Pages

SALINCAK

6.01.2011

“Bitmedi bu ilişki, kesildi, diyor. Bıçak gibi. Bitse bu kadar akmaz bu kan. Can bu kadar yanmaz. Tek bir sözün söylenmemesi saplanıp kaldı yüreğime şimdi. Sustukça çevriliyor bıçağın ucu. Sustukça daha derine batıyor.”

Gözünden akan yaş yanağından süzülüp geliyor benim yüreğime akıyor. Aynı bıçağı yemiş gibi oluyorum. Zamansız. Amansız bir acı saplanıyor yüreğime. Gözlerim doluyor. Bir dost yüreğin kesiği benim içimde kanıyor şimdi. Benim içimde sancıyor.

“Nerede bu ince sızının ilacı? İlk sızım, ilk ağrım, ilk hüsranım bu, diyor. İlaç bul, ilaç ol bana. Canım çok yanıyor.”

Keşke diyorum içimden, avucuma alıp da avutabilsem yüreğini. Kendi sevgimi, sıcaklığımı katık edip de bastırabilsem yarana. Onarabilsem tüm incinmişliğini. Binlerce öpücükle temizleyip de kararmış yerlerini yüreğinin, söküp atabilsem tüm kötü sözleri, niyetleri. En güzel ana eşleyip de yüreğini, en renkli duvarına asabilsem hayatın, hep orada tutabilsem. Ama henüz erken. Biliyorum.

Herşey sırasıyla aslında bu hayatta öyle değil mi? Şimdi acı çekmenin zamanı mesela. Sonra yavaş yavaş dinmenin, dindirmenin. Yavaş yavaş sönmenin. Köze dönüp de içinde yanan ateşin, dumanının tütmesinin. Ama asla unutmanın değil. Zaman unutturmuyor çünkü. Unutmuş gibi yapmanı sağlıyor sadece. Sarıp sarmalayıp eksilen yerlerini, kaldığın yerden devam ettiriyor. Hadi şimdi sıra sende!

Önce, henüz dumanı tüterken üzerinde, zamanın sana uzattığı bavula katlayıp bir güzel özenle yerleştireceksin ona ait herşeyi. Çirkinleşmesin, kirlenmesin bekledikçe, düşündükçe diye lavantalar koyacaksın aralarına. Kitleyip kapatacaksın bir güzel. Belleğindeki az kullanılan odalardan birine yerleştireceksin bavulu, çekeceksin kapıyı üzerine. Anahtarı kendinin bile hatırlamayacağı bir yere koyacaksın.

Hayat zamanın salladığı kocaman bir salıncak gibi. Bırakacaksın kendini zamanın kollarına sallanacaksın. Bir ileri bir geri gidip geleceksin sürekli. Bir hızlı bir yavaş. Bir geçmişte, bir şimdiki anda. Zamanla alışacaksın. Hepimiz aynısını yapmıyor muyuz zaten? Ve unutacaksın zaman içinde. Aslında unutamadan, unutmuş gibi yapacaksın.

Geride arasıra sadece senin duyacağın, sonsuza dek sürecek bir sızının ince bir fısıltısı kalacak kulağında. Daha sıkı sarılacaksın böyle zamanlarda salıncağın iplerine düşmemek için. Fısıltıları rüzgardan sanacaksın. Rüzgara yoracaksın.

Sonsöz; Zaman unutmuş gibi yapmanın zamanı şimdi hadi. Otur salıncağın bir köşesine, yanıbaşıma. Bir dostun sözüne yasla şimdi başını, bir dostun yüreğine...



*İlk yayın tarihi: 14/01/09
**Görsel:
Deviantart

40 sayfa ekleyen:

parmakuçlarım dedi ki...

biri bana gelsiinn.. o da sensiinn..mimini alsıınn..üşenmesin cevaplasınn :))

Adsız dedi ki...

Aşk ölümden daha soğuktur.

Efsa dedi ki...

Biliyorsun değil mi bu son sözün benim en sevdiğim.

y. dedi ki...

Seni yitirmedim, kaybettim.
Cep saatimi yitirdim, seni kaybettim.
Gökyüzünün herhangi bir yerinde
herhangi bir gökyüzünde
kaybettim seni.

Kim kimi buldu ömründe?
Herkes başka bir günü düşündü.
Şöyle ya da böyle
ömründe olmayan dünü düşündü.

Yeryüzünde hemen şurda
kaybettim seni.
Telaşla, korkuda kaybettim.
Hüzünde, coşkuda kaybettim.
'Mutluluktan ölebilirim' dedin, kaybettim.

Kim kimi tanıdı ömründe?
Herkes başka bir durumu düşündü.
Şöyle ya da böyle
ömründe olmayan umudu düşündü.

Kaybolan ne varsa onlarda, onlarla
geçen günlerden birinde, geçmişte
kaybettim işte, zaman sustu.
Zifiri karanlık bir mağarada
ürkek bir yosun ışıdı, kayboldu.

der süreyya berfe...

tıpkı söylediğin gibi ne çok isteriz sevdiklerimize ilaç olmayı, tek bir doz verilsin ve acımız bitsin ne çok isteriz. mümkün değidir oysa, işte o zaman merhem olunamayınca yaralarımıza, içimizde o çok kanayan yer kendini korumak adına kapatıverir şalterini ve açar anıların sandık odasını. bir güzel katlar toplarız kendimizi, başkaları iyileştik sanır, soğurken gövdemiz. kapılar kapatılır belleğin haritasında, bütün anahtarlar atılır. sandıklarda sararan danteller gibi,anılarımız tozlanır. yüreğiyle yaşayanlar silemez geçmiş günlerin izlerini, sandıklarda anılar bir bir çoğalır. bakarsın birgün kendine aynalarda. yanardağlar gibi, kabuğun sert, kayaların kırılmaz. ama bir kez girdiğinde içine, cehennemin tüm ateşleri mağmanın içinde gizlidir. senin gibi olmayanlar anlayamaz.

sen varya, neler düşürüyorsun puslu günlerde aklıma böyle, öperim yüreğini.

Vladimir dedi ki...

Çok güzel, fazla acı. Sonsöz ise mühür gibi, akılda kalıcı:
"Daha sıkı sarılacaksın böyle zamanlarda salıncağın iplerine düşmemek için. Fısıltıları rüzgardan sanacaksın"

dick laurent dedi ki...

"Hayat zamanın salladığı kocaman bir salıncak gibi." yazını okurken çok hoş bir karşılaşma oldu; evet, cümleler ve düşünceler de çarpışır bazen.. bu tıpkı, iki farklı yöne giden, ve karşı yönden gelen bir şeye çarpman, ve onun sana çarpması gibi.. sonra hiçbir şey olmaz, yoluna devam edersin..

denizkızı dedi ki...

ödülünüz var ben de efendim :)

Avram dedi ki...

ZOr iştir bildiğin duygu üzerinden açıklamak insanlara.Açıkladığını sanırken bir yerlerin önce sızlamaya başlar sonra sızı yangına döner.Yangını yeniden başlatmak için alt tarafı basit bir kibrit ateşi diye düşündüğün kelimeler yeter de artar bile.Kibrit ateşi orman yangınına döner.sabırı su yaparsın ama bir yandan da her kelime , suyu buhar etmeye devam eder.

oeo dedi ki...

zaman geçer biz göçeriz,

bir yanımız hep unutmuş gibi yaparken unutan mı unutulan mı tartışması da sürer gider




gönlünüzce kalın

losstime dedi ki...

tahsis edilen yer için teşekkürler. aslında bu yazdıklarının üzerine söylenecek pek bir cümle yok ama...
zaman geçer biz tüten dumanı bile görmeyiz, sonra bir şey olur bir şarkı, bir görüntü bir söz... sonra bir bakmışsın aslında haal aynı yerdesin...aslında hiç gitmemişsin, o salıncağa hiç binmemişsin...sevgiler

feanor dedi ki...

Ocak 2009?

Sana yazdım desen inanırım.

Brajeshwari dedi ki...

bana yazdın desem bende inanırım:)

Rüzgar fısıldadı heralde, ben yaslarken başımı, güzel yüreğine...

ayşegül dedi ki...

dizlerinde ağlamak istiyorum.sana sarılıp ağlamak istiyorum salya sümük.beni avut istiyorum.bu cümlelerin hepsi benim olsun istiyorum.istiyorum,istiyorum, istiyorum...aahh mayam seni çok seviyorum :)

cem dedi ki...

zamanın unutturmadığını, sadece alıştırdığını anladığı zaman insan bi tökezliyor önce. sonra ona da alışıyor. dediğin gibi en güzeli bir dostun sözüne yaslanmak böyle zamanlarda...

Budeliçocuk dedi ki...

Hep derim,
Unutmak;Aklın eylemidir,
Aklın zaafı...
Yürek,
Yürek asla unutmaz...

Evet,
'Canım çok yanıyor.'

A-H dedi ki...

iyi de maya o salincagi sallayan biri lazim her daim

beenmaya dedi ki...

@parmakuçlarım: geldim, gördüm, aldım koydum cebime. elbet bir gün cevaplayacağım merak etme :)))

beenmaya dedi ki...

@Syrakusa/Beter Böcek: ve de daha sıcak...

beenmaya dedi ki...

@Efsa: bilmez miyim prensesim...

beenmaya dedi ki...

@y: sen var ya sen nasıl da giriveriyorsun en olmadık dehlizlere, nasıl da görüveriyorsun kelime kelime içimi, döküveriyorsun...

beenmaya dedi ki...

@Vladimir: durup da, diğer her şeye kapayıp da kulağımızı bir dinlesek rüzgarın fısıltısını ne öyküler anlatır kimi, kimlere anlatır kim bilir sevgili Vladimir...

beenmaya dedi ki...

@**: çarpıyorsun, karşılaşıyorsun o an ama doğru ama yanlış yaşıyor ve yaşatıyorsun bazı hisleri sonra her şey eskiye dönüyor yine. sen eski sen olmuyorsun elbet kendine kattıkların ve kendinden eksilenlerle ama devam ediyorsun yola söylediğin gibi...

p.s: bu arada nerelerdesiniz sen ve blogun???

beenmaya dedi ki...

@aşkolsuN :): yüzümde kocaman bir tebessümle geldim, aldım ve yüreğime ekledim. çok teşekkür ederim :)))

beenmaya dedi ki...

@AVRAM USTA: hem de ne zor ama kör topal, düşe kalkla yana yakıla bir şekilde devam edersin işte...

beenmaya dedi ki...

@syrus: cevabı hiçbir zaman net verilemeyen, cevabı yaşanan ve yaşatılana göre değişen sorulardan biridir unutan mı unutulan mı sorusu sevgili syrus...

teşekkürler ve sevgiler...

beenmaya dedi ki...

@losstime: zaman geçer ama eğer hala aynı noktada kalmak istemiyorsan senden geçmesi gerek önce...

sevgiler :))

beenmaya dedi ki...

@feanor: sen o zaman yayınladığımda yazının altına eklediğin yorumu okudun mu peki?

bak ne yazmışsın; Ben yazacaktım; ama önce davranmış Bugünü Yaşama Arzusu...

İlk kez bir yazınla özdeşleştirdim kendimi bu kadar. Bana söylüyormuşsun gibi hissettim.

Hem zaten belki de sadece ona değil; hepimize söylüyordun...

Seviyorum seni ve yazdıklarını kırmızı güvercin; derdimi tasamı dillendirdiğin için çok teşekkürler... :)

p.s: bu arada dün duymamışım ama bugün arayacağım :))

beenmaya dedi ki...

@Brajeshwari: yüreğinden öperim seni :)))

beenmaya dedi ki...

@AyŞeGüL: kuzum nerelerdesin sen bakayım bu aralar fazla kaybolur oldun uzaklardan iyisin değil mi?

öperim de severim de hem ben seni...

beenmaya dedi ki...

@gereksiz adam: hem de nasıl alışıyor insan. alışmak oluyor en büyük tesellisi...

beenmaya dedi ki...

@Budeliçocuk: unutamamak belki de yüreğin en akılsız hali...

hoş geldin bu arada ve de teşekkürler...

beenmaya dedi ki...

@A-H: hayat sallıyor ya işte senin de yardımlarınla sevgili A-H...

suve dedi ki...

Çok çok etkileyici...Ben de aynı cümleyi kuracağım sanırım..çok güzel fazla acı...

beenmaya dedi ki...

@suvebeyaz: ne güzel bir isim bu suvebeyaz...

ve çok teşekkür ederim :))

suve dedi ki...

ben de teşekkür ederim beenmaya :-))

beenmaya dedi ki...

@suvebeyaz: :)))))

sufi dedi ki...

Sallanırken salıncak bir ileri bir geri hep geri geri gideriz geçmişe, geleceğe ise gideriz hep ileri ileri.Gözümüz görse de geleceği, sırtımızdadır saplanan bıçakların kanırtan izi.Mayam öperim seni.

beenmaya dedi ki...

@sufim: can sufim canım sufim ve bu yüzden de hiç bilemeyiz şimdi'nin değerini öyle değil mi...

ben daha çok öperim...

Elif Gizem dedi ki...

Ne güzel bir dostsun sen öyle. Sıcaklığın buraya kadar uzandı biliyor musun? Bazen yanıbaşımızdakileri koruyamıyoruz üzülmekten ama onlarla birlikte üzülüyoruz. ve acıları hafifliyor biraz da olsa, anlaşılıyor olmaktan...

beenmaya dedi ki...

@Elif Gizem: canım benim yüreği güzel, kocaman Elifim öpüyorum seni...