Belki bugün izinli olmamın da etkisiyle evden hiç çıkmayıp dinlendiğim, kendimi dinlediğim sakin ve huzurlu bir gün geçirmişimdir hatta mutlu olmuşumdur bu dinginlik sebebiyle. Belki de yağmurun sıklıkla yüzünü gösterdiği karanlık ve kasvetli bu bahar günü, içimi de kendi gibi yapmıştır; öylesine oturmuşumdur evde, pencereden kendi mutsuzluğunun yansımasını seyreden biri gibi...
Belki havaya inat erkenden kalkmışımdır, güzel bir kahvaltı, biraz televizyon seyri, bir dostun doğumgünü telaşesi, birkaç sıcacık telefon mesajı, bir dergi için hazırlanan kısa bir kampanya haberi, birkaç karalamaca ve birkaçının henüz düşüncede kalan kelimeye dökülmemiş hali, güne yayılmış çeşitli zaman dilimlerinde kitap okuma keyfi, misafir ağırlama ve akşam yemeği, denk gelinen güzel bir filmdir bu günün özeti. Belki de zamanın bile seni bırakıp gittiğini, öylesine durup kaldığını düşündüğün bir hareketsizlik, bir belirsizlik, bir yalnızlık, sadece ve sadece bir boşluk hali....
Belki düş kurmuşumdur gündüz vakti, cumartesi günü gerçekleşecek bir karşılaşmaya dair olasılıklar üzerine düşünüp, umut etmişimdir her şeye rağmen. Belki de içimi yoklayıp da hiçbir şey bulamamışımdır ne şimdiye ne de geleceğe dair; düşünecek bile olsam kendi ellerimle öldürmüşümdür bütün iyi dilekleri...
Belki sen gelmişsindir zaman zaman aklıma; merak etmişimdir nerede, nasıl ve ne yapıyor olduğunu, senden bir ses duymak ya da bir söz iletmek istemişimdir benden sana. Belki de hiç yokmuşsun gibi; aklımdan bile geçip gitmemişsindir, hiçbir şey olmamıştır senden yana, adın bile geçmemiştir içimden...
Belki neyin ne olduğunu, nerede başlayıp nereye, nasıl varacağını bilecek, görecek kadar akıllıyımdır aslında ben. Belki de sadece yüreğinin izinden giden, her şeyi göze almış, kendinden başka kimseye zararı olmayan kendi halinde bir deli...
Belki bütün bunlar bir türlü uyanamadığım, hatta uyanmak istemediğim bir düştür, uzun, yorucu ama bir o kadar da keyifli. Belki de nedenini, nasılını sorgulamadan her şeyiyle çoktan kabul ettiğim, içinde yer aldığım, kaçıp kurtulmayı düşünmediğim gerçeğin ta kendisi...
Belki ben yokum aslında, hiç olmadım, hiçbir şey istemedim senden, yaşamıyorum bile hatta. Belki de yaşamak, yaşatmak ne demek, az gelir, tanımsız kalır bu duruma; onca ağırlığına rağmen tek bir yürekte taşıyorumdur, yaşıyorumdur iki kişilik bir sevgiyi...
Belki sen yoksundur, neden olmasın, tamamen bir hayal ürünü, bir düşsündür, yoktan var edilmişsindir mesela, olmadık bir ana eklenmişsindir. Belki de hiç olmadığın kadar varsındır da aklımda, yüreğimde beni bırak sen bile bilmiyorsundur yerini, bendeki seni...
Belki şu anda kelimelerinin gözlerimi yormaya, aklımı bulandırmaya başladığı kitabımı bir kenara bırakmış, yatağımın içinde uykunun beni sarıp sarmalamasını beklemekteyim kendi kendime konuşarak. Belki de çoktan uykunun sıcaklığına girmiş, uyandığımda çoğunu hatırlamayacağım düşlerin peşinde oradan oraya gezinmekteyim sadece kendimle yarışarak...
Belki bu satırlar aslında hiç yazılmadı benim tarafımdan; akıldan geçirilmiş olsa da hiçbir kelimeye bürünmedi, dile hiç dökülmedi. Belki de her şey en başından beri yazılıp çiziliyor da ta yürekten, ama senin tarafından hiç okunmadı, hiçbir zaman bilinmedi.
Belki havaya inat erkenden kalkmışımdır, güzel bir kahvaltı, biraz televizyon seyri, bir dostun doğumgünü telaşesi, birkaç sıcacık telefon mesajı, bir dergi için hazırlanan kısa bir kampanya haberi, birkaç karalamaca ve birkaçının henüz düşüncede kalan kelimeye dökülmemiş hali, güne yayılmış çeşitli zaman dilimlerinde kitap okuma keyfi, misafir ağırlama ve akşam yemeği, denk gelinen güzel bir filmdir bu günün özeti. Belki de zamanın bile seni bırakıp gittiğini, öylesine durup kaldığını düşündüğün bir hareketsizlik, bir belirsizlik, bir yalnızlık, sadece ve sadece bir boşluk hali....
Belki düş kurmuşumdur gündüz vakti, cumartesi günü gerçekleşecek bir karşılaşmaya dair olasılıklar üzerine düşünüp, umut etmişimdir her şeye rağmen. Belki de içimi yoklayıp da hiçbir şey bulamamışımdır ne şimdiye ne de geleceğe dair; düşünecek bile olsam kendi ellerimle öldürmüşümdür bütün iyi dilekleri...
Belki sen gelmişsindir zaman zaman aklıma; merak etmişimdir nerede, nasıl ve ne yapıyor olduğunu, senden bir ses duymak ya da bir söz iletmek istemişimdir benden sana. Belki de hiç yokmuşsun gibi; aklımdan bile geçip gitmemişsindir, hiçbir şey olmamıştır senden yana, adın bile geçmemiştir içimden...
Belki neyin ne olduğunu, nerede başlayıp nereye, nasıl varacağını bilecek, görecek kadar akıllıyımdır aslında ben. Belki de sadece yüreğinin izinden giden, her şeyi göze almış, kendinden başka kimseye zararı olmayan kendi halinde bir deli...
Belki bütün bunlar bir türlü uyanamadığım, hatta uyanmak istemediğim bir düştür, uzun, yorucu ama bir o kadar da keyifli. Belki de nedenini, nasılını sorgulamadan her şeyiyle çoktan kabul ettiğim, içinde yer aldığım, kaçıp kurtulmayı düşünmediğim gerçeğin ta kendisi...
Belki ben yokum aslında, hiç olmadım, hiçbir şey istemedim senden, yaşamıyorum bile hatta. Belki de yaşamak, yaşatmak ne demek, az gelir, tanımsız kalır bu duruma; onca ağırlığına rağmen tek bir yürekte taşıyorumdur, yaşıyorumdur iki kişilik bir sevgiyi...
Belki sen yoksundur, neden olmasın, tamamen bir hayal ürünü, bir düşsündür, yoktan var edilmişsindir mesela, olmadık bir ana eklenmişsindir. Belki de hiç olmadığın kadar varsındır da aklımda, yüreğimde beni bırak sen bile bilmiyorsundur yerini, bendeki seni...
Belki şu anda kelimelerinin gözlerimi yormaya, aklımı bulandırmaya başladığı kitabımı bir kenara bırakmış, yatağımın içinde uykunun beni sarıp sarmalamasını beklemekteyim kendi kendime konuşarak. Belki de çoktan uykunun sıcaklığına girmiş, uyandığımda çoğunu hatırlamayacağım düşlerin peşinde oradan oraya gezinmekteyim sadece kendimle yarışarak...
Belki bu satırlar aslında hiç yazılmadı benim tarafımdan; akıldan geçirilmiş olsa da hiçbir kelimeye bürünmedi, dile hiç dökülmedi. Belki de her şey en başından beri yazılıp çiziliyor da ta yürekten, ama senin tarafından hiç okunmadı, hiçbir zaman bilinmedi.
26 yorum:
Belki bu şehirden giderim,
Belki ölü bulunurum bir sokakta.
Belki sarhoşumdur,
Belki yarım kalmıştır bir yazım.
Belki kimse duymaz öldüğümü,
Belki çok uzakta olur herkes.
Belki kimse duymaz yaşadığımı,
Belki çok uzakta olurum...
Belki bu şehirden giderim,
Belki de ölmem bir sokakta.
Ölsem de bulunmam belki...
Belki sarhoşumdur,
Belki yarım kalmıştır bir yazım.
Yaşadıklarım yarım kalmasın diye
Belki başlamam yeni birşeylere..
BELKİ....
ve ne kadar çoğalırsa belkiler, o kadar anlamsızlaşır kulağımda...
belki belki belki
Belki de yazıldı ama önce yaşandı, keyif alındı yaşannalardan olamaz mı yani:))
kendimle konuşmaların en güzel hali..öperim Maya'm:)
Son paragrafi da yazman dilegimle :)
belki bu sadece bir rüyadır hiç uyanmak istemediğimiz ya da bir kabustur, bir daha uyumaya korktuğumuz...
2 Gündür geceye ayırıyorum sayfanı:) Ama bu kez de açamadım en güzeli çıkartmak yine.
Sevgiler gönderiyoruz.
Belki de Maya'm çok çalışkan olduğu için izin gününü boş geçirmek yerine düşlerde yaşadı...
Belki de;diye başlarsak,
sonu gelmez belki de...
Ama hayat böyle bir şey..
aklımızla yüreğimiz arasında,
yüreğimizle,yürekteki arasında,gidip gelen...
kararsız,yorgun ve karamsar..
Atmazsak bu içimize oturan kabusları..
açamayız yüreğimizi aydınlık geleceklere..
mesele yüreği özgür kılmaksa,
bu demir kafes niye..
korumalıyız değil mi?
geçmişte aldığımız yaralar bunu mu öğretti..?
Maya Çok güzel bir içe sesleniş
tebrikler..:)))
Lezzeti hoş bir yazı. Birkaç defa okudum.Hatta nedense senin bu tür yazılarını ben tersten yani son paragraftan başa doğru okuyorum.Nedense...
Sevgiler:)
@Kırmızı Çizmeli Kedi: belki...
ve teşekkürler bu dizeler için sevgili kedi...
@özlem: belki de sevgili özlem dediğin gibi :)))
@AyŞeGüL: ben daha çok...
@Uma: içinde aşk olduktan sonra yazılır elbet ve belki de yazıldı bile Uma'm...
@İBRAHİM ORTAÇ: herkesin ne çok ve ne farklı belki'si var öyle değil mi :))
@Nehir İda: sevgiler benden size güzel aile :)))
@YAŞAMIN KIYISINDA: olabilir tabi neden olmasın :)))
@Budeliçocuk: belki en öz haliyle bir umut hali sanki. hani bilsen bile düşlemek diğer halini...
teşekkürler ve sevgiler Budeliçocuk :)))
@Onur: tersten okumak :))) ben hiç denemedim ve şimdi çok merak ettim :)))
Belki de senden habersiz mektupların sahibi onları çoktan sahiplendi...
@Elif Gizem: neden olmasın :)))
Çok güzel bir nisan mektubu,üstüne sinmiş baharını kokladım ve çok güzeldi...
@Elif: biliyor musun ben de çok sevmiştim bu mektubu çok yürekten dile gelmişti kelimeler :))
@piktobet: sakınca ne demek sevgili piktobet...ben bu hoş tesadüfün, bu ikimizi de etkilediği belli olan görselin beni getirdiği dizeleri okudum sadece büyük bir keyifle ve de gülümsedim.
dlerim sen de öyle :)))
@piktobet: 41 gibi bir rakam söz konusuysa benimki kendi çapında bir beğeni olarak kalıyor senin hayranlığın yanında :))
o halde bana da keyifle beklemek düşüyor diğerlerini onlara eşlik edecek harika satırlarla...
Yorum Gönder