24.02.2009

BURASI NERESİ

Ne kadar çok seviyoruz hemen her konuda ahkam kesmeyi. Ne çabuk “uzman” kesiliverip, kendi “uzman” görüşümüzle iki satır yazıdan kimin nasıl bir insan olduğunu tahlil edebiliyoruz bir çırpıda. Ve bununla yetinmiyoruz, vardığımız kişilik tahlillerine göre, karşımızdaki insanlar adına nelerden anlayıp hangi konular hakkında fikir yürütebileceklerine dair kararlar verebiliyoruz. Yazacakları, yazmaları gereken konuları gösterip, onları yönlendirme hakkını görebiliyoruz kendimizde. Tüm bunları yaparken çıkış noktamız ise koskoca yaşamların, paylaşılmak adına bizlere sunulan, gözlerimize yansıtılan ufacık bir bölümü sadece…

Durup şöyle bir düşünmemiz gerek diye düşünüyorum aslında. Burası neresi, ve biz burada ne yapıyoruz? Öncelikle hepimizin bildiğine emin olduğum ama hatırlamamızda fayda gördüğüm “blog” kelimesinin anlamını tekrarlamak istiyorum; blog, İngilizce "web" ve "log" kelimelerinin birleşmesinden oluşan weblog kavramının zamanla yaygınlaşmış adıdır. Blog, teknik bilgi gerektirmeden, kendi istedikleri şeyleri, kendi istedikleri şekilde yazan insanların oluşturdukları, günlüğe benzeyen web sitelerine verilen addır (Vikipedi).

İşte bu açıklamadan yola çıkarsak burada hepimiz kendi isteğimizle yer alıyoruz, kendi yaşamımızdan kesitleri kendi dilimizle yazıya döküp paylaşıyoruz, bilgi ve gözlemlerimizi ortaya koyup, önerilerimizi sunuyoruz, yani bir nevi günlük tutuyoruz ki blogun oluşma amacı da bu değil midir zaten? Adı günlük olsa bile, biz burada sadece “gün”ümüzü değil, “dün”ümüzü, “yarın”ımızı da yazıyoruz. Sadece olan biteni değil, dilimizin döndüğünce, kalemimizin yettiğince olacak biteceği de anlatıyoruz. Zaman ve mekan kavramı olmaksızın kurulan hayallere bir ucundan ortak olup, kuracağımız hayallere hazırlıyoruz kendimizi. Hepimiz, genelde bilgimiz, becerimiz olduğu konu veya konularda sunarken düşüncelerimizi, yeri geldiğinde de bize çok uzak görünebilen bir konuda bile söyleyecek bir çift sözümüz olduğundan, yazılacak iki satır hakkımızı kullanıyoruz doğal olarak.

Bizler burada yaşadığımız “an”ları, “anı”ları anlatırken, duygu ve düşüncelerimizi dile getirirken yaşamımızın tamamını sermiyoruz gözler önüne. İşte sanırım yanılgıya düştüğümüz nokta da burası. Biz sadece yaşamımızdan bir kesiti yansıtıyoruz bu satırlara, yaşamımızdan kendi şeçtiğimiz bir bölümü, kendi dilimizle, kendi kalemimizle anlatıyoruz. Bir yap-boz oyununun tek bir parçası ortaya koyduğumuz, resmin tamamı ise sadece bizde. Peki o halde, yazılan tek bir paragrafla, anlatılan tek bir öyküyle birbirimize şekil vermek, birbirimizi kalıplara sokup kişiliklerimize tanım bulmak niye? Tek bir parçadan yola çıkıp, diğer parçaların nerede ve nasıl olduğuna dair en ufak bir fikrimiz dahi yokken kendi kendimize koskoca bir resmi oluşturmak ve işte budur demek ne kadar doğru? Görünen sadece buzdağının üst kısmıyken ve asıl derin asıl gerçek olan kısım hala suyun altındayken hem de…

Her yaşamın bir öyküsü vardır ve her öykünün de bir kahramanı. Bu yaşamın bir yerinden tutunuyorsak eğer, bir coğrafyada yaşıyorsak, nefes alıyor ve görüyorsak gökyüzünü, hepimiz birer kahramanızdır kendi öykülerimizde. Ve yaşadığımız, gördüğümüz müddetçe hepimizin her konuda söyleyeceği iyi veya kötü bir çift laf, karalayacağı bir iki satır, dile dökeceği bir öykü mutlaka vardır kendine göre. Matematik yarışmalarında elde ettiğimiz birinciliklerin “sözel” kavramına yenik düştüğü, ilçe gazetelerinde yayınlanan şiirlerimizin “sayısal” arenada yer bulmadığı lise sıralarında değiliz ki artık, sözelci olduğumuz için matematikten anlamadığımız, sayısalcı olduğumuzda da iki çift lafı bir araya getiremediğimiz tanımlamalarına maruz kalalım. Burası sözlerin, dillerin, akıl ve yüreklerin yarıştığı, yarıştırıldığı er meydanı değil. Ne blog sayımızın fazlalığı önemli burada ne de hangi konuda, hangi başlık altında neyi ne kadar yazdığımız? Olumlu-olumsuz her türlü eleştiriye ve yoruma tabi ki varız, olmalıyız da ama sınırlamaların, gereksiz tanımlamaların, kişisel tahlillerin, ahkam kesmelerin, gereksiz hırsın burada işi yok bence, olmamalı. Bu bir sınav değil arkadaşlar, bu işin sonunda not almayacağız, sınıfı geçmek yok, terfi etmek, maaşımıza zam gelmesi, yeni bir aşk, yaşam kalitemizin değişmesi söz konusu değil. Biz burada sadece okuyoruz, yazıyoruz ve yaşıyoruz. Gözümüzün gördüğü, dilimizin döndüğü, elimizin yettiği kadar…


Görsel: http://www.webgezegeni.net/

68 yorum:

coffeé dedi ki...

"Biz burada sadece okuyoruz, yazıyoruz ve yaşıyoruz."

işte bu kadar...

bu arada "boşluk doldurmaca" yazına ulaşamıyorum canımcım, çektin mi yazıyı yoksa benim bağlantı mı sıyırdı ??

beenmaya dedi ki...

@coffeé: bu kadar ama çok fazla şey bekleyenler, kendi beklentilerine cevap alamadığında saygısızlık yapıp sözde eleştirenler de var ne yazık ki. düşünsene bu yazıyı ben 2 sene önce yazmıştım ve hiçbir cümlesini değiştirmeden yayına verdim. yani hiçbir şey değişmemiş hala ne yazık ki...

o yazıyı çektim canım daha sonra yayınlayacağım yani senin bağlantı gayet sağlam merak etme :)))

buraneros dedi ki...

yazı enfes söylecek hiç bir sözüm yok..sanırım, iki sene önce yazıldığını göz önüne alınca güncellenecek bir noktası var gibi;ya da bana öyle geldi geldi ... o zaman okusaydım; belki, aynı noktasına aynı''şerh''i koyardım.Bugün kesin koyarım:))

feanor dedi ki...

hihi tarihi de ekle altına ki oturup sinir haliyle cevap verdiğini düşünmesin bazıları :)

bir noktaya parmak basmak istiyorum ama :P

"bu bir sınav değil arkadaşlar, bu işin sonunda not almayacağız, sınıfı geçmek yok, terfi etmek, maaşımıza zam gelmesi, yeni bir aşk, yaşam kalitemizin değişmesi söz konusu değil."

blogtan yeni aşk bulanlar da var :P

gaykedi ve tiglion mesela :P
ben de blogtan buldum sayılır, dolaylı olarak :P

efsa dedi ki...

çok güzel anlatmışsın gerçekten. Dünü bugünü ve yarını yaşamak. Üstelik bunu her anlamda yaşayamak yazarak görmek çok güzel. teşşekür ederim. çok güzeldi okuması bile.

Adsız dedi ki...

Keşke herkes anlasa bunu. Bir hırs, bir rayting yarışı almış gidiyor. Gece gündüz pc nin başında yatanları biliyorum ben...Kendini oraya buraya kayıt ettirmeler, sırf birisi yorum yazsın diye uyduruk yorum yazmalar, yeni yazı yazdığını haber vermek için yapılan yorumlar v.s

İçimden gelmiyorsa bana her yorum yazanın sayfasına gisip te yorum yazmıyorum. Eğer gerçekten okuyor ve takip ediyorsam yorum yazıyorum.Sırf bana yorum yazdı diye değil. Ve kişi listemi de sürekli güncelliyorum. İlgimi kaybettiğim, çizgisinin bozulduğunu düşündüğüm blogları çıkarıyorum.yani bu konuda samimiyete inanıyorum. Ben yazıyorum, hislerimi paylaşıyorum ve bunu benimle paylaşanlara da saygı duyuyorum hepsi bu...Ama birini sadece yazdıklarına göre tanımlamak, bu kadar küçük bir kritere hapsetmek gerçekten komik.Kalemine sağlık :)Çenem düştü baksana :)

Adsız dedi ki...

Beenmaya resmen hislerime tercüman olmuşsun.Kesinlikle bu kadar akıcı ve anlaşılır ne istediğini anlatabilmek ayrı bir yetenek.
Ancak yazında belirttiğin gibi,
hepimiz kendi çaıpımızda birşeyler yazıyoruz.Cümle düşük olur,virgül konmamış olur ama.Ben diyorum ki yeterki yazılar tam gönülden gelsin ve samimi olsun.
Bir de hırs konusuna değinmişsin.
Gerçekten çok doğru burası bir yarış platformu değil,bence bu ruh halinde pozitif yazılar yazılamaz.
Kısacası özgür ortamdayız diyelim geçelim.

parka dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
umursamaz dedi ki...

neysek oyuz, bırılerının yorumuna, bırılerının onayına gore yasanacak nebır hayat olabilir, nede boyle bır hayatı yasamayı ısteyen zekı ınsanlar. en azından ben oyle olmadıgımı bılıyorum.
blog yazmak konusunda daha cok yenıyım, ama farkettımki, yazmak benım cok hosuma gıdıyor. benı dınlendırıyor, benı tamamlıyor. sızın gıbı blog yazarları oldukca da benım ıcın bloglar hem cok okunası, hemde kendımı ıfade edebılecegım bır dunya halıne gelıyor,
sevgiler..

Seyyah dedi ki...

az önce Biraz'ın yazısını okudum. peşinden sana geldim. o kadar güzel ifade etmişsin ki.. yüreğine sağlık, ilaç gibi geldiniz bana..

Allegra'nde dedi ki...

blog yazarken kimi zaman şevkin artması kimi zaman da ortak farkındalıklarını farketmek açısından yapılan yorumların ve yanınd aolan insanların önemi muhakkak çok büyük.
ama dediğin gibi bunu sayısal boyutta bir hırsa çevirmek, saçma sapan çabalarla popülerite yaratmak gülünç olmaktan öteye gitmiyor nezdimde.

a. dedi ki...

Çok çok güzel ifade etmişsin her şeyi...
Bana diyecek bir şey kalmamış.

Ful yaprakları dedi ki...

çok güzel bir konuya değinmişsin.
Yazılarımızı neye göre okuyup değer veriyorlar ya da neye göre izlenmeye alıyoruz hiç bir fikrim yok...
İçtenliğimize göre olmasını diliyorum...

Biraz dedi ki...

Benzer zamanlarda benzer konulari islemisiz...birbirimizden haberesiz ve pek bir uzaktayken...ama blog isinin bir guzelligi de bu galiba.

Aslinda blog bir nevi dertlesme ve fikir alisverisinin olustugu bir ortam...
her zaman diyorum, yazan ve okuyan insan sabirli olur ve galiba blog isine bulasmislar da oyle...
Kalemine saglik.

Ozan Kayra dedi ki...

akıllı kadınsın vesselam.. =)

Pilli Petro dedi ki...

ah be güzelim ben de buna benzer postlar yayınladım vakti zamanında, yayınlatıyorlar çünkü zorla.

arı yuvasına çomak sokmaya çabalayan, ilgi çekmeye çabalayan, çekemeyen ,işine gelmeyen çok kişi var.

bir garip alem bu blog dünyası.her gördüğünle konşmaya eğleşmeyeceksin bunu bilir bunu söylerim :)

sevgiler :)

Muhabbet Çiçeği dedi ki...

Ne güzel yazmışsın paylaşmışsın düşüncelerini. İşte en önemlisi biz burda paylaşıyoruz. Birbirimizi tanımasak bile fikirler alıp, çoğu şeyi paylaşıyoruz.
Ve yorumlarımızdan, yazılarımızın okunmasından büyük keyif alıyoruz değilmi. Sevgiler canım.

Selin dedi ki...

Ne güzel anlatmışsın yine...

Yazdığın bir paragraftan senin bütün karakterini çözüp sana akıl vermeye, ahkam kesmeye çalışanları mı ararsın, normalde çok samimi olmadığın için çok fazla sohbet etmediğin, blogunda anlattıklarını ona anlatmadığın için de senin yazdıklarının yalan olduğunu ima edenler mi ararsın, bir şeyler yazmanı ve insanların yazdıklarına değer vermesini çekemeyip (daha uygun kelime bulamadım) her fırsatta sana konuyla ilgili laf sokmaya çalışanlar mı ararsın...
(bu insan sahiden var :) yanıbaşımda...)

Her türden insan var.

Ciddiye almamak gerek...

papagangibi dedi ki...

çok büyük bir yanılgı gerçekten, insanları sadece yazdıklarıyla değerlendirip, hem de sadece blogda yazdıklarıyla; bir sınıfa, kimliğe büründürüp yargılamak ve hatta tanımlamak. çok güzel anlatmışsın, burada görülenin gerçeğinin sadece bir parçası olduğunu. hatta belki de gerçek'ten çok bağımsız ve ayrı olduğunu.
dediğin gibi sadece yazıyoruz dilimizin döndüğü, elimizin yettiği kadar.

öykü dedi ki...

Aslında cogumuzun yaptıgı tamamıyle samımıyet uzerıne kendı gozlemlerınden pasajların aktarımı..
Ve ben bunu cok guzel buluyorum ..Ulkemızdekı ınsanlarımız ıcın cok ıyı bı fırsat guzel bı alan
cunku bızım ınsanımız sesını duyuracak alanları o kadar zor yakalıyor kı
burası hep dıyorum
bızım ıcın Hyde park..
sevgılerımle.

Unknown dedi ki...

BLOG- Bencil Lakırdıların Olup/Olmadığı Gerçeklik

..tamamiyle kişisellik içeriyor. Bu açıdan bir birey burada daha fazla sanalda olabilirken, daha fazla kendisinide bulabiliyor. Bulamadığı parçalarını, okuduğu yazılarda keşfederek. Bu açıdan blog'lar bence sahifelerdir. Yani öznel akıl defterlerimizdir. Ayrıca gerçekleşemeye başlayan sanal platformların, sanırım en biz olanı olduğumuz alanlar olmaya başlıyor(Samimi ve içten yazılan bloglar için bunu söylüyorum-Kopyala-Yapıştır bloglar için değil.-)

K.M.: İronik bir yazı desene segili beenmaya. NE kadar geliştiğimizide gösteriyor bu tarih yansıması :)

beenmaya dedi ki...

@buraneros: peki o zaman gerekli güncellemeyi de sen yapmış oldun. sağolasın :)))

@feanor: nedense bu noktada senden birşey geleceğini sezinlemiştim :))

blogtan aşk bulan, blog üzerinden para kazanan vb durumlar elbette var ama ben bu tanımlamayı daha genel yaptığım için bu şekilde kullandım canım. sonuç olarak bloglarda artık bizlerin yaşamının birer parçası olduğuna göre elbette yaşamdan kesitler de olacak işin içinde. ama blog bütün bir yaşantımız, hayatımız değil. özellikle vurgulamak istediğim noktada bu zaten. anladın sen beni :))

@efsa: yaşamlarımızdan istediğimiz parçaları istediğimiz zaman diliminde sunuyoruz hepimiz öyle değil mi...

beenmaya dedi ki...

@Maviye Yolculuk: özellikle farklı düşünceler ve fikir çeşitliliği göz önüne alındığında aslında üzerinde gerçekten uzun uzadıya konuşulabilecek bir konu bu o nedenle çenenin düşmesi çok normal arkadaşım. yorumuna genel olarak katılmakla birlikte sanırım buradaki önemli kriterlerden birininde içtenlik ve doğallık olduğunu eklemek istiyorum. sağolasın canım. sevgiler...

@bennkimim namı diğer orguknit: elbetteki kimse mükemmel değil her birimizin hatası, yanlışları olacak. tabiki bizlerde özellikle dilimizi kullanırken gerekli özeni ve dikkati gösterirsek hem anlatım hemde anlaşılma konusunda bir sorun yaşanacağını sanmıyorum. teşekkür ederim. sevgiler...

@Kara Kalem: yorumunu silmişsin ama okuduğum ve aklımda kaldığı kadarıyla özen göstermek, dikkatli olmak ve sahiplenip sorumluluk almak anlamında bazı noktalarda sana katılıyorum. ki bunların hepsinin çıkış noktası da öncelikle insanın kendisi ve kendi blogu olmalıdır. elbette sadece blogda yayınladığı yazılarda değil, başka bloglara yaptığı yorumlarda da, yaptığı eleştirilerde ve sunduğu fikirlerde de öyle...

ama ben yine de kendi adıma konuşmak gerekirse özellikle de şahit olduğum onca kötü yazı, blog vb durumları göz önüne aldığımda bir kişiye yazıp yazmama, blog açıp açmama vb konularda çok kesin hatlarla yargıda bulunma hakkını kendimde görmüyorum. ya da bir kişiye gördüğüm tek bir hatası yüzünden diğer yazıları hakkında fikir sahibi değilken edebi ve beğeni anlamında direk yargıda bulunmayı da doğru bulmuyorum. blog sayesinde yazarak kendini geliştirmiş çok insan tanıdığım için belki de...

belirttiğim gibi bunlar benim düşüncelerim. ama en başta da söylediğim gibi özen göstermek, sahiplenmek ve sorumluluk duymak anlamındaki fikirlerine genel olarak katılıyorum.

yorumun için teşekkür ederim. saygılar benden...

beenmaya dedi ki...

@Pırıltılı cadı: dediğin gibi neysek o'yuz aslında ama zaman zaman bunun aksini savunan durumlarla karşılaşıldığı da oluyor ne yazık ki...yeni olduğunu söyledin biraz geç kalmış olsam da o zaman sana kocaman ve yürekten bir hoşgeldin sevgili Pırıltılı cadı :))

@Nily: evet sevgili Biraz'la tamamen tesadüfi olarak aynı zamanda benzer yazılar çıkarmışız :))

@Allegra'nde!: sanırım sanallıktan gerçek hayatlarımızda aldığı yerin büyümesiyle bir nevi sanal gerçeklik halini almaya başlayan bu dünyada da gerçek hayatta olduğu gibi başkalarına düşünce anlamında zarar vermeye çalışan insanlar hep olacak ne yazık ki...

beenmaya dedi ki...

@a.nur...: demek ki bu konuda düşüncelerimiz aynı. teşekkür ederim canım. sağolasın...

@Ful yaprakları: bu kişiden kişiye mutlaka değişiyordur ama bende aslında önceliğimi içtenliğe ve doğallığa veriyorum senin gibi...teşekkür ederim. sevgiler...

@Biraz: evet güzel bir örnek olmuş bugünkü tesadüfümüz. teşekkür ederim arkadaşım. sevgiler...

parka dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Brajeshwari dedi ki...

Seni kimler sinirlendirmiş böyle.. Tüm bunlara bende katılıyorum Maya'm. Herşeye rağmen yazmaya devam etmeli, gören gözler görür, senden olan senin dilinden konuşur, sana katılır, katlanırsın çoğalarak.. Burasının neresi olduğunu bilmeyenlerde var tabi.. Elbet onlarda olacak.Her zaman olduğu gibi... Kalan sağlar bizimdir,bizdendir.. Kızdırmasın kimse seni..

beenmaya dedi ki...

@thesaurus: canım benim oralardan yetiştin geldin demek. iyisin değil mi. özledim yahu seni :)))

@Bekriya: aslında gerçek dünyadan pek de bir farkı yok değil mi. hatta yüzümüze baka baka yapılan terbiyesizlikleri düşündüğümüzde burada tanımadığın insanlardan gelenleri çok da yadırgamamak gerek ne dersin...

@Muhabbet Çiçeği: o keyif paylaşmasını bildikçe bunu olması gerektiği gibi yaptıkça daha da artıyor işte. sağolasın çiçeğim...

beenmaya dedi ki...

@sLn: az önce Bekriyaya verdiğim yanıt gibi gerçek hayatta yüzümüze bakıp da yapılanları düşündüğümüzde buradakilerin bizleri gerçekten de çok fazla şaşırtmaması gerek öyle değil mi...teşekkürler canım sevgiler...

@papagangibi: burası pek çoğumuz için belki de yaşamımızın büyük bir bölümünü oluşturuyor. ama asla hepsini değil işte en önemli ve anlaşılması gereken fark da bu öyle değil mi teşekkürler sevgiler...

Ozan Kayra dedi ki...

serden geçerim blogtan geçmem =p takibindeyim her zamanki gibi. sen yaz, okuyanın eksik olmaz canımcım =)

beenmaya dedi ki...

@öykü: gerçektende burası güzel bir alan. paylaşılacak, öğrenilecek, öğretilecek o kadar çok şey var ki...teşekkür ederim canım sevgiler...

@Liberterkedi: hatat bir nevi ayna görevi görmeye başlıyor sanırım ne dersin arkadaşım...

ve ironi...sanırım insanın başrolde olduğu her durumda zaman tanımlaması söz konusu değil ve olmayacak ta..

sevgiler selamlar...

beenmaya dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
beenmaya dedi ki...

@Brajeshwari: iletişim doğru kurulduğu müddetçe fikirler birbirinin tamamen tersi bile olsa böylesine sert, keskin sorunlar yaşanmayacak aslında. bunun güzel bir örneği oldu canım yaşananlar. ama başından yanlış kurulan iletişim en azından sonradan doğru noktalardan kuruldu...

öperim kocaman...

Unknown dedi ki...

Çok iyi anlaşıldı şimdi. İnsan gördüğündür/görmek istemeye koyduğun kefenin içerisindekidir.

Kalemin daim olsun.

beenmaya dedi ki...

@Liberter Kedi: sen saklandığını sanarken baktığın aslında ta kendindir...

senin de öyle...

sufi dedi ki...

Sevgili beenmayam;
Acımasız eleştiriler sanıyorum bizleri"yemekteyiz" programı formatına uydurmak için yapılıyor.Gerçek şu ki burası bir arena ve savaş alanı değil ki.Bizlerin de birliktelik yolcuları olarak reyting yapma gibi bir endişemiz yok.Aylar önce blogda "AKP den kurtulmanın yolları "başlıklı mevlananın bir hikayesini yazmıştık.Eşeklerin sürekli semerci değiştirmeyi istemeleri ve her gelen semercinin bir öncekini aratması sonucu, eşeklerin verdiği son karar ."Biz ne zaman eşeklikten kurtulursak" o zaman duasına yapılan bir yorum "darısı bunu yazanları da başına olsun"şeklindeydi.Sufi istersen silelim dedi, bense yorum kalmalı gibi düşündüm, vardır kurtulmam gereken bir eşekliğim ki bu eleştiri bana yapılmıştır dedim.Vardır bir hikmeti, ayrıca eşekleri de çok severim laf aramızda.Sevgilerimle dilek.

beenmaya dedi ki...

@thesaurus: yerim ben seni :))

beenmaya dedi ki...

@sufi: sevgili Dilek işte biz "eleştirmeyi" bilmiyoruz asıl sorun da bu değil mi. ve bu konuda birşeyler söylediğimizde de eleştiriye açık olmadığımız şeklinde yargılanıyoruz. sevgiler selamlar...

parka dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
beenmaya dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Ateş Böceği dedi ki...

Dilin kemiği eleştri yapmanında sınırı yok malesef insanoğlu olarak başkalarının hatalarını aramaktan vazgeçip kendi hatalarımız düzeltmekle ilgili kendimizi ne zaman sorgulayıp eleştireceğiz acaba.Ben şahsen yadıklarını çok beğeniyorum ve her defasında farklı tatlar buluyorum ellerine sağlık yazdığın bizede okutturduğun için meyve veren ağaç her zaman taşlanır felsefesiyle sen güzel yazılarına devam et :)

beenmaya dedi ki...

@Ateş Böceği: genelde kendi hatalarımızsan saklanmak, kendi hatalarımızı saklamak adına başkalarındaki yanlışları görmeye göstermeye dair değil midir tüm bu hevesimiz...oysa önce kendi içimize bakabilsek, kendimizden başlayabilsek belki de herşey çok daha farklı ve güzel olacak...

çok teşekkür ederim güzel sözlerin için. sevgiler selamlar...:))

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Yazıyoruz, paylaşıyoruz ve yaşıyoruz.
Bunu kimse bozmasın lütfen.:)

beenmaya dedi ki...

@özlem: o halde yazmaya, paylaşmaya, yaşamaya devam :))

Adsız dedi ki...

'yaz yaz yaz
bir kenara yaz
bütün sözlerini....'
bundan iyi bir kenar mı var...

beenmaya dedi ki...

@çalıkuşu: sanırım yok haklısın :)))

cüneyt uzunlar dedi ki...

benim yorumumu niye yayınlamıyor kırmızı günlük

YAZANA DAİR dedi ki...

niye yazdın şimdi bunu? merak ettim :)

MeaCulpa dedi ki...

Ne oldu yahu böyle. Kendimi blog dersinin amfisinde çok ciddi bir hocanın karşısında gibi hissettim. Heyecanladım ayaklarım titredi valla. Sözlüye falan kaldırırsa şimdi diye:))Sıkma canını boşver olacak istemesekte zaman zaman böyle şeyler, bu kadar çok insanın olduğu yerde. Canını sıkmaya, sinirlenmeye değecek şeyler değil bunlar.Sevgilerimle:))

cüneyt uzunlar dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
beenmaya dedi ki...

@yazana dair: içimden geldi diyelim :)))

@Haşim: :))) oo sen derse geç kaldır sınıf çoktan dağıldı gitti :)) teşekkürler sevgiler...

beenmaya dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
efrasiyab dedi ki...

kesinlikle katılıyorum. aynı şeyleri düşünüyoruz. ekleyecem hiç bişey yok:)

cüneyt uzunlar dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
beenmaya dedi ki...

@efsasiyab: teşekkür ederim sağolasın :)))

beenmaya dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
cüneyt uzunlar dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
beenmaya dedi ki...

@Boş Arsa: sevgili Boş arsa yorumunuz bir önceki yazıma gelmiş olduğundan cevabıyla birlikte orada yayınlanmıştır.

Bilginize :)))

Adsız dedi ki...

Blog,weblog aslında anlamları güzel. Fakat artık öyle bir olduki blogcularımız bu anlamları yitirip farklı konulara yelken açtılar.

Bence blog kişinin girdiğinde huzur bulduğu, okurunu keyiflendirebildiği açık bir yuvadır.

Yazmayıda okumayıda seviyorum. Weblogun anlamını yitirmeyelim ve yitirtmeyelim.

beenmaya dedi ki...

@Erkanca: temenninize katılıyorum. keyifli paylaşımlar dileğiyle. teşekkürler...

pRncfRn dedi ki...

Ben seviyorum seni biliyorsun dimi?

'Bizler burada yaşadığımız “an”ları, “anı”ları anlatırken, duygu ve düşüncelerimizi dile getirirken yaşamımızın tamamını sermiyoruz gözler önüne.'

Ne doğru bir tespit!

beenmaya dedi ki...

@pRncfRn: bende seni :)))

Adsız dedi ki...

Aslında bizleri dinleyecek bakir kulaklar arıyoruz:)
Ama ne kadar masumane başlamışsa da işin içine hit, reklam, kimi sitelerdeki ölçümler vs girince ve okuyan/takibeden sayısı artınca bir süre sonra herkes kendisini daha farklı görmeye başlayabliyor...
Peşinden otosansür geliyor... vs vs...

beenmaya dedi ki...

@Emrah Atik: kısacası işin içinde insan olduğu için, güzelliklerin yanısıra insani zaaflarımız, hırslarımız, çıkarlarımız, yanlışlarımızda ekleniyor öyle değil mi...

7.oda dedi ki...

ama başkalarıyla uğraşmadan, sataşmadan, didişmeden mutlu olamayan zavallılar var bu ülkede..
onları da anlamak lazım :)
seni beni yargılayacak ki mutlu olsun Mayam ..

beenmaya dedi ki...

@7.oda: kendi yapamadıklarının, hatalarının acısını başkalarından çıkaranlar hem de öyle değil mi...

7.oda dedi ki...

ve komplekslerinin !!

beenmaya dedi ki...

@7.oda: aynen!