden her şey daha güzeldi sanki.yardımseverlik,duygudaşlık ama iyi ki varsınız.beenmayacım sen ve senin gibi yüreği temiz ve merhametli dostları gördükçe umudum bitmiyor.sevgilerimle.öpüyorum çookça.
@kamikaze: gitgide daha da sanallaştığımız gerçeklikten, insanlardan ve öncelikle de kendimizden uzaklaştığımız için belki de bu yabancılık, bu umursamazlık, bu bana dokunmayan yılan bin yaşasın hali sevgili kamikaze...
28 yorum:
Dikkat çekmek adına iyi bir amaca hizmet ediyor. Ah bir de kafayla vücut fotomontaj olmasaydı.
Sebep olanlara soruyorsan : İlk yapacakları 911 i arayayıp , polis marifeti ile uzaklaştırmak olurdu.
Bize soruyorsan : Bilmiyorum...İçimden geçen herkesin elinden gelen yardımı uzatması tabii ama artık öyle miyiz değil miyiz bilmiyorum...
insanoglunun yahut kizinin kendi kadar umursamasi icin esdeger durumda olmasi lazim,
baksana,
kahvaltida recel yok diye panikleyen bizler, orda ölenlerden haberimiz yok,
ve biz insaniz,
ah ne aci,
. .
:'(
dokuz yıldır iki ayrı vakıfta gönüllü olarak çalışıyorum. birinin yönetim kurulu üyesiyim. şimdiye kadar fark ettiğim şu, Türk insanı tuhaf bir duyarlılık yapısına sahip. Zenginleştikçe paylaşımı azaltıyor. Elinde iki çift çorabı olanlar bir çiftini bağışlarken, çorap fabrikası olanlar bana ne diyor. İlginç...
Evinin önünde bile olsa üzerinden zıplayıp geçecek insanlarla çevrili bir toplumda yaşıyor olmak çok acı. Aklımın sınırlarını zorluyor ama anlayamıyorum nasıl diyorum nasıl bu derece duyarsız insan kalınır, insan denir. Ne yapmalıdır bilmiyorum?
Keşke her sokakta kalanı, her çaresiz olanı, her her her... evimizin içindeki kadar umursayabilsek, elimizi uzatabilsek onlara... Ama mümkün mü?
En az üç çocuk diyenlerin, bu emre uyan kalabalıkların olduğu bir ülkede hangisine yetişebiliriz ki?
Kontrolsüz doğum, aynı zamanda çözümsüz sorunları da doğuruyor... Bir ülke nüfusu kalabalık olduğu için güçlü olmaz, insan gibi yetiştirilmiş, insanca yaşatabileceği insanlarla güçlenir.
Eğitimsiz güç yıkar,ama yapamaz...
Yine de biz elimizden geleni yapmaya devam edelim. Umursamamak mümkün mü?
@Syrakusa/Beter Böcek: çok rahatsız edici ve dikkat çekici afişler gerçekten de...
fotomontaj olayından anlamam ama bu afiş öyle olsa bile gerçek hallerini de gözümüzün önüne getirebiliriz öyle değil mi...
@AVRAM USTA: ben de kime soracağımı bilmiyorum ki. hadi sordum diyelim kim tam olarak doğru cevabı verebilir ki?
@LoLLa: yaşamadıktan sonra, gerçekten içinde olmadıktan sonra neyi ne kadar anlayabiliriz hangi acının ucundan ne kadar tutabiliriz ki? ama "insan" olduğumuz için anlamalı, tutmalıyız ya aslında...
@Kırmızı Çizmeli Kedi: varlık yokluğu unutturuyor, yok saydırıyor belki de ne dersin. yokken yok'un halinden anlamak başka türlü bir şey değil mi?
@Nehir İda: sol yanımızı kaybediyoruz gün ve gün sevgili Ebru kaybettikçe de insanlıktan uzaklaşıyoruz işte...
@aysema: elimizin, yüreğimizin yettiği yere kadar uzatmalı öyle değil mi sevgili aysema?
aynen de öyle hatun. varlık yokluğu unutturuyor. hatta daha da enteresanı var, bir aile var, vakti zamanında vakıf olarak yardım ettiğimiz. ki öyle bir aileydi ki kendileri yardıma muhtaç olmalarına rağmen verdiklerimizi de komşularıyla paylaşırlardı. bir şekilde miras yoluyla büyük bir mal varlığına kavuştular. biraz karışık orası, uzun anlatmayayım. o kadar değiştiler ki inanamazsın. yani elbette biz size yardım ettik, şimdi sıra sizde demiyorum insanlara ama hiç olmazsa eski arkadaşlarına, tanıdıklarına el uzatma şansına sahipler. oysa görmek bile istemiyorlar. bir ihtimal hatırlamak istemiyorlar eski günleri. doğdukları günden beri refah içindelermiş gibi yaşıyorlar. elbette hayatta herşey karşılıklı değil ama düşündürüyor beni bu tip şeyler... neden?
@Kırmızı Çizmeli Kedi: eski günleri hatırlamak istememek anlaşılabilir ama bu şekilde mi olmalı? elini eteğini etrafından çekerek, bir zamanlar senin olduğun yerdeki insanları görmezden gelerek mi? bu mudur varlık sahibi olmak, yaşamak, iyi yaşıyorum diyebilmek? hiç sanmıyorum ama sanmayan ne yazık ki biizm gibi sadece birkaç kişi...
Burasi zaten bizim evin tam onu. Eger icimde terkedilmis, umursanmamis, aci ceken bir cocuk olmasa, boyle bir fotograf veya boyle bir yasam sahnesi olmaz'di...Cozum onlara para yardimi yapmak veya yiyecek, giyecek yollamak degil. Cozum o ic...inde hala aglayan cocugu sevmek, hakedildigi gibi, hakedildigi kadar :)
Seni seviyorum ...
@Uma: o çocuk aslında kendi evimizde, kendi içimizde. önce o'nu görmeyi ve sevmeyi becerebilirsek ulaşabiliriz başka yüreklere...
ben seni daha çok...
Evimiz?
Evimizin önü,Ya yüreğimiz..
nerede olduğunun ne önemi var ki?
Duyarlılığın sınırı mı var..?
İnsan olmanın sınırı...
insan olmak..
insan...
''İnsandan daha zalim kim var ki''
Ya da merhametli...
ikisi de..
biziz...
ya biz ''İnsan'' mıyız..?
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur derler ya ondan mı acaba ?
@Budeliçocuk: ikisi de biziz evet hem acımasız hem de merhametli ikisi de bizim yüreğimizde, bizde gizli...
insan olmak kolaydır belki de sevgili Budeliçocuk insan kalmak, kalabilmek en zoru da bu olsa gerek...
@Kaka Kuka: olabilir elbet ama kendi içimizdekini, yüreğimizdekini göremedikten sonra uzak ve ya yakın fark eder mi? hele ki aynı göğe baktıktan sonra uzak diye bir yer var mı?
ajitasyonla insanlık dersi verilmez. başka bir bedene ait bir kafayla bu görsel trajikomik etkiler yaratıyor. ama insanlık adına değil, fotoğraf sanatı açısından. amaç iyi olsa da, iyi olduğunu düşündüğün bir iletiyi insanlara aktarırken milliyet veya hürriyet gibi kalitesiz ve insan hak ve özgürlüklerinden asla haberdar olmayan basın yayın kuruluşlarına başvurmamanı özellikle rica ediyorum senden sevgili beenmaya.
@piktobet: sevgili piktobet insanlık dersi vermek kimseye düşmez zaten. hangimiz ne kadar insanız ki, hangimiz ne kadar sol yanının farkında ki bir düşünsene...
bu afişlerin bazılarına kuruluşun kendi sayfasından da ulaşabildim sevgili piktobet. rican dikkate değer elbet ama beni burada ne afişi kimin hazırladığı ne yapılan fotomontaj, ne de yayınlayan kurum çok da fazla ilgilendirmiyor açıkcası. ben bu afişten ve sorudan rahatsız oldum kendi adıma ve bu rahatsızlığımı paylaştım sadece. ne de olsa bu konu hangi yayın kuruluşu yayınlarsa yayınlasın, kim hazırlarsa hazırlasın fotomontajın bile yok edemeyeceği kadar gerçek.
teşekkürler...
İnsanlar Özlem;
sadece BEN dedikleri sürece, sadece BENİM diyebildiklerini umursayacak ne yazık ki..
BENİM evimin önü
BENİM komşumun çocuğu
BENİM arkadaşımın dertleri..
BENler ve BENİMler..
Dilerim birgün bütün BENler ve BENİM dedikleri herşeyin aslında bir olduğunu ve hepsine karşı aynı sorumluluğu taşıdığımızı hatırlarız..
Üryan
Hepsi sayfalarca konuşmuş. Her afiş kendi içinde bir soru olmuş. Cevaplarsa hep yüreklerde.
@Üryan: dileğin dileğimdir sevgili üryan...
teşekkürler...
@Elif Gizem: haklısın Elifim ve o cevaplar yüreklerde kalmaz sadece dilerim...
Ne diyeceğimi bilemiyorum.duyarlılık o kadar azaldı ki dediğiniz gibi.eskiden her şey daha güzeldi sanki.yardımseverlik,duygudaşlık ama iyi ki varsınız.beenmayacım sen ve senin gibi yüreği temiz ve merhametli dostları gördükçe umudum bitmiyor.sevgilerimle.öpüyorum çookça.
@kamikaze: gitgide daha da sanallaştığımız gerçeklikten, insanlardan ve öncelikle de kendimizden uzaklaştığımız için belki de bu yabancılık, bu umursamazlık, bu bana dokunmayan yılan bin yaşasın hali sevgili kamikaze...
Yorum Gönder